Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı
AK Parti'nin dün gerçekleştirilen ve olaylı geçen Yozgat 5. Olağan Kongresi'nde il başkanlığı için yarışan Zekeriya Avşar, seçimin demokrasiden uzak, baskı altında yapıldığını belirtti. Seçimi kaybeden Avşar, adaylık yarışında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ mı, Süleyman Soylu mu, divan başkanı ve üyeleriyle mi yarıştığını anlayamadığını söyledi.

Zekeriya Avşar, kongrede yaşananları Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) değerlendirdi. AK Parti iktidarı döneminde, partinin kuruluşundan itibaren iki dönem il başkanlığı yaptığını hatırlatan Avşar, partiye büyük hizmetlerde bulunduğunu, buna rağmen kongrede kendisine haksızlık yapıldığını ifade etti.

Zekeriya Avşar, "Kongre, uzun süredir hazırlandığımız bir seçimdi. Yaklaşık 3 aydır ilçe kongreleri başladığı andan itibaren il başkan adaylığını etraflı bir biçimde çalışmayla tamamladık. Kongrede daha önce genel merkezimizin adayları birleştirme konusunda ya da adayları teke düşürme konusunda düşünceleri, fikirleri vardı. Biz bunu daha önce konuşmuştuk genel merkezimizle, milletvekillerimizle. Fakat kongrede, doğrusu böyle bir şey yaşayacağımızı tahmin etmiyorduk. Yani listeyi kabul etmemek, konuşma hakkının verilmemesi, listemizde bulunan arkadaşların gündem maddeleri içinde olmuş olmasına rağmen tanıtılmaması, isimlerinin okunmaması, kürsüye davet edilmemesi ve en önemlisi bize konuşma hakkı, söz hakkı verilmedi. Divanın bu tutumu, gündem maddeleri okunmuş olmasına rağmen böyle bir farklı ve yanlış uygulamaya girmelerinden biz son derece müteessir olduk. Arkadaşlarla birlikte buna doğal olarak tepki göstermek durumunda kaldık." dedi.

"BOZDAĞ VE SOYLU'NUN KONUŞMASI TAMAMEN DİĞER ADAYI İŞARET EDİYORDU"

Kogrede, Bozdağ ve Soylu'nun konuşmalarının tamamen diğer aday Harun Lekesiz'e destek mahiyetinde olduğunu söyleyen Avşar, şöyle devam etti: "Burada anlayamadığımız, izaha muhtaç şeyler var tabi ki. Kongrede genel merkezimizden gelen teşkilat başkanımızın yaptığı konuşma, tamamen diğer aday arkadaşımızı yönlendiren ve onu işaret eden, üzerine basa basa vurguları tek tek yapılarak iyi ayarlanmış, iyi hesaplanmış ve netice hedefli bir konuşmaydı. Adalet Bakanımızın yapmış olduğu konuşmada da ülkenin genel siyasetinden veya yapılan hizmetlerden, Yozgat'a yaptıklarından anlatmasını biz beklerken, iş tamamen il başkanlığı seçimlerinde tarafgir, yanlı ve taraflı bir tutum sergilemeye geldi. Divanın yetkisi elinden alındı. Divanın yönetmesi gereken gündemde olmayan ama Bekir Bey'in zorlaması ve iddiasıyla ortaya son derece olumsuz ve bizim için de vahim bir tablo çıktı. Kongrenin sonucunu direkt etkileyecek tutum ve davranış. Ben bugün Adalet Bakanımızın siyasete beraber başladığımız AK Parti'ye üye yaptığımız, yönetim kuruluna davet ettiğimiz ve yönetim kurulunda birlikte görev yaptığımız Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ Bey, siyasetinin de sonuna yaklaştığı bugünlerde yapmış olduğu bu konuşma ve bu konuşmalar, direkt seçimlerin sonuçlarını etkilemesine ben üzüldüm, yazık oldu, emeklerimiz vardı."

"Seçimi kaybetmiş olmanın üzerimizde tabii ki etkisi muhakkak olacaktır." diyen Avşar, "Ama bizim rakibimiz Bekir Bozdağ mıydı, Süleyman Soylu muydu, Harun Lekesiz miydi, divandaki Mahmut Kaçar mı, Ramazan Can mıydı anlayamadık. Biz kimle rekabet edeceğimizi, kimle mücadele edeceğimizi anlayamadık ve netice itibariyle kaybetmiş olduk." şeklinde konuştu.

Zekeriya Avşar, şunları söyledi: "AK Parti 13 yıldır iktidarda olan bir parti. Bu kadar güçlü bir yapının daha fazla demokratik olması, parti içi demokrasinin çalışmasını, parti içerisinde yapılan bütün faaliyetlerde eleştiriye açık olması, farklı değerlendirmelere ve önerilere açık olmasını ben özellikle istiyorum. Genel merkez tek aday, tek aday o dayatması. Bugün Yozgat'ta tek aday olmadı, iki aday oldu. Siyasi Partiler Kanunu'na göre yapılan bir seçimde partiye hizmet etmiş veya partiye üyeliği bulunan her kimsenin 'ben adayım' deyince aday olabileceğini, oy sayısı şöyledir, böyledirden öte partinin içerisindeki parti içi demokrasinin işleyişinin ispatı açısından biz son derece önemli buluyorduk."

DELEGENİN İRADESİNE NEDEN İPOTEK KONULUYOR?

Makam ve mevki sevdalısı, meraklısı olmadığını ifade eden Avşar, şöyle devam etti: "Nihayetinde Süleyman Soylu bu yönetimin yarısını teklif etti ve gelin içinde bulunun dedi. Bu yönetimle birlikte olun dedi. Biz ona 'Hayır, arkadaşlarımızla gerekli çalışmayı yaptık, iddia sahibiyiz, hedeflerimiz var'. Siyasette risk almayı da biliyoruz. Biz AK Parti'yi ve AK Parti'nin içinde olup bitenleri Ankara'dan gelenlere göstermek için aday olmuştuk. Netice itibariyle AK Parti'nin 13 yıllık iktidarının getirdiği nokta yeniden değerlendirmelere muhtaç, herkesin bulunduğu yerde ne oluyor demeye muhtaç, bu partiye gönül veren, emek veren, oy veren ve bu partiden beklentisi olan insanların zarar görmemesi için öncelikle yönetici makamda bulunan, hele hele bakanlığının adında 'adalet' bulunan ve Türkiye'nin adaletini teslim ettiğimiz bakanımızın yapmış olduğu konuşmalara, değerlendirmelere dikkat etmesi gerekir diye düşünüyorum. Partimiz vesayetleri kaldırdığından bahsediyor. Yargı vesayetini kaldırdık, ordu vesayetini kaldırdık, bürokratik vesayeti kaldırdık, peki delegenin iradesine konulan ipotek neyin nesi. Bu delege, oy vereceği yeri tercih noktasında yanını, tarafını belirleme, işaret etme, neyin nesi? Biz bunu anlayamadık. Halbuki AK Parti, parti içi demokrasisini son derece geniş tutabilmesini becerebilmeli. Şu anda partinin bu hantal yapısını bir an önce üzerinden atabilmesi için derhal yeni tedbirler almalı, yeni çalışmalar başlatmalı ve parti içerisinde bana göre yapılacak bütün siyasi faaliyetlerin bugüne kadar yapılanlar belli ama bugünden sonra artık mevcut genel merkez baskısıyla yürümeyeceğini herkes görmeli."


Editör: TE Bilisim