Adil bir seçim olsun millet iradesi yok sayılmasın Adil bir seçim olsun millet iradesi yok sayılmasın
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "AKP’nin kirli çamaşırları ve pislikleri ortalığa bir bir döküldükçe Erdoğan ve Davutoğlu hezeyan nöbetleri geçirmektedir. Kirli geçmişleri ifşa oldukça, kirli ittifakları açığa çıktıkça bu ikili iftira tetiğine, yalan düğmesine basmaktadır. Davutoğlu’nun devreleri yanmıştır. Davutoğlu su kaynatmış, dengesini kaybetmiştir." dedi.

Bahçeli, Kocaeli'nin İzmit ilçesinde bulunan Perşembe Pazarı alanında halka hitap etti. Bahçeli, konuşmasında AK Parti'ye yüklendi. "Demokrasi ve hukuk konusundaki aşınma ve yıpranmalar, doğrudan doğruya güven ve yatırım iklimini karartmaktadır." diyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: "Despot ve dağılmış bir yönetim anlayışından dolayı Türkiye riskli bir ülke haline gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı makamını AKP’nin arka bahçesine bağlayan, başkanlık ve yeni Anayasa gayesiyle kanun dışına çıkan Erdoğan, ülkemize aşırı zarar vermektedir. Erdoğan hukuk bırakmamıştır. Ve hiçbir hukukçudan çıt çıkmamaktadır. Erdoğan adaletin nefesini kesmiştir. Eleştirilerimizden ürküp saray talimatlı cevaplar verenler, yazılı açıklamalar yapanlar her nedense konu Erdoğan’ın yasa dışı, ahlak dışı, edep ve haya dışı uygulamaları olunca dört maymunu oynamaktadır. Çünkü yargının yörüngesi kaymıştır. Objektif, tarafsız, bağımsız olması gereken mahkemeler tasallut altındadır. Dün kahraman olarak lanse edilen savcılar, bugün haindir. Dün el üstünde tutulan hâkimler, bugün itibarsızdır. Dün övülen polisler bugün öğütülmekte, hepsine sövülmektedir. Bugün Türkiye’de her şeyin çivisi çıkmış, sapla saman birbirine karışmıştır. Türkiye, garabetler ülkesi olmuştur. 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk skandalı AKP’nin dengesini ve kimyasını iyice bozmuştur."

'TAKKE DÜŞMÜŞ, KEL GÖRÜNMÜŞTÜR'

Bahçeli, tescilli hırsızların, yolsuzluk bataklığından başkalarına çamur atarak kurtulmaya çalıştığını belirterek, şunları kaydetti: "Erdoğan ve Davutoğlu’nun bizi eski Türkiye koalisyonu diye tabir ettikleri bir kategoride gösterme sinsilikleri siyasi edep ve siyasi terbiyeye sığmayan bir yorumdur. AKP’nin kirli çamaşırları ve pislikleri ortalığa bir bir döküldükçe Erdoğan ve Davutoğlu hezeyan nöbetleri geçirmektedir. Kirli geçmişleri ifşa oldukça, kirli ittifakları açığa çıktıkça bu ikili iftira tetiğine, yalan düğmesine basmaktadır. Davutoğlu’nun devreleri yanmıştır. Davutoğlu su kaynatmış, dengesini kaybetmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi’ni dörtlü çete diye tabir ettiği bir grubun içinde göstermeye kalkışması, bunun arkasında kartel medyası var demesi, uluslararası işbirlikçilerden bahsetmesi ahlaksızlıktır. Davutoğlu çete lideri görmek istiyorsa, emir ve icazet aldığı 17-25 Erdoğan’a bakmalıdır. Dörtlü çeteyi görmek istiyorsa, rüşvetçi dört eski bakana odaklanmalıdır. İşbirlikçi arıyorsa hemen en yakın aynanın karşısına geçip Serok Ahmet’i baştan ayağa süzmelidir. Takke düşmüş, kel görünmüştür."

"SEÇİME Mİ GİDİYORUZ, SAVAŞA MI KOŞUYORUZ?"

Bahçeli, Erdoğan ve Davutoğlu’nda telaş ve korkunun olduğunu belirtti. Bahçeli, şunları söyledi: "Azrail’e; 've aleyküm selam deriz' sözlerinin ardından derin bir kaygı hali vardır. Davutoğlu nihayet Azrail’i de siyaset meydanlarına taşımıştır. Erdoğan şehit olmaktan, kefen giymekten, ölümden sürekli bahsederek algılarla oynamakta, duyguları sömürmeye çabalamaktadır. Kocaeli’nden soruyorum. Sandığa mı gidiyoruz, savaşa mı giriyoruz? Seçime mi gidiyoruz, savaşa mı koşuyoruz? Bu nasıl bir dildir? Türkiye nereye sürüklenmektedir? Cumhurbaşkanı ve Başbakan böylesi bir üsluba nasıl tevessül etmişlerdir? Parti binalarına kargoyla ve çiçek sepetleriyle gönderilen bombalar kimlerin elinden çıkmıştır? Birkaç gün önce, bölücü terör örgütü PKK’nın, Muş’ta, biri Jandarma Uzman Onbaşımız olmak üzere, iki kişiyi kaçırması neyin mesajıdır? AKP-HDP-PKK arasındaki derin bağ ve sarsılmaz ittifak aslında tüm yönleriyle meydandadır. Bölücülüğün iki hain yüzü, Türk milletinin aleyhine tezgah kurmaktadır. Davutoğlu, bir tarafta Kandil ve İmralı’ya sırtını yaslamış, diğer tarafta laf olsun diye de atışmayı tercih etmiştir. Erdoğan ve Davutoğlu’nu öyle bir korku sarmıştır ki, medyayla kavga etmekte, tehditler savurmaktadır. Zira basın özgürlüğü bunlara yabancıdır. Erdoğan yüzde 52’ye idam başlığından dolayı aşırı korkmuş, hemen harekete geçmiştir. Örtülemeyen vehimlerle atılan manşetlerden kasıtlı sonuçlar çıkarmıştır. Erdoğan merak buyurmasın, idam, darağacı, yağlı urgan siyasetin gündeminden tamamen ve uzun yıllar önce çıkmıştır. Milletin getirdiğini ancak millet götürecektir. Erdoğan’ın bu nedenle Türkiye’yi sabote etmesi, akılları bulandırmaya çalışması, duygularla oynamaya kalkışması büyük bir sorumsuzluktur. Mursi idam cezasını Mısır’da almıştır ve bu tarihi bir hatadır. Fakat burası Türkiye’dir, Türk milleti her şeyin farkındadır. Erdoğan darbe diyor, oysa demokrasiyi darbeleyen kendisidir."

Bahçeli, yaklaşık 35 dakika süren konuşmasının son kısmında MHP'nin vaatlerini anlattı. Bahçeli, mitinden sonra Kocaeli'nden ayrıldı.

Editör: TE Bilisim