Montrö Sözleşmesinin önemi... Montrö Sözleşmesinin önemi...
Bursa tarihi bir şehir. Günler öncesinden ülkenin yaşadığı özel şartlar gereği bu tarihi mitinge hazırlanıyordu. Tarihi Türkler yazar gerçeği 23 mart cumartesi günü hafızalarda yeniden tazeleniyor. Akitler yenileniyor, Cuma ve Arafat maneviyatında milli ve dini bir iklimde o gün orada olma kararı milyonlarca millet evladının zihninde günler öncesinden yankılanıyordu. Gün geldi çattı ve sabahın erken saatlerinde hava şartlarının muhtemel muhalefetine rağmen Mehmet Akif Ersoy'un verdiği buluşma, randevu sözü gibi "Allah izin verirse" cümleleri bir kararlılığı, bir duruşu ortaya koyuyordu. 

MHP BURSA MİTİNGİ FOTO GALERİ

23 Martta Bursa'da olmak, bir tavrın, duruşun, diklenmenin ve öz güvenin gereğidir. Bu ülkeyi bize vatan yapan dini, milli, tarihi, kültürel mirası bize bırakan ceddimize karşı şeref, onur ve minnet borcumuzdur. Bu topraklarda ebedi kalmanın her şartta yeniden bedelini ödeme kararlılığının izharıdır. Bütün Türk-İslam dünyasında Türk’e derin muhabbet duyan, milyonlarca insanın kalbi, buradaki kararlılığı, yükselecek sesi, feryadı, iliklerine kadar hissetmek; moral bulmak, kararan gecenin zifiri karanlığına bir ışık -dokuz ışık- ümidi olarak görüyordu. Türkiye'ye yanaşma, yalaka, yandaş, fonlanan, yemlenen ve beslenen yazılı basın ve TV kanalları ile farklı bir gündemi dayatıyor, ama milyonlarca sessiz çoğunluğun kafasının, gönlünün, vicdanının gündemi, Bursa mitingini işaret ediyordu. Nefesler giderek tutuluyor, günler birbirini kovalıyor ve beklenen gün gelip çatıyordu. Alana gelen insanların yüzünden endişeleri, heyecanı okumak o asil duruşu, vakarı görmek için binlerce ülkücü şehidin şahadet şerbetinden haberdar olmayı gerektiriyordu. Gün onların günüydü, şehitlerde alandaydı gören gözler için. Bursa'da alana katılım sayı belirlemesi asla yapılamazdı. Çünkü başta Başbuğ Alparslan Türkeş, tüm şehitlerimiz yerlerini almış hep birlikte alandaydık. Malazgirt Ovası'nda yatan şehidimden, Çanakkale'deki "Bedr'in aslanları ancak o kadar şanlı idi." denilen yüz binlerce şehidimiz, ülkücü şehitler, Güneydoğu şehitleri ve bugüne kadar bu necip millet için hayatını ortaya koyan tüm şehitlerimizin ruhları hazır oradaydı. Bu mitingde sayı tahmini yapmak deliye post saydırmak kadar zordur. Evet tek bilek, tek millet, tek yürek, meydandaydık. 

Umutlarda, hayallerde dünyanın her tarafından takip edilen gözlerde, gizemli bir bekleyiş vardı. Bu tavır, olması gereken bir milli bir refleks olarak hafızalara kazınacak, Türk milletinin tarihinde bir dönüm noktası olarak yerini alacaktı. Beklenen oldu ve bir sevinç yumağı, heyecan fırtınası dünyanın anlamakta zorlandığı kardeşlerin buluştuğu bayram gününü andırıyordu. Ülkenin bir çok yerinden millet evlatlarının katıldığı mitingde asla çakma kalabalıklar yoktu. Çünkü burada maddi ikbal, kumanya, erzak dağıtılmayacak; iktidar imkanları sunulmayacaktı. Burada kor gibi yanan gönüller endişeli gözlerin sahibi mangal gibi yürekli Anadolu delikanlıları Asenaları vardı. İktidarın bütün şantaj, korku ve engellemelerine rağmen alan tıka basa dolmuştu. Sevinçten ağlaşan, buluşan, hasretle kucaklaşan esrarengiz sahneleri görmek... Allah’ım sana şükürler olsun! Önceliği mukaddes değerleri olan Alperen Asım'ın nesli ülkücüler ve gönlü ülkede olanları kabul etmeyen çilekeş fedakar millet evlatları ile dolmuştu. Teşekkürler Bursa! Teşekkürler Türkiye! Evet bu ülkede son sözü Türk milletinden aldığı yetkiyle ülkücüler söyler. Herkes hesabını ona göre yapacak, bu ülkede ihanet asla dal budak saramayacaktır. Bu mitingi böyle okumak, anlamak ve yorumlamak gerekir. Sarsıntıyı Kandil'deki eşkıya 9 şiddetinde ölçtü ve korkudan ödleri koptu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Bey'in miting alanında yaptığı muhteşem konuşma kor gibi yanan yüreklere su serpti. Bursa'da meydana gelen 9 şiddetindeki depremin ülkeyi yakınlarda yine 9 kez daha sallayacağını bu depremden ancak ihanet edenlerin, işbirlikçilerin Türk’e kefen biçenlerin korkmasının ilanını veriyordu. Dosta güven, bu ülkeyi maceralara sürüklemek isteyen etnik siyaset ve fitne odaklarına bölücü karargahlara karşı ülkenin sahipsiz olmadığını ilan ediyordu. Bursa’dan yükselen ses alınan mesaj ve evine, şehrine, köyüne dönen Türk insanı her şartta bir olacağını, tek millet olacağını, oldu bittilere dayatmalara kuru gürültülere pabuç bırakmayacağını ülkenin sahipsiz olmadığını müjdeliyordu. Türkiye’nin asıl sorunu, milletin ortak aklının bir türlü iktidar olamayışıdır. Meydandaki mahşeri kalabalık, milletin her türlü tahrik, kalkışma, beşinci kol faaliyetlerine, dayatmalara rağmen, bir arada yaşamak, bir olma, tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek dil kararını Allah'ın bir olduğu gibi haykırıyordu. ABD, AB, AKP ve PKK görüşmelerinden ancak yelin kayadan kopardığını koparırlar. Bu ülkenin kuruluş ve kurtuluş ilkelerini sonsuza kadar yaşatmak şeref, onur borcumuzdur. Bursa'dan dost düşman herkese bu kesin ve net mesaj ortaya konmuştur.

Editör: TE Bilisim