Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Ayhan, AK Parti’nin teslimiyetçi dış politikasının Suriye’de duvara tosladığını, Türkiye’nin milli çıkarlarına aykırı ne kadar gelişme varsa hepsinin AK Parti politikaları sayesinde müttefik tarafından hayata geçirilmeye başlandığını belirtti.
"Suriye’de güçlü Esed yönetimi ve Kürt devletinin 4 parçalı Kürdistan’ın bir ayağı daha oluşturulurken AKP’nin dış politikası silinmiştir." diyen Ayhan, sözlerine şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanı'nın ABD’ye 'ortağını seç' çıkışı sonrasında ABD’nin, PYD'yi terör örgütü görmediğini resmen açıklaması, AKP’nin tutarsız PYD politikasının, Suriye'de sahadaki duruma göre hareket etmesinin Türkiye’yi yalnız bıraktığını açıkça ortaya çıkarmıştır. Peki AKP niye seçmiyor? Hep kaçak güreşiyor, duruma göre pozisyon alıyor. Zikzaklar çiziyor. Gelinen noktada adeta Türkiye’ye karşı ittifak yapar hale gelen müttefiklere karşı Cumhurbaşkanın serzenişleri beyhude ve çok gecikmiş reaksiyonlardır. ABD'nin, PYD'yi terörist örgüt olarak görmediğine ilişkin açıklaması Türkiye’yi küçük görmektir. Bu da AKP’nin eseridir. AKP bu gelişmeler karşısında çark ederek yeniden 'Kardeşim Esad' siyasetine mi dönecektir?"
Artık Türkiye'nin de hedefte olduğunu dile getiren Ayhan, Suriye konusunda ABD ve Rusya'nın projeksiyonlarının aynı olduğunun görülmekte olduğunu kaydetti. ABD ve Rusya'nın, PYD'ye Türkiye sınırına paralel ve stratejik öneme sahip bir alanda devlet kurdurma niyetlerinin dillendirilmekte olduğunu dile getiren Ayhan, şöyle devam etti: "Bir taraftan IŞİD ile mücadele, bir taraftan AKP yönetiminin basiretsiz, vizyonsuz dış politikasının bölgedeki reflekslerinin iyice zayıflamasından istifade eden sözde müttefiklerimiz, PYD'ye Türkiye sınırına paralel ve stratejik öneme sahip uzun bir alanda devlet kurdurma arayışı içine girdiği gözlenmektedir. Rusya bombardımanla desteklenen Esed güçleri Halep'i ablukaya almış, yeni bir mülteci dalgası sınırlarımıza doğru yönelmiştir. Davutoğlu bu defa da Merkel ile eylem planı açıklamış, ülkemizi Avrupa’nın mülteci kampına çevirmek için gerekli tedbirler üzerinde mutabakat sağlanmıştır. Bu maddeler esasen Avrupayı göçmen akınından koruma odaklıdır."
"Ülkemiz böyle kritik bir dönemden geçerken, AKP maalesef çözülmüşlük sendromuna tutulmuştur." ifadesini kullanan Ayhan, "AKP içinde kazan kaynamaya, hatta sular kazan dairesinden kamaralara doğru yükselmeye başlamıştır. Gerek Sayın Arınç, Sayın Çelik ve diğerlerinin ifadeleri, AKP içinde Türk siyasetine yeni bir istikamet çizme niyetleri olanların bulunduğunun bir göstergesidir. Ancak AKP Genel Başkanı, Sayın Başbakan acaba bu sürecin neresindedir? Belli değildir. Cumhurbaşkanı cenahı mı yoksa değerleri mi yoksa tarafsız mı?" diye sordu.
Dolmabahçe’nin 10 maddesinin Mardin’de yeniden karşılarına çıktığını belirten Ayhan, "Terör örgütüne zeytin dalı uzatılmış, HDP’ye de sözde yeni Türkiye anayasasına destek karşılığına çözüm rüşveti teklif edilmiştir. 'Çukur kazacağınıza gelin anayasa komisyonuna istediğinizi söyleyin.' diyor. Çözüm sürecinin devamını yeni anayasa pazarlıklarına endeksliyor. Anayasa'dan Türklüğün, ilk dört maddenin ve parlamenter sistemin silinmesi, yerine otoriter başkanlık sisteminin getirilmesi karşılığında bölgeye özerklik ve terör örgütü elebaşına da özgürlük müjdeleniyor. Yalnız Sayın Başbakan Mardin öncesi uyarılarımızı dikkate almış, açıklama yaparken de Dolmabahçelileri yanına almamıştır. Dolmabahçe Sarayı’nda AKP-PKK buluşmasıyla ilan edilen ihanet mutabakatının kanlı sonuçları Cizre’de, Sur’da görülmüştür. Çözüm süreci ile PKK’ya gösterilen yoğun sevgi ve sempatinin bedelini milletçe ödüyoruz. Ancak bu sürecin failleri hala el üstünde tutulup baş tacı yapılmaktadır. Mardin’deki 10 Maddenin de ülkemize faturası ağır olacaktır. Türk milleti bir kez daha aldatılmaktadır." şeklinde konuştu.
Ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Ayhan, şunları söyledi: "Ok yaydan çıkmıştır. Güneydoğu’da meydana gelen rezaleti kimse üstlenmek istememektedir. Biraz yiğit olan 'biz göz yumduk' diyebilme cesaretini göstermelidir. Ya da bilerek yaptık diyebilmelidir. Sözünün arkasında duramayanları Türk milleti affetmeyecektir. Milli birlik ve dayanışmayı tesis edeceğini ifade edenler, bunu nasıl da bozduklarını izah etmeliler. AKP’nin hatalarının ve zikzaklarının Türkiye’ye faturası giderek ağırlaşmaktadır. Böyle bir dönemde sistem tartışmasının başlatılması da siyasi istikrarsızlıktan başka bir şeye katkı sağlamayacaktır."
Editör: TE Bilisim
