AK Parti Genel Başkanı Başbakan Erdoğan, AK Parti grup toplantısında milletvekillerine seslendi. Başbakan Erdoğan, AK Parti grup toplantısı konuşmasında oldukça sert ifadeler kullandı.

İşte Başbakan Erdoğan'n AK Parti grup toplantısı konuşmasından satır başları:

- Türkiye ekonomisi yüzde 2.2 oranında büyüdü. GSMH 2012 sonu itibariyle 1 trilyon 417 milyar türk lirası oldu. 10 yıl önce milli geliri 230 milyar dolar olarak devralmıştık, şimdi 786 milyar dolara ulaşmış olduk.

- Beklentilerimizin altında dahi olsa gelişmiş ekonomilere nazaran Türkiye bir kez daha başarılı bir performans sergiledi. Türkiye'nin borç yapısına ilişkin manzara da daha net ortaya çıkmış oldu. Borç stokunun milli gelire oranı yüzde 17'ye kadar geriledi. 61 buçuktan düştüğü yer ortada. AB tanımlı borç stokumuz 2002 de yüzde 73 iken 2012 sonu itibariyle yüzde 36'ya düştü.

- Menkul Kıymetler Borsamız artık altın borsası ve VOB'u da çatısı altına alıyor. Bugün onun da yönetimi oluşturulacak. Yanı başımızdaki ülkeler büyük zorluklar yaşarken Türkiye hedeflerine tek tek ulaşmaya devam ediyor.

- 2012'nin Nisan ayında yeni bir teşvik sistemini uygulamaya koyduk. 81 ilimizi 6 bölgede sınıflandırdık. Her bölge için cazip teşvikler getirdik. Bugün özellikle az gelişmiş illerimizde umut verici gelişmeler getirdi.

- Yeni teşvik sistemi ile Doğu bölgelerinde yatırım miktarı 5 buçuk milyara ulaştı. Buı artış aynı zamanda istikrarın bölgede çoğalan ümidin eseridir. Ankara'dan Doğu ve Güneydoğu illerine yatırım yapılmak istendiğinde çeteler bu yatırımların önünü kesiyordu. Bırakın özel sektörü devlet kendi şehrine hizmet götüremiyordu. Terör boşlkuğu dolduruyor, yoksulluğu istismar ediyor, kendisine güç devşiriyordu.

- Biz sadece çetelerle mücadele etmedik. Doğu'da Güneydoğu'da bu kısır döngüde, canlar üzerinde ticaret yapanlarla da mücadele ettik. Tüm tehditlere kaşrı yılmadık, yol da yaptık, hastane de yaptık, havaalanları da yaptık.

- Sosyal yardımlarla teşviklerle bölge insanını kazanmanın mücadelesini verdik. İstanbul'da ne varsa Diyarbakır'da Muş'ta da o olacak dedik. Olumsuzluk karşısında diz çöküp Ankara'ya hapsolmadık. Kılıçdaroğlu'na Bahçeli'ye rağmen ulaştık.

- Sayın Bahçeli'nin süreçle ilgili 'ihanet süreci' ifadesini aynen kendisine iade ediyorum. Onlar hep bu ihanetlerle bu ülkeyi küçülttüler. Emperyalist yapılara izin verdiler. Bizden önce 3 buçuk yıllık iktidarlarında devletin bankalarını malum şebekelerine peşkeş çekti.

HAİN BAHÇELİ VE KILIÇDAROĞLU'DUR

- Bu ükede istikrar ortamını arttıralım derken onların bu çözüm sürecine ihanet süreci demelerini anlamak mümkün değil. Bu ülkede ihanet varsa bu ihanetin içindekiler Bahçelidir, Kılıçdaroğludur. Hiçbir zaman işi çözmeye yanaşmamışlardır. Üniversitelr karışmaya başladı. Çünkü bunlar iki yüzlü. İki dilleri var, bir de görülmeyen dilleri var. Biz ülkücüleri sokağa dökmeyeceğiz diyorlar, Vur de vuralım denilince Onun da zamanı gelecek diyen kim? Bahçeli'nin gençleri Erciyes Üniversitesi'nde ellerinde Vur de vuralım pankartlarıyla karşıt görüşlü öğrencilerle çatıştı. Onlar da zaten bu zemini arayan aşırı sol uçlar. Bunların derdi ilim değil, terör. Bunların milliyetçiliğinin temelinde bu var.

- İkili olduğunda melek yüzlü zanndedersin. Biz seni tanıyoruz Bahçeli. Siz bu ülkeyi adeta çöküşe götürdünüz. Milletimiz bunun farkına vardı, sizi parlamentonun dışına attı ve bizi tek başlımıza iktidar yaptı.

- Ne demek vur de vuralım öl de ölelim. Aynı şey Kılıçdaroğlu'nda da var. Akşam başka sabah başka. Ne dediğinin de farkında değil.

- Silah aradan çekildikçe bölgenin çehresi değişecek. Şanlıurfa neden Türkiye'nin hatta Dünyanın tahıl merkezi olmasın? Van neden bölgenin sanayi merkezine dönüşmesin? Hakkari sokaklarında dünyanın her ülkesinden gelen öğrenciler neden dolaşmasın?

- Anne babalar dağa çıkan çocuklarının dönüşünü gözleyeceklerine okulun fabrikanın yolunu gözlesin isityoruz. Öyle bir güven ortamı olsun ki bırakın kepenkleri dükkanın kapısı bile kapatılmasın. Bu zor değil. Bunlar bizim hayallerimiz ama sadece hayal değil hedeflerimiz.

