Montrö Sözleşmesinin önemi... Montrö Sözleşmesinin önemi...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bize göre, Türklüğe hareket eden, milliyetçiliği ayaklar altına aldığını söyleyebilecek kadar ileriye giden birisinin yediği ekmek haram lokma, içtiği su zehir olacak ve boğazına duracaktır. Ayakların baş olduğu Türkiye fotoğrafında, bu sözlerin işitilmesi bir bakıma normal görülmelidir.” dedi.

        Devlet Bahçeli, partisinin Meclis'teki grup toplantısında yaptığı konuşmada, İmralı süreci ile ilgili, “Başbakan ve şürekâsı bilsin ki; Türk milletini ucuz ve değersiz bir yapıda görüp içini boşaltmaya çalışanlara karşı kaya olur önüne dikiliriz, sel olur sürükleriz, rüzgâr olur savururuz, fırtına olur dağıtırız ve Allah’ın izniyle güneş gibi de kavururuz. MHP hamd olsun bostan korkuluğu değildir, bu sebeple bölücü yağmacılar, PKK yedeği AKP’li yöneticiler aceleyle heveslenmesinler, çözüm isimli ihanetin hemen amacına varacağına saflıkla inanmasınlar. Önlerinde biz varız, karşılarında biz olacağız ve Türk milletinin kutlu emanetlerini sancak yapıp alayını birden kuşatıp bozguna uğratacağız.” diye konuştu.

        Konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yüklenen Bahçeli, “Başbakan Erdoğan başkan olabilmek için Türkiye’yi İmralı canisine peşkeş çekmiş, karşılıklı anlaşma ve pazarlıklarla Türk milletini cehennem azabıyla tanıştırmak üzere harekete geçmiştir. Bunların ne yatacak yeri, ne de bahanelerle kendilerini maruz gösterebilecek halleri kalmıştır. Boya dökülmüş, maske inmiş, sığınak çökmüş ve çatı uçmuş teröristbaşı ve Başbakan ortaklığı her alanda deşifre olmuştur.” dedi.

        BDP’nin başlattığı Karadeniz turunu da eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti: “1995 yılında Irak’ın kuzeyindeki Haftanin bölgesinde yapılan PKK terör örgütünün 5. kongresinde alınan karar gereği olarak, 1997 yılında Karadeniz ve Toroslar’a açılım faaliyetleri adı altında adam öldürme, gasp, soygun gibi terörist faaliyetler bu bölgelere taşınmıştır. Şimdi bunun bir adım ilerisine geçilmekte ve bölücüler milli onurun simge şehirlerine fitne taşıyıcılığı yapmaktadır. Dün silahla, terörist saldırılarla boyun eğdirilemeyen Karadeniz’in asil ve vakar dolu insanları, AKP kağnısına binmiş BDP’li bölücülerin ziyaretlerine sahne olmaktadır. Kimse Karadeniz’in alnı açık ve tertemiz vicdanlarını kandırmaya yeltenmemelidir. Ne olursa olsun, tahriklere, provokasyonlara, kavga ve çatışmalara azami derecede dikkat etmek yöre insanımızın her zaman göstereceği olgunluk ve sağduyulu bir tavır olacaktır ve olmalıdır. Bu sebeple Sinop’taki olayların, ülke huzurunun ve kardeşlik duygularının korunması açısından tekrarlanmaması bizim en halisane dilek ve temennimizdir. BDP’nin AKP’yle paslaşması, İmralı canisinin dayatmalarını AKP’ye ileterek başkanlık karşılığında olumlu bir cevap alması önümüzde büyük badirelerin varlığına delalettir. Karadeniz gezisi de bu çerçevedeki sinsi hamlelerden sadece birisidir. Maalesef bugünkü ortamda tüm kapılar Başbakan tarafından İmralı’ya yönlendirilmiş, Türkiye’nin akıbeti bu kanlı ele bırakılmıştır. Ama buna fırsat vermeyeceğiz, yanlışa göz yummayacağız, ihanete, rezalete ve çözülmeye kesinlikle milli direnç ve direnişin sözü, nefesi ve demir yumruğu olacağız.”

        “AYAKLARIN BAŞ OLDUĞU TÜRKİYE FOTOĞRAFINDA, BU SÖZLERİN İŞİTİLMESİ BİR BAKIMA NORMAL KARŞILANMALI”

        Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın, “Kimse bizim karşımıza Kürtlükle çıkmasın. Türklükle çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız.” sözlerini de değerlendiren Bahçeli, “Bu kurşun gibi açıklamaları teröristbaşı Abdullah Öcalan değil, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yapmıştır. Anlaşılan, Başbakan ya aklını kaybetmiş, ya izanını yitirmiş ya da gerçek kimliğini bu kadar yıl saklayacak mahareti ve ikiyüzlülüğü gizli de olsa gösterebilmiştir. Başbakan artık Türk milletinin şahdamarına basmıştır. Bize göre, Türklüğe hareket eden, milliyetçiliği ayaklar altına aldığını söyleyebilecek kadar ileriye giden birisinin yediği ekmek haram lokma, içtiği su zehir olacak ve boğazına duracaktır. Ayakların baş olduğu Türkiye fotoğrafında, bu sözlerin işitilmesi bir bakıma normal görülmelidir. Varlıklarını küresel ve kanlı hesaplara paspas edenlerin milliyetçiliği ayaklarının altına aldığını uluorta beyan etmeleri ve bununla yetinmeyerek Türklüğe saldırmaları asırlık sömürgeci planların kimlere kadar nüfuz ettiğini göstermesi bakımından anlamlıdır.” diye konuştu.

        Milliyetçiliğe karşı olmanın; milli devlete, milli benliğe, milli şahsiyete, milli dile, milli vicdana, milli tarihe, milli kültüre ve milli kimliğe de karşı çıkmak olduğunu söyleyen Bahçeli, “Buna değil Başbakan’ın, yedi düvelin gücü ve nefesi çok şükür yetmemiştir. Vatanımızı emperyalizmden kurtaran gücün, bağımsızlığımızı sağlayan ruhun, devletimizi kuran fikrin, milletimizi birleştiren davanın Türk milliyetçiliği olduğunu kabullenmeyen birisinin Başbakanlık koltuğunda oturması Türk milletine zül ve zulümdür. Milliyetçiliği bastırmaya, milliyetçiliği karalamaya Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu iradesini İmralı canisiyle eşbaşkanlık içinde kurutmaya çalışan sefiller hak ettiklerini bulmalıdır.” dedi.

Editör: TE Bilisim