ANKARA (ANKA) -Milliyetçi Hareket Partisi Kadın Kolları Koordinatörü Nevin Taşlıçay, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yayınladığı mesajında, “Türk Dünyasındaki vahşeti görmezden gelenlerin vicdanının sesi olmaya, Türk Dünyası Kadınlarının kimsesi olmaya kararlıyız” dedi.

Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan Taşlıçay, “Kamu kurumlarından sokağa, hastaneden pazara, meclisten tarlaya kadının tacize, şiddete uğramadığı bir yerin kalmadığı ülkemizde Dünya Kadınlar Günü milletçe kendimizi muhasebeye çekmemiz için bize eşsiz bir fırsat sunmaktadır” diyerek şöyle devam etti:

“Milletçe içinde bulunduğumuz karanlık günler; evinde anne, iş yerinde çalışan, toplumda saygın bir fert olan kadını 2. sınıf insan konumuna düşürmekte ve her geçen gün tarihten günümüze kalan Türk Kadını imajını yok etmektedir. Tarihte Bacıyan-ı Rum ile dünyada ilk defa teşkilatlanan iş kadınlarımız, İnebolu’dan Ankara’ya kağnılarla mermi sandıklarını getirme iradesini de sergilemekten geri kalmamışlardır. Dünyanın en nadide eserlerinden Taç Mahal-e ilham olurken Gevher Nesibe ile de dünyanın ilk tıp medresesinde vücut bulmuştur. Hanlar Hanı Cengiz Han’dan ‘Han’ım’ kavramını alırken yalnızca evinin mahkumu olmamış aynı zamanda toplumun bir parçası olarak pek çok vazifeyi üstlenmiştir. Dün ata binen, kılıç kuşanan, keçisini sağan, çocuğunu beleyen Türk Kadını bugün de özüne dönük olarak hem iş hayatında hem de toplumda aktif olarak var olmak zorundadır. Yoksa ünlü sosyolog Ziya Gökalp’in Türkçülüğün Esasları adlı eserindeki Aile bahsinde de geçtiği gibi kadının geri kalması durumunda milletin ilerlemesi duracak ve dahi millet gerileyecektir.

Kadının bayağılaştırılması; ne kadının hükümdar olduğu kadim Türk örfü ile, ne kadının seçme-seçilme haklarını batılı emsallerinden önce edindiği Cumhuriyet ilkeleri ile, ne de cennetin annelerin ayakları altında olduğuna inanılan yüce İslam inancı ile bağdaşmaz. Bu durum ancak özünden kopmanın bir sonucu olarak karşımıza çıkan akıl tutulması ile bağdaşır. Elini attığı her işi güzelleştiren, ona derinlik, estetik katan kadınlarımızı sosyal ve ekonomik hayatın içinde eşit ve saygın bir yere el birliğiyle taşımalı ve kadim geleneğimizdeki yerimizi geri almalıyız.

İçinde bulunduğumuz hal ne kadar berbat olursa olsun; hatırlatmak isterim ki, Anadolu’daki kardeş ve taht kavgasının yaşandığı, iç karışıklıkların hakim olduğu Fetret Devri’nden çok kısa bir zaman sonra kutlu ceddimiz İstanbul’u fethetme gücü ve kabiliyetine ulaşmıştır. Bu hedefle içinde bulunduğumuz bozgun, yıkım ne kadar büyük olursa olsun, yeniden Fetih rüyasıyla yeni nesiller yetiştirme gücünü bir an olsun kaybetmemeliyiz. Ve buradan hareketle Genel Başkanımızın gösterdiği yol üzere, ekonomide, siyasette, sosyal bünyede; ahlak, hakkaniyet ve demokrasiyi kurumsallaştırmış, bölüşüm ve dağıtım kanallarını isabetli şekilde tanzim etmiş bir yönetim modeliyle geleceğin büyük Türkiye’sini inşa etmeye yeminli olan Milliyetçi Hareket Partisini iktidara taşımak üzere yoğun mesai harcamalıyız. Toplumsal bunalımın da akıl tutulmasının da çaresi ancak budur.”

Abdülhamit'in Serveti Abdülhamit'in Serveti

Medeniyetler arası çatışmalardan en büyük yarayı kadınların aldığını ifade eden Taşlıçay, “Suriye’de, Irak’ta, Doğu Türkistan’da tecavüze uğrayan, katledilen, köleleştirilen yüz binlerce soydaşımızın çığlığına kulaklarını tıkayan insanlığa inat ‘Türk Dünyası Özelinde; Kadının Statüsü, Kadın Hakları, Kadın Hareketleri, Kadın Tarihi, Kadın ve Demokrasi, Kadın Sağlığı, Kadın İstihdamı, Kadın STK’ları’ gibi konularda çalışmalar yapacağız. Türk Dünyasındaki vahşeti görmezden gelenlerin vicdanının sesi olmaya, Türk Dünyası Kadınların kimsesi olmaya kararlıyız. Bu vesileyle her şeyin en güzeline layık olan başta şehit anaları, eşleri olmak üzere tüm Türk Kadınlarının Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum” dedi.

Editör: TE Bilisim