Montrö Sözleşmesinin önemi... Montrö Sözleşmesinin önemi...

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın başkanlık sistemine ilişkin, “yeni bir düzenleme olmadan cumhurbaşkanı halk tarafından seçilirse de sorunlar çıkacak” şeklindeki sözlerine, “Minareyi çaldık kılıfını hazırlıyoruz gibi bir şey bu. Bu bir seçilme yöntemidir. Niye çatışma olsun yani Çankaya mankaya çatışması mı olacak burada, ne çatışması olacak. Sinekten yağ çıkartmaya çalışıyorlar” dedi.

“BUNLARIN ARADIĞI KUVVETLER AYRILIĞI ÇANKAYA MANKAYA AYRILIĞI, HERHALDE BU”

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi.
Kuvvetler ayrılığı tartışmalarına değinen Vural, “Kuvvetler ayrılığını kendisine engel olarak görenler asla kuvvetler ayrılığını kendisine engel olarak gören darbeci zihniyetten hiçbir farkı yoktur. Evren de aynısını yapmıştı. 28 Şubat süreci de aynısını yapmıştı. 27 Nisan’da aynısını yapmıştı. Bu darbeci zihniyetin dışa vurumudur” dedi.

“Sayın Başbakan on konuşuyor hiç düşünmüyor” diyen Vural, “Sayın Başbakan’ın bu arayışı ihkak-ı hak arayışını meşrulaştırmaktır” dedi.

“Türkiye’de kuvvetler ayrılığı mı kaldı?” sorusunu da yönelten Vural, “Bunların aradığı kuvvetler ayrılığı Çankaya mankaya ayrılığı, herhalde bu, başka kalmadı” dedi.

“CİĞERİ KEDİYE TESLİM ETMİŞİZ”

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın sözlerini eleştiren Vural, “Dağa çıkma meselesi…Öcalan’ı aklama paklama gayreti içinde ve Öcalan’ı bir mağdur konumuna dönüştürme gayretleri var. Utanç… Ağlayacaksan bu haline ağlasan daha iyi olur. Bu sözleri konuşan bir kimse acaba kendisine verilen oylarını hak etmiş mi? Gerçekten bunun arkasında Öcalan’a bir af, Öcalan’dan bir mağdur bir kader kurbanı çıkartmak olduğu gayet açık ve net. Ciğeri kediye teslim etmişiz. Terörist başına empati kuralım diyor. Terör örgütü övülüyor, terör örgütü meşru gösteriliyor. Acaba savcılar, bu konuda hangi fezlekeyi TBMM’ye gönderecekler, onu da doğrusu beklediğimi ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

“DEVLET YAŞLA KURUYU AYIRACAK”

ODTÜ’deki olaylara değinen Vural, “Üniversite taş, sopa, molotof kokteyllerin olacağı yerler değildir. Üniversitede meydana gelen bir olay münasebetiyle bütün bir üniversiteyi topyekün suçlayan bir zihniyette yanlıştır.

Toptancı bir yaklaşımla Sayın Başbakan ODTÜ’de olan bütün öğrencileri suçlaması doğrusu kabul edilebilir değildir. Devlet yaşla kuruyu ayıracak. Sayın Başbakan size yapılan bir protesto münasebetiyle bunları dile getiriyorsunuz ama Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Marmara Üniversitesinde, İstanbul Üniversitesinde PKK’nın gençlik örgütlenmesinin Ülkücü gençlere satırla saldırması karşısında neden devlet bunları ayıklamıyor diye bir gün olsun sorguladın mı?” diye sordu.

Ülkücü gençler üzerinde oynanan oyunları devletin iyi takip etmesi gerektiğine işaret eden Vural, “PKK’nın zemin bulmasına yönelik bir takım faaliyetleri yaparken de üniversite yönetimleri de aklını başına almalıdır” diye uyardı. Vural, şöyle devam etti:

“ODTÜ’de şu ya da bu şekilde demokratik protesto sınırlarını aşan eylemlere karşılık gerçekten hukukun gereği yapılmalı ama ÖDTÜ’de mezunların hepsini suçlamak yazık, günah. Sizin partinizde de 6 tane ODTÜ mezunu milletvekili var.”

