“Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” ya da “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” gibi güzel atasözlerimiz var. Bütün bu veciz sözler daha önce bir iş veya işleri yapan kişinin aynı şeyleri tekrarlayacağı ya da yaptığı eylemin onun zihniyetini göstereceğini ifade eder.
Burada bir önceki Toplu Sözleşmede memurların emek ve alın terini hükümete peşkeş çeken Malum-Sen’in aynı şeyi 2016-2017 yılı Toplu Sözleşme görüşmelerinde de memur ve memur emeklisi için tekrarlayacağı ve bir kez daha 4,5 milyonu aşkın memur ve memur emeklisini hüsrana uğratacağı endişesi içerisindeyiz.
İktidarın kanatları altında palazlanan bir oluşumun aslında farklı bir irade sergilemesi de beklenmemelidir. Beslendiği yerden bağımsız hareket etmek, onların davulunu çalmaktan vaz geçmek, tabir-i caizse o hareketi aç susuz bırakır ve hatta yok oluşuna vesile olur. İktidarın koltuk değnekleriyle ayakta duran bir yapıdan elbette ki başka bir şey beklenemez. Emeği de pazarlar, alın terini de yok sayar..! İşte bu nedenledir ki memurlarımız ve memur emeklilerimiz bir kez daha yüz üstü bırakılacak ve aldatılmış olacaklardır.
Toplu sözleşme masasına yasanın verdiği yetki ile oturan diğer iki Konfederasyona, “Burada ne işiniz var? Burada olmamanız lazım” diye uzatılan her mikrofona konuşan Malum-Sen’in Başkanı nihayet önceki gün “masayı gizli kapıların arkasına” taşıdı. Diğer Konfederasyonlardan habersiz, Başbakan ile gizli bir toplantı yaptılar. Başka bir ifade ile Başbakan ile satışın son rötuşlarını yaptılar. Bugün yarın elbette foyası meydana çıkacaktır.
Malum-Sen her zaman olduğu gibi hamaset yapmaya, memurların asli sorunları yerine başka konuları gündeme getirmeye devam ediyor. Bu yılki Toplu Sözleşme görüşmelerine katılan Malum-Sen heyeti “kravat takmayarak toplantılara katıldıklarını, bunun bir protesto olduğunu , memurların tamamına kıyafet serbestisi istediklerini” sürekli dillendiriyor. Üzülerek ifade etmeliyim ki, bu popülizme kanan memurlar da var. Sorgulamayan ve körü körüne bunlara alet olanlar oldukça fazla…
Memurun en önemli sorunu ücret dengesizliği başta olmak üzere, ek ödemelerinin emekliliğe sayılmaması, ek gösterge adaletsizliği, özel hizmet tazminatı adaletsizliği, vergi dilimlerinin yüksekliği nedeniyle yaşanan ücret kayıpları, yan ödeme adaletsizliği, memurlar için iş tanımları yapılarak, gerçek manada “eşit işe, eşit ücret” ilkesinin hayata geçirilmesi, Yardımcı hizmetler ve Genel İdari Hizmetler sınıfındakilerin 1. Dereceye (ünvansız) ilerleyememelerinin önlenmesi, 4/B ve 4/C’lilere kadro sorunu, fazla mesai ve yardımcı hizmetlilerin memur kadrosuna geçirilmesi gibi temel sorunlar dururken, bunları bir liste yaparak ve ellerine alıp “bunlar olmazsa bu masadaki pazarlığın anlamı olmaz. Bunlar çözülmezse imza atmayız. Bütün çalışanları sokağa dökeriz” demek yerine, “kravatsızlık öncelikleri” olmuş. Yazıklar olsun bu zihniyete de… Destek verenlere de..!
Başbakanla yaptıkları gizli toplantıdan da basına sızdığı kadarıyla, “kıyafet serbestisinde” ısrar etmişler. Bir de “Cuma günleri Cuma Namazı için iki saat izin” düzenlemesi talep etmişler. Ey densizler! Cuma günü her memur rahatlıkla bu ülkede namazına gidebilmektedir. Yıllardır da kimse buna müdahale etmemiştir. Bu ülkede buna müdahale eden olursa da karşısında ilk önce bizi bulur. Hamasetten ve popülizmden beslenmek için bu yollara giriyorsunuz. Ancak, memurlarımızın büyük bir bölümü bunun farkında ve şuurundadır.
Yüce Peygamberimiz, “Müslüman bir delikten iki kere sokulmaz” buyurmuşlardır. Memurlarımızın bir bölümü ne yazık ki yedikleri kazığa rağmen, aynı delikten tekrar geçerek Malum-Sen’e destek vermeye devam etmişlerdir. 
İşte 2015 yılı için atılan kazık: 
Memur ve Memur emeklileri %3+3 artış, olursa enflasyon farkı…
Memurların bir bölümü 4. Aydan itibaren, tamamı ise 6. Aydan itibaren bir üst vergi dilimine girdiler. Yani %15 olan kesinti %20’ye çıktı. Vergi dilimlerinin birinci ayağı olan %15 oranı 12 bin TL’ye kadar… Yıllık geliri 12 bin TL’yi aşan gelirlerde ise %20 oranı uygulanıyor. Sözleşmeli memurlar brüt ücret üzerinden vergilendirildiği için 2015 yılındaki artışların tamamı vergiye gidiyor. Hatta eksi (-) bakiyeye düşenler bile var. Diğer memurların tamamı ise yıllık %6 zammın en az %3’ünü vergi olarak yıl içinde iade ediyor.
Memurların acı gerçeği bu tablo iken kamuda işçilerimiz 2015 yılında ne kadar zam aldı? Birde ona bakalım;
İlk altı ay %5, ikinci altı ay %6, toplam %11 artış. +500 TL denge tazminatı
Hükümet aynı hükümet, bütçe aynı, Devlet aynı… Biri işçi, diğeri memur… Birine %11 + 500 TL, diğerine %6 artış… 
Bu sözleşmelere kimler imza attı?
Memurlarla ilgili sözleşmeye, Hükümet ve Memur-Sen
İşçilerle ilgili sözleşmeye, Hükümet ve Türk-İş
Bu tablo tek kelimeyle vicdansızlıktır, emek hırsızlığıdır…
Ey memur, Ey Memur emeklisi, şimdi anladın mı sana atılan kazığın ne kadar büyük olduğunu? Gör artık! Aynı güruh size yeni kazıklar atmak için hükümetle kapalı kapılar arkasında hesaplar yapıyor..!