Montrö Sözleşmesinin önemi... Montrö Sözleşmesinin önemi...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti'nin reklam filmlerine gönderme yaptı. Bahçeli, "Davutoğlu diyor ki, biz konuşuyor, onlar yapıyormuş. Doğrudur, hakkı vardır. Biz hırsızlığın kötülüğünü konuşuyoruz, onlar yapıyorlar. Biz rezillikleri konuşuyoruz, onlar tatbik ediyorlar. Biz ihaneti konuşuyoruz, onlar rekor kırıyorlar. Biz teröre teslimiyeti konuşuyoruz, onlar uyguluyorlar. Biz rüşveti, hukuksuzluğu, kanunsuzluğu, asayişsizliği konuşuyoruz, onlar en ince ayrıntısına kadar icra ediyorlar. Biz şu anda konuşurken bile, emin olun onlar yapacağını yapmakta, götüreceğini götürmektedir." dedi.

MHP, 7 Haziran'da yapılacak milletvekilliği seçimleri için hazırladığı seçim beyannamesini Ankara Arena Spor Salonu'nda 3 Mayıs Türkçülük Günü'nde açıkladı. 'Bizimle Yürü Türkiye' sloganıyla yola çıkan MHP'de, seçim beyannamesini Genel Başkan Devlet Bahçeli okudu. Umutların dip yaptığı bir dönemde, hayallerin kuruduğu bir süreçte, zulüm ve eziyetlerin zirveye çıktığı bir zamanda, milli varlığa yönelik saldırı ve tahammülsüzlüğün yoğunlaştığı bir eşikte, sosyal risklerin, siyasal hezimetlerin, ekonomik afetlerin her insanın boğazına çöktüğü ve düğümlendiği bir buhran devrinde MHP'nin cesaretiyle, ilkeli tutumuyla, çevik ve çabuk siyasi tavrıyla burada olduğunu dile getiren Bahçeli, MHP'nin toplumsal onarım iddiasıyla, huzurlu gelecek, milli, ahlaklı ve adaletli yönetim vaadiyle milletin huzurunda olduğunu vurguladı.

"Biz bu aziz vatanı ağırlıklarından kurtarmaya talibiz." diyen Bahçeli, şöyle devam etti: "Biz bu güzel ülkeyi arsızın, kansızın, hırsızın, uğursuzun elinden kurtarmaya yeminliyiz. Biz bu necip milleti sorunlarından arındırmaya, dertlerinden çekip çıkarmaya azimliyiz. 46 yıllık kutlu ve şerefli mücadelemizi hep bir adım öteye, hep daha iyisine taşımak için mücadele verdik, veriyoruz. Amacımız, Türkiye’nin birliğini ve beraberliğini sağlam esaslara bağlayarak dünyada hak ettiği gelişmişlik ve kalkınmışlık seviyelerine çıkarmaktır. Arayışımız Türk milletini çağa yön verecek, bölgesel ve küresel kompozisyonu derinden etkileyecek yüksek bir mevkiye ulaştırmaktır. Soygunda ustalaşmış AKP’nin aşırdığı 2023 vizyonumuzun temelinde bunlar yatmaktadır."

Kendi dışındaki iddia sahibi tüm partilerin eteğindeki taşı döktüğünü belirten Bahçeli, hepsi birden birbirinden pek farkı olmayan, birbirini aratmayan söz ve vaatlerini ardı arkasına kamuoyuyla paylaştığını savundu.

"BUNLARIN İŞİ GÜCÜ YÜRÜTMEKTİR"

