Montrö Sözleşmesinin önemi... Montrö Sözleşmesinin önemi...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, siyasette bir düzey olması gerektiğini belirterek "İnsanlar kızabilirler, öfkelenebilirler ama siyasetçinin öfkesini sınırlaması gerekiyor. Bu konuda Türk siyasetinin başarılı bir sınav verdiğini söyleyemeyiz." dedi.

Basın yayın organlarının Ankara temsilcileriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin soruları cevapladı. CHP'nin, yurt dışına yapacağı ziyaretlerin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, CHP'nin, dünyada sayılı partilerden biri olduğunu ifade etti. CHP'nin, dünyadaki en eski 4-5 partiden birisi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Yurt dışında bilinen, tanınan bir partiyiz, ilişkilerimiz biraz zayıftı, onları güçlendiriyoruz. Yaptıklarımız biliniyor, ilgi duyuluyor, yeni bir sayfa açtık biz. Batının pek çok ülkesi CHP'nin yeni söylemlerine ilgi gösteriyor. Türkiye'nin değişime ve dönüşüme ihtiyacı var, onun anahtarının CHP'de olduğunu biz anlatıyoruz, onlar da ilgi gösteriyor."

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Abdullah Gül'ü destekleyecekleri yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bana sorulan soru, başka hiç aday olmaz, sadece iki kişi kalırsa nasıl oy verirsiniz? Şeklindeydi, yani seçeneği olmayan bir soru soruldu. Ben de dürüst bir politikacı olarak seçeneği olmayan soruya yanıt verdim. Ama benim gerçek düşüncem nedir? Halk, cumhurbaşkanlığına kesinlikle Recep Tayyip Erdoğan'ı seçmeyecektir. Türkiye'yi bu kadar kutuplaştıran birisinden cumhurbaşkanı mı olur? Kavga ortamından beslenen birinden cumhurbaşkanı mı olur? Bu ülke kendisine yakışan bir cumhurbaşkanı seçecektir. Herkesin sevdiği, saydığı, herkesin kucakladığı, tarafsızlığıyla, birikimiyle bir cumhurbaşkanını seçecektir. Halkımıza güveniyorum." karşılığını verdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı konusunda ise Kılıçdaroğlu, kamuoyu yoklamaları yaptıklarını belirterek, "Örgütlerimizde eğilim yoklaması yapacağız. Belli yerlerde adaylarımız belli, zaten onlar çalışıyor." diye konuştu.

"OYUN KURUCUYDUK OYUNCAK OLDUK"

Türkiye'nin, NATO nezdinde İsrail'e uyguladığı vetoları kısmi şekilde kaldırmasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti: "Bana 'AKP'nin izlediği politikalardan en vahimi hangisidir' diye sorarsanız, dış politikadır. Bütün bölgede ağırlığını kaybetmiştir. Yıllar yılı dış politikadaki bütün kazanımlarımızı 2012'de çöpe attık. Suriye ile İran'la, Irak'la, Rusya ile ilişkilerimiz son derece kötü. Düşünebiliyor musunuz, 'bir ülkenin dışişleri bakanı benim ülkeme gelirse ben onu tutuklarım' diyor Irak yönetimi, enerji bakanının uçağı indirilmiyor, İran'dan açıkça tehdide yönelik demeçler geliyor, Rusya'dan açık eleştiriler geliyor. Türkiye hiç bir zaman bu konuma düşmemiştir. AB sürecinin tümüyle tıkandığı noktaya geldik. Kesinlikle dışişleri bakanının o koltuktan ayrılması gerekiyor. Kendisine çapsız dediğim için alınganlık göstermişti, kullandığım en hafif deyimdir o. Sözde oyun kurucuyduk, oyuncak olduk. Böyle bir dış politika olabilir mi?" şeklinde konuştu.

"HÜKÜMET DARBELER KONUSUNDA SAMİMİ DEĞİL"

Darbeye dayanak sağlayan maddelerin yasalardan çıkarılmasına yönelik çalışmaların hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, bu konudaki düşüncelerinin açık olduğunu ve bu yasama döneminde kanun teklifi verdiklerini ifade etti. Hükümetin, darbe temizliği konusunda samimi olduğuna kesinlikle inanmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Orada da ikili bir ruh halinde. 'Darbeye karşıyım ama darbecilerin çıkardığı yasaların arkasında duruyorum'. Darbeye karşıysanız, darbecilerin getirdiği yasaları sivilleştireceksiniz. Darbe yasalarından nemalananlar darbeye karşı olamazlar. Darbeye karşıysanız adam gibi gelirsiniz, CHP'ye dersiniz ki '12 Eylül yasalarını değiştireceğiz, bize destek veriyor musunuz?' dersiniz, buradan açıkça söylüyorum, her türlü desteği veririz." dedi.

BAHTSIZ BEDEVİ TARTIŞMASI

Başbakan'a karşı bu yıl içinde kullandığı ifadelerden 'keşke şunu söylemeseydim' dediği bir şeyin olup olmadığının sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Şundan rahatsızım, onu açık yüreklilikle ifade edeyim; siyasette bir düzey olmalı, insanlar kızabilirler, öfkelenebilirler ama siyasetçinin öfkesini sınırlaması gerekiyor. Bu konuda Türk siyasetinin başarılı bir sınav verdiğini söyleyemeyiz." karşılığını verdi.

Yeni anayasa çalışmaları konusunda da Kılıçdaroğlu, masada oturan CHP'lilerin çalışmaları engellemek, masadan kalkmak gibi bir niyetlerinin olmadığını vurguladı. Anayasa konusunda çok aceleci olmamak gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, toplumun beklentileri olduğunu ve o beklentiler doğrultusunda bir anayasanın hazırlanması gerektiğine dikkat çekti.

Kendilerinin tek parti devletiyle mücadele ettiklerini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Artık devletle AKP'yi ayrıştıran bir tablo yok karşımızda, biz tek parti devletine karşı mücadele ediyoruz. Sıradan demokrasilerde olması gereken bir mücadele zemini yok ortada. Her türlü baskı var toplumun üzerinde, CHP'ye yönelik yanlış algılar var. Onları değiştirmemiz gerekiyor, o açıdan mücadele sürecimiz devam edecek."

Başbakan Erdoğan ile yaşadığı 'bahtsız bedevi tartışmasıyla ilgili olarak Kılıçdaroğlu, "Olmaması gereken bir olaydı." diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, teröristbaşı Abdullah Öcalan'a yönelik açıklamalarının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Hükümet değişik kanallardan farklı bir ortam yaratmak istiyor. Bunun için bazen kendi bakanlarını, bazen sivil toplum kuruluşlarını, bazen başka kanalları kullanarak toplumu yönlendirmeye çalışıyor. Bunun farkındayız. Eminim sizler de farkındasınız." karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu, Amerika'dan davet gelirse gideceklerini söyledi.

Editör: TE Bilisim