AK Parti Genel Başkanı Başbakan Erdoğan, AK Parti grup toplantısında milletvekillerine seslendi. Başbakan Erdoğan, AK Parti grup toplantısı konuşmasında oldukça sert ifadeler kullandı.

İşte Başbakan Erdoğan'n AK Parti grup toplantısı konuşmasından satır başları:

- Geçtiğimiz hafta iki önemli olay yaşandı. Birincisi bölgemizde coşkuyla kutlanan Nevruz ve devam eden çözüm süreci. Bundan önce diğer önemli olayın üzerinde durmak istiyorum.

- 22 Mayıs 2010 tarihinde Gazze'ye yardım ulaştırmak için iyi niyetle yola çıkmış Mavi Marmara gemisi Türkiye'den yola çıktı. Fakat, bu insanların içinde 36 ayrı ülkeden kişi vardı. Bu olaylar yaşandığında biz Şili'deydik ve temaslarımızı keserek Türkiye'ye döndük. Hadiseyi tüm boyutlarıyla değerlendirdik.

- Tel Aviv'e ekip gönderdik. Yoğun temaslar neticesinde süratle yaralılarımızı alarak Türkiye'ye ulaştırdık. Ellerindeki gemimizi ve alıkoydukları yolcuları bırakma noktasında süreç başladı. Uluslararası kuruluşlar nezdinde olayı takip ettik. Mavi Marmara saldırısının ardında İsrail'in belki kanlı hesapları vardı, yaptığı tüm hukuksuzluklar gibi bunun da üstünün örtüleceğini sanıyorlardı. AK Parti hükümeti olarak bu katliam karşısında sessiz kalmadık.

Partilerinden istifa eden milletvekili ve belediye başkanları için alkışlanacak öneri! Partilerinden istifa eden milletvekili ve belediye başkanları için alkışlanacak öneri!

- 3 şart yerine gelmediği sürece bizden olumlu bir adım beklemeyin dedik. Ricacı olarak gelen devlet başkanları hiçbir itirazi cümle kullanmadan geri döndüler. Bu konuda geri adım atmaktan asla vazgeçmedik. Olması gerekenin olmasından asla taviz vermedik. 1 özür, 2 tazminat 3 Filistin'e ambargonun kaldırılması.

- Özür kelimesi 'apology' kelimesi yerine başka kelime kullansak olmaz mı dediler hayır dedik. Tazminatı kabul edelim ama diğerleri olmasa dediler. Kesinlikle geri adım atmadık. Bu 3 şart yerine getirilmediği sürece iyileşmek bir yana bunun değerlendirmeye bile alınamayacağını hep dile getirdik.

- ABD Başkanı Barack Obama, İsrail'e yaptığı resmi temaslar öncesinde de Dışişleri Bakanı John Kerry ile yapılan görüşmelerde bu konunun etraflıca değerlendirmesini yaptık. Ne gibi bir çerçeve oluşturalım ki bu işi çözelim.

- Obama İsrail'deyken önümüze bir metin geldi. O metni kabul etmedik. Obama İsrail'den ayrılmadan önce Netanyahu ile beni aradı. Önce Obama ile görüştük, dolayısıyla Obama'nın şahitliğinde bu görüşmeyi gerçekleştirerek bu süreci bitirdik. Önce ABD sonra İsrail açıklamasını yaptı. Ardından da biz açıklamamızı yaptık. Çünkü eşeği sağlam kazığa bağlayacağız, sonra Allah'a emanet edeceğiz.

- Netanyahu Mavi Marmara olayından dolayı Türkiye'den özür dilediğini, tazminat ödeneceğini ve Filistin'e ambargonun kaldırılacağını söyledi. Ben de Türkiye adına kabul ettim. Nisan ayı içerisinde bir ziyaret ile birlikte Gazze'deki ambargonun ne durumda olduğunu görme fırsatımız olabilir.

- Gazze'nin yeniden imarı konusunda ve Filistin sorununun arzu edilen şekilde çözülmesi konusunda Türkiye elinden geleni yapacaktır. Sürece göre Türkiye olarak tavrımızı belirleyeceğiz.

- Bu özür Mavi Marmara gemisinde katledilen şehitlerimizi geri getirmeyecek. Şehitlerimizin hatırası için bu özrün çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.