MHP'nin siyasi taktik ve teferruatlı planlama gereğince beyannamesini en sona bırakmayı tercih ettiğini belirten Bahçeli, "Bunu yaparken iki hususu önemle gözettik ve hesaba kattık. İlk olarak, geçmiş yıllarda açıkladığımız hedef ve izleyeceğimiz politikalarımız özellikle siyasi kapkaççı AKP tarafından yüzsüzce çalınmıştır. Çünkü bunların işi gücü yürütmektir. Çünkü bunların uzmanlığı emek yağmacılığıdır. Türkiye için söyleyecek sözü kalmamış AKP, devamlı surette bizi kopya etmenin hevesindedir. AKP’nin nefesi çoktan tükenmiş, siyaseti iflas etmiştir. İkinci olarak, beyannameler açıklama sırasına girmişken teklif, tespit ve gelecekle ilgili düşüncelerimizin karambole gitmemesine, arada kaynamamasına azami dikkat ettik. Bu nedenle kimin neyi, nasıl ve hangi arka plana dayandırarak söyleyeceğini sabırla bekledik. Acele etmedik, telaş yapmadık, pişmiş aşa su katmadık. Daha önceki beyannamelerimizle, geçmişteki söz ve önerilerimizle tutarlılığı bozmadan çizgimizi muhafaza ettik. Biz 46 yılın tecrübesiyle hareket ettik. 46 yılın özgüveniyle, uzman, donanımlı ve yetişmiş kadrolarımızın fedakarca çalışmalarıyla milletimiz için neler yapabileceğimizi, Türkiye’nin nasıl rahata ve refaha kavuşacağını geceli gündüzlü tartıştık, araştırdık ve hamdolsun sonuca bağladık. Milliyetçi Hareket Partisi yalnızca yapacaklarının sözünü veren dürüst ve gerçekçi bir millet eseridir. Sözümüz namus, ülkülerimiz varoluşumuzun ana çatısıdır. Milliyetçi-Ülkücü Hareket hiçbir zaman ipe un sermemiş, suya yazı yazmamış, hayal ve umut tacirliği yapmamıştır. Neysek oyuz, ne dediysek onun yanında, arkasında ve izindeyiz. Biz, sözlerini unutan, geçmişini gömlek gibi değiştiren ilkesizlere hiç benzemedik. Biz sabah söylediğini akşam olmadan yalanlayan, karakterini ve kabiliyetini alavere-dalavere üzerine bina eden ikiyüzlülerden hiç olmadık. Geçmişimiz her şeyin canlı şahididir. Vatan ve millete adanmış ülkücü ömürler tertemiz bir maziden, bedelini de peşinen ödeyerek bugünlere gelmiştir." diye konuştu.

"ERDOĞAN HERŞEY OLABİLİR; LAYIK GÖRÜLEMEYECEĞİ BİR TEK ŞEY VARSA DA O DA MİLLİYETÇİLİKTİR"

Seçim Beyannamesi'nin 3 Mayıs’ta milletle paylaşıyor olmasının kendi içinde anlamlı, tutarlı ve tarihi bir zemini olduğunu ifade eden Bahçeli, bugünün boşuna seçilmediğini söyledi. "Zalimler, kindarlar, adalete kast edenler aynen bugünkü gibi Türk milliyetçiliğiyle hesaplaşıyorlardı." diyen Bahçeli, Türk milleti ve Türk milliyetçiliğinin geçmişte yaşanılan travmalardan, muhatap kalınan acılardan ve ihanetlerden ders çıkardığını vurguladı.

"Burasının adı Türkiye Cumhuriyeti, milletinin adı ise büyük Türk milletidir. Ya bu vatanda yaşayacağız, ya da bu vatan uğruna seve seve can vereceğiz. Ya bu topraklar ve üzerinde yaşayan millet bir ve kardeşçe kalacaktır, ya da Türk milletinin kayıplarına yeni halkalar eklenecektir. Göbek bağımızın kesildiği yer daima son nefesimizi vereceğimiz yer olacaktır ve bu hakikati ne Recep Tayyip Erdoğan, ne Davutoğlu, ne İmralı canisi, ne bölücü mihraklar, ne de küresel işbirlikçileri değiştiremeyecektir." diyen Bahçeli, "Milliyetçilik kirli niyetlerin, hain taleplerin, küresel projelere tutunanların ve hasmane zihniyetlerin diline dün yakışmadı, bugün de yakışmayacaktır. Milliyetçilik her şeyden önce mensubiyet bilincine erişmiş, Türk milleti sevgisinde erimiş yüce gönüllerin ahlaki, vicdani ve manevi mükâfatıdır. Bayrağın indirilmesine seyirci kalan, vatan topraklarını bırakıp kaçan bir adam olsa olsa milliyet fukarası, millilik yoksunudur. Milleti 36’ya ayıran birisi milliyetçiliğin olsa olsa düşmanıdır. Dava arkadaşlarıma faşist, kafatasçı, Fatiha bilmeyenler diyerek aşağılayan bir adamın değil milli olmasından bahsetmek, insani değerleri bile tartışmalıdır. Türklükle karşıma gelmeyin diyen birisine itibar etmek, istismarına kanmak söz konusu değildir. Milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyorum sözlerini kurşun gibi ağzından çıkaran, PKK’yla masa kurup oturan, sonra u dönüşü yaparak bunu inkar eden kim olursa olsun nankördür, riyakardır. Bu itibarla Erdoğan her şey olabilir, her makama ulaşabilir; ancak şu fani dünyada olmayacağı, layık görülemeyeceği bir tek şey varsa o da milliyetçiliktir. Diyarbakır’a gidince Kobani’yi selamlayan, Osmaniye’de Oğuz töresine atıf yapan, Konya’da Mevlana’yı hatırlayan, İstanbul’da Eyyüp El Ensari diyen, Kastamonu’da Şeyh Şaban-ı Veli’yi diline dolayan, bazen serok, bazen çamur, kimi zaman Ahmet Sani, çoğu zaman fotokopi Başbakan olan Davutoğlu’na da milliyetçilik on gömlek bol gelecektir. Sayın Davutoğlu senin cibilliyetin, cüssen, cüretin ve müktesebatın milliyetçilikle ilgili konuşmaya elvermeyecek, bu iş senin boyunu fersah fersah aşacaktır." şeklinde konuştu.

"ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU'NUN SANDIK GÖRÜLÜNCE AYARI KAÇMIŞTIR"

"Davutoğlu Erdoğan mukallidi olmuş çıkmıştır." diyen Bahçeli, şunları söyledi: "Bartın’da şahsıma hitaben diyor ki, Orhun Anıtları’ndan bahseder, ama Orhun Anıtlarının yolunu kim yapar? Onlar konuşur, onlar milliyetçilikten bahseder ama Murat Hüdavendigar’ın türbesini Kosova’da kim yapar? Davutoğlu diyor ki, biz konuşuyor, onlar yapıyormuş. Doğrudur, hakkı vardırç Biz hırsızlığın kötülüğünü konuşuyoruz, onlar yapıyorlar. Biz rezillikleri konuşuyoruz, onlar tatbik ediyorlar. Biz ihaneti konuşuyoruz, onlar rekor kırıyorlar. Biz teröre teslimiyeti konuşuyoruz, onlar uyguluyorlar. Biz rüşveti, hukuksuzluğu, kanunsuzluğu, asayişsizliği konuşuyoruz, onlar en ince ayrıntısına kadar icra ediyorlar. Biz şu anda konuşurken bile, emin olun onlar yapacağını yapmakta, götüreceğini götürmektedir. Sayın Davutoğlu, şayet Orhun Anıtları’nın yolunu yaptırmak seni ve saraydaki efendini milliyetçi yapıyorsa, Van Akdamar Adası’nda Ermeni Kilise’sini baştan ayağa imar etmek acaba sizi ne yapacaktır? Yol yapmak sizin milliyetçi olmanıza yetiyorsa, Yahudi Cesaret Madalyası almak, Papa heykelleri altında imza atmak, papaz elbisesi giyip poz vermek size hangi sıfat ve unvanı kazandıracaktır? Yol yapmakla milliyetçi oluyor idiyseniz, 1 trilyon 370 milyar liraya kaçak ve karanlık saray diktiğinizde bu millet size ne diyecek, nasıl seslenecektir? Davutoğlu, Türkiye semalarında milli savaş uçağının uçmasını milliyetçilik olarak görmektedir. İnşallah bu hedef MHP’nin iktidarında gerçekleşecektir. Fakat tüyü bitmemiş yetimlerin nafakasından keserek 410 trilyon liraya uçan saray almak, helikopterleri sıra sıra dizmek, adeta lüks otomobil galerisi açmak, söyle bize Davutoğlu, sizi ne yapacaktır? Erdoğan ve Davutoğlu’nun sandık görülünce ayarı kaçmıştır. Birden bire milliyetçilik maskesini takmışlardır. Bunlar yeri gelmiş başörtüsünü kafalarına geçirmişler, yeri gelmiş İmam Hatip Liseleri’nin bahçesine saklanmışlardır. Yeri gelmiş batıcı, yeri gelmiş doğucu olmuşlardır. Ara sıra liberal, bazen komünist, sık sık AB’ci, ABD’ci, Putin’ci, Barzani yandaşı, İmralı havarisi ve her zaman da vicdanlarda bölücülükten hüküm giymişlerdir. Bunların ne idüğü belirsizdir. Bunların öğüttükleri yalan, ürettikleri fitnedir."

Editör: TE Bilisim