MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme dair açıklamalarda bulunuyor...

Devlet Bahçeli'den çok sert tepki: Hayal kırıklığı ve barbarlık!


Bahçeli'nin konuşmasının satırbaşları şu şekilde:

Vahşilik, barbarlık ve uygarlık dönemi şeklinde adlandırılan insanlık tarihi vardır. Fakat halen barbar eğilimler taşıyan toplumların varlığı bu çağda hayal kırıklığıdır. Lafa gelince haktan hukuktan, uygulamaya gelince insanlığın yüz karası olanlar gerçekte insani değerlere muarız olduklarını gizleyemiyorlar. Mızrakları çuvala girmiyor. Batının hali tam da budur. Türkiye Yunanistan sınırında son yaşanan son dakika gelişmeleri insanlığın ürpermesine neden olmuştur. Ülkemizin farklı illerinden Avrupa'ya gitmek amacıyla yollara düşen sığınmacıların maruz kaldıkları trajedi tek kelime ile barbarlıktır. Yapmadıkları zulüm kalmamıştır.

Bunlar insan haklarını tamamen tozlu raflara kaldırmıştır. Avrupa'ya geçmek isteyen aynı zamanda uluslararası koruma talep eden sığınmacılara acımasız muamele ve müdahaleler Yunan zihniyetinin ipliğini pazara çıkarmıştır. Savunmasız insanlara biber gazı, sis bombası, kurşun neyle izah edilecektir? Bu şiddet severlik barbarlık değilse o halde barbarlık nedir?

Yunanistan'ın bu son tavır ve tutumunun uluslararası hukukta yeri yoktur. Sığınmacılara kara ve denizden ateş açması her dakika onları ölümle tehdit ve taciz etmesi uluslararası sözleşmeleri hiçe saymaktır.

Dünyada en çok mülteci ve sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkenin Türkiye olduğu ayan beyan ortadadır. Buna rağmen Türkiye'yi göç meselesini kullanmakla itham etmek akılla bağdaşmayan bir yakışıksızlıktır. Bu yapılanlarla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi buharlaşmıştır.

MHP olarak bu tabloya sessiz kalamazdık. Bebek ve çocukların hüzünlü durumlarını seyredemezdik. Gönül ve vicdan seferberliğiyle yaralara merhem olmalıydık. Geçen hafta Edirne'de 0-10 yaş grubunu hedefleyen göçmen kreşini kurmak için devreye girdik. Sınırda tutacak el bekleyen, müşfik bir irade gözetleyen çocukların ihtiyaçlarını Edirne'ye gönderdik. Bebeklere acımayan, çocuklara aldırmayan bir medeniyetin temelleri çürük, tebessümü sahte, tezahürü karanlıktır. Yunanistan'ın içinde bulunduğu AB'nin özeti budur. Zalimin zulmü bir gün kendisine dönecektir. Zalimin düşmanı Allah'tır.

Göç olgusu insanlık tarihi kadar eskidir. Pek çok insan terörden, savaştan kurtulabilmek uğruna plastik şişme botlarla açık denizleri geçmeye göze almıştır. Uluslararası Göç Örgütü'nün 2020 raporuna göre 272 milyon insan göç yolundadır. Göçler sonucu bir yanda yeni devletler kurulurken, diğer yandan imparatorluklar yıkılmıştır. Sınırlara duvar inşası sonuç vermemiştir. Binlerce insan Akdeniz'i geçip Avrupa'ya sığınabilmek için hayatlarını kaybetmiştir. 2016'da 6 bin kişi boğulmuştur. Açlık, kıtlık, yoksulluk ve güvenlik tehditleri milyonlarca insanın başka yere gitmesinin temelidir.

Suriye'de milyonlarca insan yurtlarından kopmuş, yollara dökülmüştür. Aylan Bebeğin hiçbir suçu yoktur. Allah bu hesabı bir gün soracaktır. Mazlumların ahı vakti, zamanı geldiğinde zalimleri inim inim inletecektir.

Türk milleti mazlumlara her fırsatta kucak açmıştır. Batı ise kulak tıkamıştır. Suriye kaosunun sosyal ve ekonomik faturasını ödeyen bellidir. 2011 yılının mayıs ayında sığınmacı kampları açılmıştır. Ülkemizde Suriyeli sayısı 3,6 milyon düzeyindedir. 2014 yılında 50 bin seviyesinde olan düzensiz göçmen sayısı sıçrama yaşamıştır. 27 Şubat 2020'de 34 şehit vermemiz üzerine isabetli şekilde sınır kapıları açılmıştır. Dün itibariyle sınırı geçen sığınmacı sayısı 142 bin, Ege'yi geçen sığınmacı sayısı bin kişidir. Türkiye taahhütlerine her zaman sadık kalmıştır. Türkiye sığınmacı deposu, mülteci toplanma kampı değildir. Ege'de göçmen ölümlerinin engellenmesi, yasadışı göçün yasal göçle ikame edilmesinden sonuç alınamamıştır. Uygulamada pek çok pürüz çıkmış, külfet Türkiye'ye yüklenmiştir.

