Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1930'lu yıllardan, 1994'te yayınlanan genelgelerden ve 28 Şubat döneminden bahsederek, "Milletin bir kesimine 'çıban', 'ur' diye bakan anlayış bitmiştir." dedi. Bu anlayışın "Eski Türkiye anlayışı" olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Yeni Türkiye anlayışında bu milletin hiçbir kesimi ne urdur ne çıbandır, hepsi saygıyı hak etmektedir, saygıya layıktır." diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM'deki AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada kendisini Dersim konusunda eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye cevap verdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na kayınvalidesi vefat ettiği için cevap vermeyen Davutoğlu, "Herhangi bir taziye durumu olmadığı için Sayın Bahçeli’ye cevap vermek biz zarurettir." dedi.

'BAHÇELİ İHANET KELİMESİNİ ÇOK RAHAT KULLANIYOR'

Davutoğlu, "Çünkü bugün sabah onun için de biraz geciktim, Sayın Bahçeli yine ağır hakaretlerle üstümüze geldiği için bütün konuşmasını dinleyeyim ve ona göre cevap vereyim. Bahçeli ihanet kelimesini çok rahat kullanıyor. Hemen ihanet. Peki kim kime niye ihanet ediyor?" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, önceki gün MİT hakkındaki sözlerinden dolayı Kılıçdaroğlu'nu ihanet içinde olmakla suçlamıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Danıştay'ın bir kararına ilişkin "Peki yargıç hıyanet-i vataniye içinde olursa ne olur?" demişti.

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendisine hatırlatmıştım: Dersim'de suçlu suçsuz bir hukuk içinde değerlendirilir ama 13 bin kişinin öldürüldüğü ve devlet kayıtlarına geçen şekliyle her türlü silahın kullanıldığı, çoluk çocuk kadınların da öldürüldüğü bir vaka varsa ve ondan çok değil 5 -6 sene sonra aynı devlet zihniyeti eğer Bahçeli'nin lideri rahmetli Türkeş, Türk dilinin önemli ölçüleri olan Fethi Tevetoğlu, Zeki Velidi Togan, Reha Oğuz Türkkan tabutluklara koymuşsa ve koyarken de devlet savcısı Kazım Öçal (Alöç) aynen bugün Bahçeli'nin kullandığı tabirle 'bunlar ihanet içindeler, bunlara zulmedildiği söyleniyor, doğru, zulmedilmeye devam edilecektir' demişse hangi zihniyete sahip çıkıyorsunuz Bahçeli? Tek parti dönemine sahip çıkmak size mi kaldı? Şimdi bizim neye karşı çıktığımızı beraber görelim. O dönemin Dersim katliamını planlayan ideologlar ve diğer temsilcilerinin bazı sözleri: Naşit Hakkı Uluğ; 'Dersim elbette kendiliğinden adam olmaz. Ne yapacaksa devlet yapacak Dersim'i adam edecek. İşte onların savunduğu devlet anlayışı bu. Bizim savunduğumuz devlet anlayışı ise 'Millet adamdır, adam edilmez. Millete hizmet edilir' anlayışı. Ve millet derken de milletin bütün kesimleri bunun içindedir. Yine Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey, 'Dersim Türk Cumhuriyeti için bir çıbandır' diyor. 3 Mayıs 1944 davasını hazırlayan savcı da Kazım Öçal da milliyetçileri bir çıban gördü. 28 Şubat'ın savcısı Vural Savaş da iktidar partisine o zaman 'kanserli ur' demişti. Aramızdaki devlet anlayışı farkı bu. Milletin bir kesimine 'çıban, ur' diye bakan anlayış bitmiştir. Eski Türkiye anlayışıdır. Yeni Türkiye anlayışında bu milletin hiçbir kesimi ne urdur ne çıbandır hepsi saygıyı hak etmektedir saygıya layıktır. İbrahim Tali bey diyor ki 'Bütün Dersim’in dışarısıyla ilişkileri kesilerek saldırılara ve ticarete engel olmak gerekmektedir. Bu yolla aç kalacak olan halka zamanla kendini sığınmaya mecbur edilmek gerekir.' Aç kalacak olan halk. Hani nerede suçlu ve suçsuz ayrımı? Bir şehir bir kesim toptan suçlu ilan edilebilir mi, açlığa mahkum edilebilir mi? Sadece 37-38 Türkiye'si değil, 94'te yayınlanmış genelge var. Doğu ve güneydoğuda bazı yerlere 50 kg'dan fazla un tutmak yasaktı şehirlerde. Girişlerde ve çıkışlarda gıda kontrolü yapılırdı. Şimdi AK Parti'nin Türkiye'yi nereden nereye getirdiğini herkes görsün ve anlasın. Bizim karşı çıktığımız zihniyet bu. Şimdi Sayın Bahçeli şunu diyor, biz ihanet içindeyiz ya, kendisi devleti bekasını düşünüyor ya, eğer bu zihniyet yani Sayın Bahçeli'nin, MHP'nin demiyorum, gerçek milliyetçiler gerçek MHP’liler bu zihniyeti, tek parti zihniyetini kabul etmez, eğer böyle bir zihniyet hakim olsaydı bir kesimi bir toplumu çıban ur gibi gören adam edilmesi gibi gören bir zihniyet bugün iktidarda olsaydı Suriye ve Irak'ta etnik ve mezhebi ayrılık ateş yerine dönmüşken Türkiye ne halde olurdu? Şimdi Sayın Bahçeli'ye çağrıda bulunuyorum ve meydan okuyorum. Tunceli Türkiye’nin bir vilayeti mi. Evet, şüphesiz evet. Hep Türkiye'nin parçası olarak kalacak. Peki siz tüm Türkiye’ye hitap ediyor musunuz? Buyurun gidin bu söylediklerinizi Tunceli'de söyleyin, cesaretiniz ve yüreğiniz varsa. Dönün o halka deyin ki o gün öldürülenlerin hepsi vatan hainiydi deyin, onların torunlarının gözlerine bakın ve 'hepsi vatan hainiydi' deyin. Bakalım Tunceli'ye girebilecek misiniz? Ben oradaydım. 10 sene sonra da, 50 sene sonra da 100 sene sonra da orada olacağım."

Bahçeli'nin Tunceli'ye Dersim demesinden dolayı getirdiği eleştiriye cevaben Davutoğlu, şöyle konuştu: "Dersim'e Dersim dememize hazret kızmış. Ben Toroslar'da Konya Taşkent'te doğdum. Buranın adı 30'lara kadar Pirlerkondu'ydu. Adında pir geçtiği için ismi değişti. Neden, pir İslami bir anlam taşıyor diye. Elaziz nasıl Elazığ oldu? El Aziz Esma'ül Hüsna'dır, Sultan Aziz'i temsil ettiği için değiştirildi. Diyarbekir, niye Diyarbakır oldu? Çünkü Bekir Bin Vail'e atıftır. Hz. Ebubekir döneminde Müslüman olan Bekir bin Vail'in torunları oraya geldiği için Diyarbekir olmuştur. Bir anda Diyarbakır oldu. Şimdi bunların hepsini Sayın Bahçeli savunacak mısınız? Biraz tarih okuyunuz."

Editör: TE Bilisim