Montrö Sözleşmesinin önemi... Montrö Sözleşmesinin önemi...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan yargıdan ve medyadan elini çekmesini istedi. "Demokrasi arka sokaklarda ucuz tezgahlarda satılan defolu bir mala dönüştürüldüğü için ileri demokrasi tezi iflas etti, hurdaya çıktı." diyen Keskin, "1 Mart tezkeresinin tutanaklarını açıkla yüzleşelim. Sakın gazilerimizle, şehit yakınlarını azarlama, haddini bil. ABD deliğe süpürmedi, biz süpürürüz. Miadın doldu." ifadelerini kullandı.

    CHP Parti Meclisi (PM) Adnan Keskin başkanlığında toplandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hayatını kaybeden Müslüm Gürses'in İstanbul'daki cenaze törenine katılacak olması sebebiyle PM'ye başkanlık eden Keskin, sözlerinin başında Gürses'e Allah'tan rahmet diledi.

    Özgürlük, adalet, hukuk, hak gibi insanca barış içerisinde güzellikleri paylaşarak yaşamanın temel değerlerini kendi görüşünde olanlar için anlam taşıdığı farklı düşünceler, farklı davrananlar için biber gazı, tazyikli su, coplu dayak, uzun süreli hapislik olduğu acı olaylarla, ölümlerle iftiralar kanıt, yalanlar belge kabul edilerek, savunma hakkı yok edilerek uygulamada görüldüğünü dile getiren Keskin, demokrasinin arka sokaklarda ucuz tezgahlarda satılan defolu bir mala dönüştürüldüğü için ileri demokrasi tezinin iflas ettiğini ve hurdaya çıktığını söyledi.

    Son günlerde işlevini yapan basına ve basın mensuplarına yapılan saldırıların da tarihin çöp sepetine atıldığını ifade eden Keskin, Başbakan'ın medyaya yönelik eleştirilerine tepki gösterdi. Başbakan'ın verilecek her haberden, yazılacak her köşe yazısından önce kendisine sorulmasını, kendisinden izin alınmasını istediğini belirten Keskin, işin acı yönünün ise Başbakanın yaklaşımına basın kuruluşlarının, basın mensuplarının tepki vermemesi, sessizliği tercih etmesi, edilgen bir tavra bürünmesi olduğunu vurguladı.

    Başbakan'a 4 konuda çağrı yapan ve uyaran Keskin, şöyle devam etti: "Bir: Hukuk, yargı ve yargılamalardan elinizi çekin. Hukuku hukukçulara bırak, anlamadığın işlere karışmayın. İki: Her konuda yüzleşme diyorsunuz. Hadi gel 1 Mart tezkeresinin tutanaklarını açıklayalım, yüzleşelim. Bakalım kim ne demiş, kim kime hizmet etmiş? 65 bin ABD askerinin Türkiye’ye yerleşmesine kim engel olmuş? Kim ABD askerlerine kucak açmış, kim komşusunun işgaline karşı çıkmış, kim gidin işgal edin demiş, kim tutanakları açıkla da yüzleşelim Üç: Sıkışınca günah keçisi arama, sızdırma tutanaklarının içeriğini unutturmak için batsın böyle meslek diyorsun. Ne yapmış gazeteci? Eline gelen belgelerin doğruluğunu teyit etmiş ve haberleştirmiş, kamuoyunu bilgilendirmiş. Gazetecinin görevi bu. Ama sen gazetecilerin gazetecilik yapmasını değil, sana hizmet etmesini istiyorsun. Gazetelerin, televizyonların künyelerini değiştirdin, yazarlarını attırdın, TV programlarını yasaklattın, devlet bankasının, deniz fenerinin parasıyla medya yarattın. Yeter artık elini çek medyadan. Bırak gazeteciler gazetecilik yapsın halkımızda gerçekleri öğrensin. Dört: Başbakan dün bir gaziyi azarladı. Kendisine soru soran gaziye gaziliği istismar etme diye fırça attı. Yani gaziye gaziliği bil dedi. Açıkça gazimizi haddini bilmeye davet etti. Sayın Başbakan, sakın ha sakın gazimize, şehidimize dil uzatma haddini bil, onları azarlama. Dikkatli ol. Ağzından çıkanı kulağın duysun. Yoksa emin ol Amerika’da deliğe süpüremediler ama biz burada gazilerimizle, şehit yakınlarıyla, yurtsever halkımızla seni deliğe süpürürüz. Zaten miadın doldu, son kullanım tarihin geçiyor. Evet Başbakan'ı anlayacağı dilden bir kez daha uyardık."

Editör: TE Bilisim