Seçim yasakları perşembe günü başlıyor! Seçim yasakları perşembe günü başlıyor!

Artık gerçeklerin inkarına imkan yoktur. Türkiye açık kapı politikasıyla gereğini yapmıştır. Türkiye'nin mevcut şartlar altında yeni sığınmacı akımını göğüslemesi mümkün değildir. İnsani kriz devasa boyuttadır. 5 Mart Moskova zirvesiyle, sığınmacıların asıl ikamet yerlerine geri dönüş yolu açılmıştır. Bu kapsamda partimiz, Sınır Aşan Göçler Komisyonu kurulmuştur. Bizim her soruna yönelik söyleyecek sözümüz vardır. MHP'nin göç ve sığınmacı politikasının insani olduğu kadar tarihi, demografik boyutları vardır. Türkiye yol geçen hanı değildir. Ülkemize sığınmak isteyen mazlumları sahipsiz bırakmayız ama Türkiye'nin geleceğini de yabana atamayız.

5 Mart 2020 Perşembe günü, Moskova'da tarihi nitelikte bir zirve gerçekleşmiştir. İdlib gerginliği ve bölgesel konular ele alınmıştır. Parti olarak, cuma günü sosyal medya üzerinden kanaatlerimizi paylaşmıştık. Alınan kararlar bizim için olumludur. İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki temas hattı boyunca tüm askeri faaliyetler durdurulmuştur. İki ülke ateşkeste mutabık kalmış, Şam yönetimi memnuniyet duymuştur. M4 yolunun kuzeyinde ve güneyinde 6 km derinliğinde güvenli koridor tesis edilecektir. Türk-Rus ortak devriyeleri başlayacaktır.

Ülke sınırları terör ve rejim saldırılarına karşı güvenli hale gelecektir. Suriye'de normalleşme hızlanacak. Kahramanlarımızın güvenliği sağlanacaktır. Şehitlerimizi unutmamız mümkün değildir. Biz herkesin ederini, ciğerini gayet iyi biliyoruz. Rusya Devlet Başkanı'nın Türk askerlerinin yerlerini bilmediklerini söylemesi havanda su dövmektir. Bundan sonra ateşkese uyulursa ne ala, uyulmazsa vatan mücadelesini gittiği yere kadar taşırız. Karşımıza çıkanları da doğduklarına pişman ederiz. Burada üzerinde durmamız gereken konu, Esad'ın ilk fırsatta silaha sarılıp sarılmayacağıdır. HTŞ'nin ateşkese uymayacağını açıklaması tarihi bir handikaptır. Kim buna çanak tutarsa gök kubbe başlarına yıkılmalıdır. Suriye'ye huzur, istikrar ve barışın hakim olmasını arzularız. Brüksel'de düzenlenecek konferansın muhteviyatının ne olacağını zaman gösterecektir. 13 Nisan'da Suriye'de yapılacak seçimlerin değişim rüzgarına yol açacağını düşünmek abartılı, afaki bir beklentidir.

Geçtiğimiz pazar günü döviz kurlarındaki anormal oynamanın sebebi aranmalıdır. Koronavirüs ticareti vurmuş, uluslararası ticaret zehirlenmiştir. Türkiye'nin karmaşıklaşan bölgesel ve küresel istikrarsızlık sarmalı karşısında milli birlik ve dayanışma ruhunu üst seviyeye çıkarması manevi bir görevdir. Çatışmada hayrolmadığı iyi bilinmelidir. Bir olursak dağları deviririz.

CHP yönetimi Nuh diyor peygamber demiyor. Ne sözden ne halden anlıyor. CHP, başkasının gözündeki çöpü görüyor kendi gözündeki merteği görmüyor. Bunların dili durmadığı sürece başları da rahat durmayacaktır. Aziz Atatürk'ün mirasını hiç eden CHP yönetimi iflasını açıklayacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Rusya ziyaretini sabote etmek için Esad ve Putin ile aynı safa giren CHP yönetimi körle yatıp şaşı kalkmıştır. Kılıçdaroğlu geçen hafta edepsiz benzetmelere tevessül ettiler. Türkiye zora girdikçe sevinçten duramıyorlar. CHP'liler hezeyanlarını külahımıza anlatsınlar.

İddia odur ki Rus devlet televizyonu Cumhurbaşkanı ve heyetin beklemesini kronometre ile videoya almıştır. Eğer Rusya yönetimi bunu kasıtlı şekilde kayda aldırıp, servis ettirtirdiyse bu küstahlıktır, terbiyesizliktir, alçaklıktır. Ümit ederiz ki malum video maksatlı şekilde hazırlanmış olmasın. Cumhurbaşkanına hakaret hepimize hakarettir.


Editör: TE Bilisim