- Benim milletim neden başka ülkelere gıptayla baksın? Benim ülkem neden özlem içinde yaşasın? Bizim neyimiz eksik? Tarihimiz var, zengin bir medeniyetimiz var. Genç nüfusumuz var. Biz neden başka diyarlara bakıp iç geçirelim. Biz sistem kurmuş bir milletiz.

- biz her şeyin en iyisini hak ediyoruz. 10 yıldır her türlü engellemeye rağmen böyle bir Türkiye için adeta çırpınıyoruz. Terör baronlarını etkisiz hale getirmenin mücadelesini veriyoruz. 81 vilayet aynı imkanlara sahip olsun diye çalışıyoruz. 10 yıl öncesi Güneydoğu ile bugünkü bölge çok değişik. Enerji noktasında bitmiş olan, altyapısı üstyapısı olmayan Güneydoğu şimdi çok farklı.

- Çözüm süreci daha güçlü daha demokratik daha özgür bir Türkiye'nin ileri bir adımıdır. Bunu ne Kılıçdaroğlu provoke edebilir ne de Bahçeli. Yeterki milletim şu anki yüzde 58 desteğini arttırarak esirgemesin.

- Üniversitelerde çatışmaların içerisinde yer alanlar bilsinler ki kendileri kazanmıyor. Bu vatana ihanet etmenin içerisindeler. Biz 80 öncesinde bunun belalarını ödedik, aynı faturayı siz de ödemeyin. Bu yanlış yollardan vazgeçin. Okullarınızı zamanında bitirin bu millete katkınız olsun.

- Çatışma kültürü üzerine inşa edilmiş bir anlayış miadını doldurmuştur. Kan üzerinden çatışma üzerinden istismar üretmek artık son bulmalıdır. 12 Eylül sonrası yaşanan idamları anlattım. Gencecik ölümlerden geriye acıdan başka ne kaldı? Sokakta vurulan nice gençten geriye ne kaldı? Birileri vurun dedi, birileri ölün öldürün dedi, birileri bir sağdan bir soldan dedi gencecik fidanları söndürdüler. Söyleyin kim kazandı?

- Hiçbir suçu olmayan gençler asıldı da kim kazandı? Küçücük çocuklar birbirine kırıldı da kim akzandı? Çatışma kültüründen beslenenler kazandı. Toplumu dizayn etmek isteyenler kazandı. Bunların kazanmasına daha ne kadar seyirci kalınabilir. Benim oy oranım yükselsin de kaç genç şehit olursa olsun diyenlere daha ne kadar sessiz kalınabilir?

- Bu kan tutkunlarına rağmen biz bu meseleyi çözmek zorundayız. Oy almak için gençleri tahrik edenlere rağmen bu meseleyi çözmek zorundayız. Herkes gönlünü ferah tutsun. Hiçkimse yersiz eleştirilere kapılmasın. Çatışma kültüründen beslenen partilere kimse prim vermesin. Yükselen Türkiye'de inşallah acılar bitecek, gözyaşları dinecek.

- Dış politikasıyla çok daha aktif güçlü bir Türkiye'yi inşa ediyoruz. Bütün planlara, senrayolara, tezgahlara rağmen birbirine sımsıkı kenetlenmiş bir ve beraber olmuş Türkiye'yi inşa ediyoruz.

- Milletim rahat olsun. Söylenene değil sonuca baksın. 10 yıldır milletimize korku salanlar nasıl mahçup oldularsa ağızlarından köpükler saçarak nefretin dilini kullananlar mahçup olacaklar. Milletimiz kazanacak Türkiye kazanacak.

- Çözüm sürecini takip edecek sürece yönelik toplumsal desteği besleyecek, toğplumsal algıyı geliştirecek bir heyeti kamuoyunda yaygın kullanılan 'Akil İnsanlar'ı tespit ettik. Sözüne güvenilen toplumun çeşitli kesimnlerinin itibarını kazanmış yazar sanatçıdan oluşan bir heyeti oluşturduk.

- 7 ayrı bölgeye göre bir planlama yapıp kısa süre zarfında heyetteki isimleri duyuracağız. Akil İnsanlar'ın görüş ve önerilerini dinleyeceğiz hem de onlar bölgelerimizde bir kısım etkinlikler gerçekleştirerek halkımızla bir araya gelecekler. Sempozyum, panel, konferans düzenleyebilirler. Yerel medya ile ulusal uluslararası medya ile görüşebilirler. Yeterki bize bir aylık süre içinde çalışmalarını yapıp bize sunsunlar.

Demokrat Parti Yomra belediye seçimlerinde iddialı Demokrat Parti Yomra belediye seçimlerinde iddialı

- Süreci bozmaya yönelik girişimlere karşı herkesin sürece dahil olmasını rica ediyorum. Biz iş üretmenin peşindeyiz. Bu gayret içerisinde sürece destek vermeyenler bizim için çok önemli değil. Biz üzümü yiyelim bağcıyla işimiz yok. Birileri bağcıyı dövmek isterse bağcı biziz dövmek isterlerse bir yere kadar sabrederiz. Ama diğer yanağımızı uzatacak halimiz yok.

- Bazı sanatçılar korkuyor, "Beni dışladılar. Birçok yerden program vermez hale geldiler" diyor. Ama lafa gelince 'demokratız'.

Editör: TE Bilisim