Erdoğan’ın ülkeyi Türk –Kürt, Alevi – Sünni, şu cemaatten bu cemaatten şeklinde ayrıştırdığına işaret eden Yılmaz, şu eleştirilerde bulundu: "Toplumun kamplaştırıldığı bir süreçten geçiyoruz. Milletin yeniden birliğe ihtiyacı var. Toplumun tamamını kucaklayacak bir aday çıkararak toplumdaki ayrışmayı önlemek amacıyla yapılan arayışta Ekmeleddin İhsanoğlu isminde uzlaşı sağlandı. Recep Tayyip Erdoğan kullandığı dil itibariyle bütün seçimlerde gerilim üzerinden bir siyaset anlayışı ortaya koydu. Toplumu askerle, polisle, yargıyla düşman hale getirdi. Alevi Sünni dedi, yandaş dedi, dış ülkelere bağlı dedi, milletin bir kısmını rencide edecek toplumu ayrıştıracak ifadeleri seçim meydanlarında gerekse de oluşturduğu havuz medyasında dillendirdi. Diğer tarafta da toplumu kucaklayan bütünleştirici bir dili kullanan MHP’den, AKP’den, DP’den, CHP’den, BBP’den SP’ye kadar kimsenin kendisini dışlanmış hissetmediği, herkesin kendisinden bir şey gördüğü; bilgi birikimiyle, donanımıyla devlet adamı profilini ortaya koyan Ekmeleddin İhsanoğlu var."
Gerilim politikasının sürdürülebilirliğinin olmadığını belirten Yılmaz, "Erdoğan hep mağduru oynayarak bu süreci getirdi. Devletin tüm imkanlarını kullanan, uçaklarıyla, gemileriyle, valileriyle, kaymakamlarıyla kumu kurumlarıyla seçim sürecini götüren bir aday var. Diğer taraftan toplumun içinden çıkmış, mütevazi bir bütçeyle seçim kampanyasını götüren bir aday var. İnsanlar bu gerilim politikasının ülkeyi geleceğe taşıyamayacağını biliyor. Bu gerilimin gerek dış dünyada gerekse de içeride sürdürülebilmesi mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olduğunda devletin tüm birimlerini, kurumlarını kendisine bağlayacağını kaydeden Seyfettin Yılmaz şunları söyledi: "Benin bakanım, benim polisim, benim işadamım, benim kaymakamım diyerek devleti kendisine bağlıyor. Tek adamlığa gedecek bir yönetimi ortaya koyacağı ortadır. Erdoğan seçildiği andan itibaren Türkiye tek adamlı bir yönetim tarzına geçecek. Emniyeti, yargıyı, askeri kendisine bağlayan Tayyip'in ülkeyi götüreceği nokta Suriye’deki Esed, Irak’taki Saddam yönetimidir. Vatandaşlarımızın toplumun tamamına hitap eden Ekmeleddin Bey’i tercih etmesi ülkenin geleceği ve yaşanabilir Türkiye açısından bir zorunluluktur."