- Yavuz Sultan Selim nasıl Filistin'e sahip çıktıysa kuruluşundan itibaren nasıl sahip çıktıysa biz de aynı ruh ile Filistin'e sahip çıkacağız. Bütün bu olaylardan sonra HAMAS lideri Halid Meşal'i aradım. Çok duygulandığını ifade etti. İlk fırsatta Gazze'yi ziyaret edeceğimi söyledim. İnşallah bu sözümüzü de tutacağız.

- Mavi Marmara'da 9 kardeşimiz şehit edildiğinde yüreklerimiz yandı. Ülkemizin, insanlığın ve bütünüyle vicdani olarak saldırıya uğradığını düşünüyorum. Hep hukuk dedik, BM dedik, uluslararası anblaşmalar dedik. Biz isterdik ki böyle milli bir mesele de muhalefet de bizim yanımızda yer alsın. Türkiye'ye yönelik böyle bir saldırıda muhalefet de cesurca dik dursun. Ama başta CHP olmak üzere muhalefet gitti saldırganların yanında saf tuttu.

- CHP Genel Başkanı biz olsak Mavi Marmara'yı göndermezdik dedi. Biz İsrail'e Tevrat'tan "Öldürmeyeceksin" emrini hatırlattığımızda buna Tel Aviv cevap evreceğine CHP Genel Başkanı cevap verdi ve dış politikamızı aşağıladı. Elde var sıfır dediler, diplomatik garabet dediler, gensoru önergeleri verdiler, hiçbir zaman Türkiye'nin yanında değil saldırganların safında yer aldılar. Bugün nasıl Suriye'nin kanlı rejimi ile aynı fotoğraf karesi içindelerse o zaman da İsrail ile aynı safta yer aldılar.

- Bunların dış politikadan anladığı susmaktır, geri çekilmektir, el pençe divan durmaktır. Kendi ülkelerinin düşmanlarıyla aynı fotoğraf karesine girmektir. Bunlardan mahcubiyet beklemeyin. İsrail özür diler, ama CHP özür dilemez.

- Ben bir Başbakan olarak Dersimle ilgili özür diledim ama CHP Genel Başkanı kendi memleketi ile hiçbir şey söylemedi. Bunların zihninde pişmanlık yoktur, pişkinlik vardır.

- Türkiye günlerdir CHP'nin açıklama yapıp özür dilemesini bekliyor. Ama onlar dün Dışişleri Bakanımız hakkında gensoru verdiler. Ama adresi şaşırdılar, enerji ile ilgili bir konuda Dışişleri Bakanımız ile ilgili gensoru verdiler.

- İsrail'e sözcülük yaptılar mahçup oldular. Türkiye'ye vurmak için atağa geçtiler. Orada da mahçup olacaklar ama yüzleri kızarmayacak.

- Türkiye'nin güçlenen demokrasisi, güçlü bir iktidarı var. Ama Türkiye ile birlikte adım atamayan küçük bir muhalefet var. Büyük değişimin muhalefeti de değiştirmesini arzu ediyorum. 7'den 70'ye tüm Türk vatandaşları Türkiye'yle övünüyor. Muhalefetin de bu sevinci paylaşmasını yürekten diliyorum.

- Yavru muhalefetin Genel Başkanı Bursa'da bir miting yaptı. Kalabalıktan bir grup bir slogan atıyor "Vur de vuralım, öl de ölelim" Bu Genel Başkan da son derece sorumsuz bir şekilde onun da zamanı gelecek diyor. Bir siyasi sorumluluk taşıyan insana böyle bir ifade yakışır mı? Senin teröristin kötü benim teröristim iyi mantığıdır bu. Kimi vuruyorsun, zamanı gelecek derken neyi ifade ediyorsun? Bu ülkenin barış içinde yaşamaya ihtiyacı varken sen böyle bir ifade ekullanıyorsun.

