MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında 2011 yılında yaptığı bir konuşma nedeniyle hazırlanan fezleke, Adalet Bakanlığı tarafından TBMM’ye gönderildi.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, fezlekenin, TBMM Başkanlığı’na ulaştığını bildirdi.

FEZLEKESİ OLMAYAN TEK LİDERDİ

Başbakan Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve pek çok milletvekilinin fezlekesi bulunurken Devlet Bahçeli hakkında fezleke olmayan tek liderdi.

BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?

Bahçeli Zeytinburnu’ndaki mitinginde hükümeti Damat Ferit hükümetine benzeterek hainlikle suçlamıştı. Erdoğan’ı Damat Ferit’e benzeten Bahçeli o dönemki İmralı görüşmeleri iddialarına da değinerek “Siz değil misiniz, şerefinizi İmralı’ya, siyasi namusunuzu Okyanus ötesine ve haysiyetinizi Erbil’e teslim eden?” demişti.

Seçim yasakları perşembe günü başlıyor! Seçim yasakları perşembe günü başlıyor!

Bahçeli’nin konuşması şöyleydi:

Kimden yanasın, kiminle birliktesin? Şehitlerimiz için kimler sana “kelle” dedirtiyor? Kimler sana Mehmetçiği “yan gelip yatmakla” suçlatıyor? Seni kimler yönetiyor? Kimlerin etkisi altındasın? Kimlere ne sözler verdin? Kimlerle ne senet imzaladın? Sen bunları açıkla. Ve daha fazla saklanma. Siz değil miydiniz Habur’da teröristlere karşılama törenleri düzenleyen? Siz değil miydiniz davul zurnalar eşliğinde teröristleri serbest bırakan? Siz değil miydiniz, katillerin sınırlarımızdan gelişini umut verici gelişmeler olarak yorumlayan alçalmayı gösteren? Siz değil miydiniz Meclis’te siyasi bölücülerle yaptığınız görüşmeden sonra, mutluyuz, umutluyuz, diyen? Siz değil miydiniz, İmralı’da yatan hainle müzakereler yapan? Siz değil miydiniz peşmergeye abi diyen, üçlü istihbaratla Kandil’i gözetlediğinizi iddia eden?

Osmaniye’de; hainleri ve tetik çektiren efendilerini, sahiplerini er veya geç bulacaklarını, akan şehit kanlarının hesabını soracaklarını söyleyen Recep Tayyip Erdoğan’a hatırlatırım ki; Uzağa bakma. Başka yerlerde sorumlu arama. Hainler senin yanı başındadır, hemen göz menzilindedir. Bu zamana kadar terörün ağa babalarıyla sürekli iç içe oldun. Üçlü görüşmeler yaptın, sonuçsuz diplomatik ilişkiler kurdun. Onlarla beraber yedin, beraber gezdin, birlikte masalara yüz sürdün. El sıktın, ziyaret ettin, yollarına kırmızı halılar sererek ağırladın. Ne var ki bölücülüğe verdikleri desteği bir türlü yüzlerine vuramadın. Davos’ta Filistin’i savunma adına sahte bir one minute dedin de, Vasgington’da Türk milleti için muhataplarına yeter artık diyemedin. Polisimize, Mehmetçiğimize tetik çektiren elleri sen aslında iyi biliyorsun. Şimdi sıkıştın, günü kurtarmak için sanal meydan okumalar yapıyorsun.

Kuru sıkı atıyorsun, palavradan duruş gösteriyorsun. “Vatan toprakları boş değil, meydan boş değil, bunu onlar da görecekler” diyerek, naylon delikanlılıktan medet umuyorsun. Durmadan atıyorsun, ama bir türlü dolu yakalayamıyorsun. Boş konuşuyorsun, desteksiz sallıyorsun. Sana kanacak yok artık. İnanacak kimse kalmadı.

Irak’ın kuzeyine gidip de şarkılar eşliğinde kucaklaştığın, dostum diyerek sarıldığın peşmerge bozuntusu tetik çektiren lanet ellerin başında geliyor.


Editör: TE Bilisim