“NEREDE O PLANI SUYLA YUTMAK İSTEYENLER”

Bülent Arınç’ın bir televizyon kanalında, “Ben bunun suikast girişimi olduğunu düşünmüyorum” dediğini belirten Vural, “Nerede yargı, 3 yıldır nerede? Bu konunun açığa kavuşturulmasını istenmesini talep ettik ama maalesef bu konularla ilgili hiçbir adım atılmadı. Herkes merak ediyor, nerede o planı suyla yutmak isteyenler?” diye sordu.

SORULAR

Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarına ilişkin bir soruya Vural, “Bu zemini devam ettirmekte fayda var. Anlaşmazlıklar olabilir ama samimi bir şekilde milletin ihtiyacına, kişilerin arzu ve ihtirasına göre değil milletin ihtiyacı çerçevesinde bir anayasa yapma sorumluluğu verilmiştir, bu sorumlulukta MHP tarafından layıkıyla yerine getirilecektir. Kararlı olmak lazım, devam etmek gerektiğini düşünüyoruz” yanıtını verdi.

“BOZDAĞ HERHALDE 12 EYLÜL’ÜN VE DARBECİLERİN AVUKATI GİBİ KONUŞMUŞ GÖZÜKÜYOR”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesine yönelik sözlerine ise Vural, “Bu zihniyet yani darbeler meşru mudur, onu mu demek istiyor Bozdağ? Şunu demek istiyor, bugüne kadar yapılan darbeler meşrudur, hukuk çerçevesinde yapılmış diye söylüyor.

35. madde tartışması da zannederim Evren’in savunması kapsamında değerlendirilmelidir. Sayın Bekir Bozdağ herhalde 12 Eylül’ün ve darbecilerin avukatı gibi konuşmuş gözüküyor” dedi.

“FAZLALIKLARI MI KOYMUŞLAR ORAYA BİLMİYORUM”

“Sayın Başbakan çalışma ofisinde dinleme cihazı bulunduğunu açıkladı, ne diyorsunuz?” sorusuna Vural, “Fazlalıkları mı koymuşlar oraya bilmiyorum. Onu bilemiyoruz. Dinlenmiş de ne olmuş, kim dinlemiş? Bir Başbakan bunu söylediği zaman ipin ucunu yakalar, getirir, ben buldum der. Bu zihniyet diyor ki, ben dinlerim hepiniz de dinlenirsiniz. Her tarafı böcek saldı, Tarım Bakanı’na mı söylemek lazım” yanıtını verdi.

“Derin yapı hala bitmedi diyor Sayın Başbakan, ne diyorsunuz?” sorusuna da Vural, “AKP’nin derin devleti devam ediyor zaten, derinleştiler kendileri. Böcek bulunmuş da, nerede ne zaman dinlemiş, kim dinlemiş? Başbakan diyor ki, ben de böcek bulundu, sizlerde biraz bulunmuş ne olacak. Bu dinlemeleri haklılık gösteren bir yaklaşımdır. Yaptığı illegal dinlemelere ve izlemelere bu yönüyle biraz meşruiyet kazandırmak istiyor.

Ben Sayın Başbakan’ın bu süreçlerden haberdar olması gerektiğini düşünüyorum. Devlet uyumamalı. Haberi yoksa devlet uyuyor demektir” dedi.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın Norveç Savunma Bakanıyla görüştüğünü ifade eden Vural, “Niye? Norveç, Oslo. Demek ki Oslo görüşmeleri siyasi bir görüşmeymiş. Terörü bitirmek için yapılan bir görüşme değilmiş” diye konuştu.

“SİNEKTEN YAĞ ÇIKARTMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Bir basın mensubunun Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın başkanlık sistemiyle ilgili sözlerini hatırlatması üzerine Vural, şu yanıtı verdi:

“Anayasa Mahkemesinin üyelerinin bir kısmını Meclis seçti de diğerlerini Cumhurbaşkanı seçti aralarında bir çatışma mı var? Allah akıl fikir versin. Minareyi çaldık kılıfını hazırlıyoruz gibi bir şey bu. Bu bir seçilme yöntemidir. Niye çatışma olsun yani Çankaya mankaya çatışması mı olacak burada, ne çatışması olacak. Nasılsa bundan sonraki dönemde ne kendileri başbakan ne kendilerinden biri cumhurbaşkanı olacak, bıraksınlar da onu biz düşünelim.

Bu usulü işlemdir, cumhurbaşkanının seçilmesi. Sinekten yağ çıkartmaya çalışıyorlar herhalde. El insaf denir bu tür yorumlara.”

Editör: TE Bilisim