- Gençlik kollarımıza asla teröre çanak tutacak bir mesaj vermedik. Sizin elinizde döner bıçakları, molotoflar olmayacak, sizin elinizde bilgisayar olacak dedik. Her zaman soğukkanlılığı tavbsiye ettik. MHP Genel Başkanı'nın kalabalığın gazına gelip bu sözü kullanması talihsizliktir. Bu dil 80 sonrası idam edilen gençlerin hatıralarına saygısızlıktır. Bu dil bu tavır Türkiye'nin ve milletimizin asla hayrına değildir. Kışkırtan ayrıştıran bir dildir. Türkiye'ye hizmet etmez. MHP Genel Başkanı çatışmadan beslenen bir siyaset izliyor. Sebebi, bu ülkede terör biterse MHP'ye istismar alanı kalmayacaktır. Bu ülkede acılar biterse MHP'ye slogan atma zemini kalmayacak. Bunu bildikleri için MHP son derece huızursuz.

- Türkiye'de bazıları gelişmelerden mutsuz. Bazıları aşırı solda. Köşelerinde terörün bitmesi konusunda üzüntüden kahroluyorlar. Bazıları teörr örgütünden doğacak boşluğu doldurmak için alçakça eylemlere girişiyorlar. Aşırı sağdakiler de aynı gözyaşını döküyorlar. Onlar da şehit cenazeleri gelmeyeceği için üzülüyor. Biz bu zavallıların gözyaşından hiç rahatsız değiliz. Anneler ağlamasın da bu terör baronları istedikleri kadar ağlasın.

- Suni tehditleri ortadan kaldırdık. Onların Kırmızı Kitap'larını ortadan kaldırdık. Şu anda bu elitlerin, savaş baronlarının elinde tek bir gerekçe var, o da terör. Son bahaneleri bu. Bu tehdit ortadan kalkarsa bunların da tüm umutları suya düşecek. Bunlar bu ülkede on yıllar boyunca demokrasi açığından beslendiler, darbelerden cuntalardan beslendiler. Biz bu ülkede demokrasi açığını kapattık ve kapatıyoruz. Biz hukuksuzlukla çetelerle mücadele ettik ediyoruz. Terör bataklığını kurutuyoruz.

- Adalet Bakanlığı ve AK Parti Genel Merkezi'ne yapılan saldırıların ardından yapılan baskınlara CHP hukuksuz diyor. Ne yapılacaktı? Siz lav silahıyla saldırın, bomba atın, güvenlik güçleri sessiz kalsın... Bunların üzerine gideceğiz. Yardımcı olan ülkeleri de ululararası alanda rezil edeceğiz. Siz dünyada hak ve özgürlükleri savunmuyorsunuz, ama ülkenizde özel kamplarda bunların eğitilmesine çanak tutuyorsunuz diyeceğiz belgeleriyle.

- Muhalefetin kışkırtmalarına, MHP'nin kan kokan diline, BDP'nin kışkırtmalarına, bazı yazarların sahte senaryoılarına bakmayın. Hele CHP'nin kafa karışıklığına bakmayın. Ne yapıyorsak aydınlık yarınlar için aziz şehitler için yapıyoruz.

- Tutturmuşlar bir Akil Adamlar... Bizden bir açıklama geldi mi? Kimisi o isim bu isim diyor. Biz böyle bir çalışmayı yapacaksak bunun kararını biz veririz. Medya bunun kararını veremez. Hesabını biz vereceğiz. Biz hesabını vereceğimiz bir sürecin altına yüreğimizi koyarız. Bizi izleyemey devam edin. Yazılanlara bakmayın. Bu toplumda karşılığı olan insanlar kimlerdir biz bunlara bakacağız. Eğer karşılığı yoksa niye böyle bir yola çıkalım? Akiller'in kurma kararı verirsek tüm Türkiye'yi kuşatacak bir adım atarız. Ancak toplumun algılamasını yönlendirme noktasında bir destek alırız. Toplumun yanlış bir algılama içine girmemesi lazım. Bunlardan da istifade etmek isteriz. Bu grup bir karar mercii asla değildir. Biz hükümet olarak seçiciyiz.

- Korkmadan sorunlar üzerine gidiyoruz. Hamdolsun ülkemiz emin adımlarla geleceğe yürüyor. Çzöüm için dua etmenizi istiyorum. 1 2 ay içinde hava değişti. Güneydoğu'ya yatırım için lisans başvuruları artmış durumda.

Editör: TE Bilisim