ABD Başkanı Obama, ABD’nin karadan müdahaleyi öngörmeyen IŞİD planını 4 aşamalı olarak açıkladı. Bu planı uygulamak için ABD’nin  geniş bir koalisyona liderlik edeceğini de açıkladı. Obama, amaçlarının ‘kapsayıcı ve sürdürülebilir bir terörle mücadele stratejisiyle IŞİD’in gücünü önce azaltmaya ve sonuçta da tamamen yok etmeye yönelik’ olduğunu belirtti.
Obama’nın açıkladığı IŞİD ile ilgili stratejisi dört esas üzerine oturmaktadır. Bunlar:
IŞİD’e karşı sistematik hava saldırıları gerçekleştirilecek,
-Sahada IŞİD ile mücadele eden güçlere destek verilecek,
-İstihbarat ile yabancı savaşçıların IŞİD’e katılımının önlenmesi sağlanacak,
-İnsani yardımlar yapılacak. 
Obama’nın stratejisi Suriye’de IŞİD’e karşı Esad rejimine güvenilemeyeceği ve rejim karşıtlarının güçlendirilmesini öngörüyor. 
Esad karşıtı Suriye muhalefetinden beklendiği gibi “hem IŞİD’i hem de Esad’ı yenmek için uluslararası güç birliğine hazır ve istekliyiz” açıklaması geldi. 
Suriye hükümeti ise, Şam yönetiminin izni ve iş birliği olmadan Suriye topraklarına yapılacak herhangi bir ABD müdahalesini “saldırı” olarak görecekleri uyarısında bulundu. 
Buna karşılık Obama, “Esad kaybettiği meşruiyetini bir daha asla geri kazanamayacak” diyerek Esad ile köprüleri attı. 
Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ise “BM Güvenlik Konseyi kararı olmadan atılacak bu adım uluslararası hukukun ciddi ihlali, saldırı girişimi olur” açıklamasını yaptı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü de ‘ABD yönetiminin Suriye’nin egemenlik, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığına saygı duyması gerektiğini’ söyledi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü de “IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyon, ciddi karmaşaya sahip. Koalisyonun terörizmle kararlıkla mücadele etmesi şüpheli” dedi.
Görüldüğü gibi bölgeyle ilgili olan güçler derhal gardlarını almış ve saflarını belirlemişlerdir.
Obama, bölgeye kara gücü sokmayacağını açıklayarak bu ihtiyacı IŞİD karşısında tanklarını toplarını bırakıp kaçan Irak askerleri ile IŞİD karşısında Erbil’i savunmasız bırakan Peşmergelerle karşılayacağını umut ediyor. Bunlara bir de Esad muhalifi güçleri ve PYD/PKK unsurlarını eklemlemeyi düşünüyor!
ABD’nin örgütlediği koalisyonla yapacağı saldırıların yaratacağı bölgesel ve uluslararası sorunlar azımsanmayacak ve hatta içinden çıkılamayacak boyutta olacaktır. ABD’nin oluşturacağı yıkım koalisyonunun bölgede hangi sorunlara yol açacağı henüz belli değildir. Yapılacak bombardımanın arkasında nasıl bir yıkım bırakacağını, bölgede ne tür hesapsız değişmeleri tetikleyeceğinin hesabı da yapılmamıştır. Bombardıman ve müdahale ile yıkılacak dengelerin nasıl kurulacağı da şimdiden belli değildir.
Ancak Suriye-Irak coğrafyasına yapılacak bombardımanlı bir müdahaleden en fazla etkilenecek ülke Türkiye olacaktır.
Bir defa ABD’nin bir zamanlar Irak hükümetine bıraktığı gelişmiş silahlarının IŞİD’in eline geçtiği biliniyor. Şimdilerde de ABD’nin bölgedeki müttefik güçlerine vereceği yeni silahlar PKK’nın eline geçecektir. 
Türkiye’nin bu ihtimale karşı haklı ve acil kaygıları nüksetmiştir. Zira  Peşmerge birçok yerde IŞİD’e karşı PKK çizgisindeki HPG ve YPG gibi yapılarla birlikte savaşıyor. Ankara, peşmergeye yapılacak destekten PKK’nın istifade edeceğini bilmektedir. PKK’nın Irak’ta, ama en çok da Suriye’de bu kadar çok öne çıkmasının Türkiye’yi sıkıntıya sokacağı da kesindir. 
 Diğer yandan PKK’nın da IŞİD ile birlikte eline geçen fırsatları sonuna kadar değerlendirmek isteyeceği biliniyor. Bu bağlamda PKK’nın Suriye kolu YPG/PYD, “IŞİD’e karşı savaşmak” için Özgür Suriye Ordusu’yla ittifak imzaladığı haberleri geliyor. ÖSO’yu ise Türkiye’nin desteklediği ılımlı (!) Esad muhalifleri oluşturuyor. 
Hali hazırda Irak ve Suriye’de etkinliğini artıran PKK, Türkiye’de de devlet otoritesi yerine kendi otoritesini inşa hareketlerine hız vermiş durumdadır. Bütün bu gerçekler karşısında Obama’nın ayağı yere basmayan stratejisinin peşine takılmak Türkiye’ye pahalıya mal olacaktır. Türkiye, yakın tehditleri dikkate alarak pozisyonunu yeniden gözden geçirmelidir.
Bu