Ülkücüleri tek seçeneğe ve tek tip olmaya; iradelerini ve Allah vergisi farklılıklarını zenginliğe dönüştüremeyip, enerjilerini toprağa gömen; baharı ak çiçeğe veya o familyaya yakın bir iki çiçeğe mahkum etmek, renklerin tonlarını yok etmekİ dal budak kırmak; eleştireni fitneci ya da fetöcü ilan edip, sam yeli estirerek; meseleyi duygusal noktaya indirgeyip, istişare, meşveret ya da kurultay isteyeni partiyi bitiriyor algısına mahkum etmek hiç şık değil
Ülkücüler ve Ülke sevdalısı bozkurtlar, resmiyetin ve üyeliğin dışına taşan milyonların yürek volkanıdır. Öyle bittik masalı da dogru değil; biçilen, atılan, silinen imtiyazlı kongrecilerin, irademizi çöpe atmasına asla onay vermeyeceğiz. Sandık görevlisini değil kaynını yahut eşini delege yazarak siyasetin ucuz dümenleri ile hiç kimse ebedi olamaz
Hiç kimse kimseye Ülkücülük imtiyazında bulunamaz. Ehliyet, liyakat, kabiliyet, ilke, Ülke sevdalısı herkes, kıymetli tarağın dişleri gibidir. Eşittir. Camide saf tutanlar; can pazarında kahramanca canıyla kanıyla, malıyla, mülküyle, teri ile, gayretiyle varlık ve beka mücadelesi veren bugünün nöbetçileri yarını emanetçileriyiz.
En ahlak ve şahsiyet dışı yaklaşımda, kendilerini dev aynasında gören; dava adamlığı ile spor takımı taraftarlığında ilke-ülkü farkını özümsememiş olmak sindirim sistemi bozukluğudur.
Hemen eline, diline, bileğine hakim olmadan yol alıp babasının arkadaşlarına başka şehirde ahkam kesmek Ülkücülük değildir. Ggençler kendi aile akraba çevresinde büyüklere argo ve kabadayılık yapmamalıyken, töre kuralları her yerde geçerlidir.
Herkes bedel ödemiştir. Dünler çok zor günlerdir. Şimdilik bugünse yarın dün olacaktır. Ne doğrarsan çanağına o gelir kaşığına… yaslısı genci bir aileyiz ailede sevgi saygı muhabbet ve Ülküdaşlik hukuku esastır.
Sanki parti Yunanlılardan ya da FETÖ’den kurtarıldı yaklaşımı; algı operasyonu ve tek aklın parti egemenliğidir. Lider ve teşkilat kadar, doktrini, ilkeyi ve ülküyü savunmak, bunun için de kural hatırlatmak töre gereğidir.
Hiç kimseyi hiç bir yere göndermek kimsenin ne haddi ne hakkıdır. Çok kısa zaman sonra haklılığımız anlaşılır; hata varsa özür dileriz.
Ülküdaşını ezerek üzerek paye elde etmek, hava atmak, bununla böbürlenmek gayri ahlakidir.
Gelelim başta sorduğumuz soruya…
MHP’de olağanüstü Kurultay mı, Olağan Kurultay mı daha hayırlıdır?
Tek cevabımız olacak…
Şartlar gerektirdiğinde olağanüstü kurultaya hep gidilmiştir, hep gidilecektir!
Etrafımızdaki her şeyin hızla değiştiği bir çağda, adaptasyon sorunu yaşamamak için belki de olağanüstü kurultay daha hayırlıdır. Uzun zaman yeknesak yönetilmiş kurumlarda sistemsel körlük ve atalet meydana gelir. Oysa adı üstünde MHP bir hareketin ve devinmenin olması lazım gelen bir partidir.
Bazen sırf enerji yenilemek için bile olağan kurultayı beklemeden “hareket” e geçmek gerekir.
Sabri Şenel
Editör: TE Bilisim
