Terör örgütü PKK'nın TBMM'ndeki uzantısı olan ve Eş genel başkanlığını Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın yaptığı HDP'nin "Kobani'de yaşanan katliam girişimine karşı 7'den 70'e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz." çağrısından sonra Türkiye genelinde çıkan olaylarda onlarca kişi öldü, asker ve polislerimiz şehit edildi, şehirler  yakıldı, yıkıldı. 

Tüm bunları yaşatan AKP'nin çözüm süreci adını verdiği özünde ihanetlerin bir bir sergilendiği sürecin ortağı olan, siyaseti İmralı ve Kandil merkezli yapan HDP olmuştur.

HDP'yi bu şekilde şımartan, azdıran, kudurtan AKP'nin bizzat kendisidir. Hal böyleyken her konuda olduğu gibi bu konuda da ikiyüzlü davranmayı tercih etmektedir. Cumhurbaşkanı görünümlü Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan görünümlü Ahmet Davutoğlu  kameralar önünde HDP ve PKK'ya ağzına geleni söylerken, perde arkasında yine onlarla birlikte plan ve program yapmaktadır.

Yaptıkları yahut yapamadıkları yüzünden "Kukla Başbakan" sıfatının günden güne artmasına neden olan Ahmet Davutoğlu "HDP'nin tutumu ne oldu? Çözüm süreci ve Kobani'yi irtibatlandırarak bize şantaj yaptılar." dedi ama aynı Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan Yardımcısı olan Yalçın Akdoğan olayların olduğu günlerde hala "çözüm süreci" masalı anlatarak HDP heyetiyle görüşme yapıyordu.

Diğer taraftan da olayların olduğu günlerde Öcalan ve Demirtaş arasında telefon mesajlarıyla diyalogu bizzat AKP hükümeti kurduruyordu. Milletin önünde HDP'yi ağır ifadelerle eleştiriyor gözüküyorlar ama arka planda HDP'ye yine siyasi yavru muamelesi yapıyorlar.

Bugünlerde AKP'li yöneticiler, yazarlar Öcalan'ı överek siyasi yavruları HDP'nin vahşi yaramazlıklarını önlemeye çalışıyorlar. Belli ki Öcalan'a yine büyük vaatlerde bulunulmuştur. Bugünlerde ev hapsi, serbest bırakılacağı, baş müzakereci yapılacağına dair haberler ve söylentiler de artış başladı. Sanki bundan önce yol haritasını Öcalan'dan değil de başkasından alıyorlardı ! 

AKP hükümeti Öcalan'ın ipine dünden daha çok bugünlerde sarılmıştır. AKP'yi İmralı'dan Öcalan mı yoksa Cumhurbaşkanı makamından Recep Tayyip Erdoğan mı yönetiyor belli değildir. Ama Ahmet Davutoğlu'nun yönetmediği kesindir.

Başbakan görünümlü Ahmet Davutoğlu HDP ve PKK'ya çok komik bir şekilde esip gürlerken, Abdullah Öcalan'ın cezai şartlarının iyileştirilmesi ile ilgili soruya İçişleri Bakan Efkan Ala, "Bu ağır sorunun önünü tıkamaya çalışan çeşitli aktörler olacaktır. Bu sorunu kökten çözmek hedefine katkı sağlayabilecek ve milletimizin de aleyhine olmayacak adımlar atarız yolumuza devam ederiz. O adımın atılması gerekiyorsa da o adım atılır ama milletin bu sorununun tamamen çözümüne katkıda bulunacaksa" diye Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan da verdiği bir röportajda 'Öcalan'ın şartlarında iyileştirme yapabiliriz' açıklamasıyla AKP'nin bir yandan milleti, diğer yandan PKK'yı nasıl idare ettiklerini göstermişlerdir. 

Aynı adamlar yarın da çıkıp PKK'ya ve Öcalan'a esip gürlüyorlar. Bu kabiliyet Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP'lilere kazandırdığı özelliktir. 

Aslında AKP'nin bu yönünü (AB)(D)ullah Öcalan ses kayıtlarında yeralan  "Süreçte Erdoğan'a Verilen Görev Halkı Popülizm ile İdare Etmek" sözleriyle deşifre etmişti.

AKP kurulduğu günden bu yana varlığını PKK'nın varlığına armağan etmiş bir siyasi partidir. O yüzden varlığını Türk'ün varlığına armağan etmekten uzaktır.

57.Hükümet zamanı adı unutulmuş, eylemleri sıfırlanmış terör örgütünü diriltip bugün Türkiye'nin başına bela etmiş Recep Tayyip Erdoğan güdümündeki AKP, Türk milletini aldatmaya ve kandırmaya devam etmektedir.

Uyanan millet, varlığını ve geleceğini kurtaracaktır. Aksi halde Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'nin masalları karşısında uyumaya devam ederse bu ülkenin Afganistan, Irak, Suriye olması maalesef kaçınılmazdır. 

Kobani'yi bahane ederek Türkiye genelinde eylem yapan PKK ve Öcalan'a yalvararak bu eylemleri durdurmaya çalışan AKP sizce başımıza gelecek felaketi ispatlamadı mı?