Yerel seçime bir hafta kaldı! İşte detaylar.. Yerel seçime bir hafta kaldı! İşte detaylar..
MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu  Hasan Ali Yücel Kültür merkezinde düzenlenen konferansta halkın yoğun ilgisiyle karşılaştı.''Yeni Dünya düzeni ve Türkiye'' konulu konferansta Halaçoğlu bir çok konuya değindi.

Konferansın ana hattında Osmanlı'dan günümüze petrol haritaları, büyük ortadoğu projesi , hükümetin imralı görüşmeleri , Miliiyetçi Hareket Partisi ve siyasetine karşı olan önyargılar, hareket içindeki gençlik ve izlemesi gereken yol dahil bir çok konuya değinen Halaçoğlu soru cevap şeklinde seyreden konferansta halkı bir çok konuda aydınlattı.
 (''Aşağıdaki videodan konferansı baştan sona dinleyebilirsiniz'')

”Yeni Dünya düzeni ve Türkiye” konulu konferansta Halaçoğlu birçok konuya değindi. Kartal Ülkü Ocakları tarafından Düzenlenen Panele; MHP MYK Üyesi Erdem Karakoç, Erol Gül, MHP İstanbul İl Başkan Yardımcıları Murat Kotra, Füsun Ardaman, Elif Gonca Akdeniz, H. Hüseyin Sünbül, Ali Yetkin, Bahattin Şengül, Şinasi Başlılar, MHP İlçe Başkanları, Ülkü Ocakları 1.Bölge başkanı Muharrem Akyüz, İlçe Ocak Başkanları, İstanbul Kamu-Sen Başkanı Hanefi Bostan, Tür-Kav İl Başkanı ve yönetimi, Sivil toplum Kuruluşları, Muhtarlar ve Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz ile çok sayıda ülkücü katıldı. 
  
Program İstiklal Marşımız ve Şehitlere saygı duruşu ile başladı. Açılış Konuşması için kürsüye gelen Kartal Ülkü Ocakları Başkanı Aydın Güngör: “Öncelikle alemleri yaradan, Türk-İslam sancağı altında bizleri yüce bir millet yapan.. İki cihan serveri peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) hadisine mahzar eden.. Sevincimizi toy, kederimizi sabır, kılıcımızı keskin eyleyen Rahman ve Rahim olan Allah’ın selamıyla sizleri selamlamaktan şeref duyuyorum. Selamün aleyküm. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.. Bugün burada sizlerin varlığı ile bizleri şereflendiren Yüce Allah‘ımıza (c.c) şükürler olsun… Bugün burada bir ülkücü kardeşiniz, bir evladınız olarak sizlerin karşısında alnımız ak, başımız dik, kılıcımız keskin olarak durmamıza vesile olan... Başta Başbuğumuz Alparslan Türkeş ve çileli yaşamlarını ülkü denen sevdaya adayan, kanlarıyla Türk-İslam ülküsünü yazıp canlarıyla mühürleyen Ülkücü şehitlerimizin aziz ruhları önünde saygıyla eğiliyor. Cenab-ı Hak’tan bir kez daha manevi huzurları için rahmet diliyorum. Mekanları Cennet yoldaşları iki cihan serveri peygamber efendimiz Hz. Muhammet (S.A.V) olsun. Değerli dava arkadaşlarım, pek kıymetli konuklarımız Bizler binlerce yıllık şan ve şeref dolu bir yoldan geliyoruz. Anayurt Orta Asya’nın rüzgarlarla konuşan düzlüklerinden, yalnızlıklarla fısıldaşan Orkun’un pınarlarından ve de dünyaya çivi diye çakılan dağların doruklarından geliyoruz. Şeyh Edebali’nin mübarek duasıyla çınar oluyoruz. Dünyayı titretecek ve imrendirecek yıldırım oluyoruz. Isık Gölü’nün berraklığı gözlerimizde... Şehri İstanbul’a bakıyoruz. İki cihan serveri Hz. Peygamber efendimizin hadisi şerifine mazhar oluyoruz.. Adımız Fatih Sultan Mehmet Han olmuş; Ey İstanbul, Ya ben seni alırsın yada ben seni alırım demişiz... Çağ açmışız çağ kapatmışız.. Biz şükür duamızı ve zafer türkülerimizi surların öte yüzündeki ufuklara söylemişiz. Bırakın yalan yanlış bilsinler gafiller; bizi haremlerde oturuyor zannetsinler... Hâlbuki biz Kanuni olmuşuz. Sancağımızı; deli taylar sırtında, hükmümüzle mührümüzle üç kıtaya ferman ferman taşımışız. Değerli dava arkadaşlarım, kıymetli misafirlerimiz… Zaman değişti; hükmümüzle adaleti yaşayanlar, varlığımızla insan olduklarının farkına varanlar, Türk milletine kefen biçme gayreti içine düştüler. Gayretleri ihanete ihanetleri gaflete dönüştü. Masalara serildi harita diye cennet vatanımızın cennet köşeleri. ellerinde kanlı kalemlerle böldüler masalarda cennet köşelerimizi.. Kirli çizmeleri ile adımlarını attılar Anadolu’nun bağrına. Anayurt Orta Asya’nın düzlüklerini inleten yıldırımların sesine benzeyen bir ses duyuldu. O ses; İlk hedefiniz Akdeniz’dir, Ben size savaşmayı değil Ölmeyi emrediyorum dedi… Türk milleti kükremiş bir sel oldu… Bendimizi çiğnedik aştık... Ve geldikleri gibi gittiler… Türk milletine kefen biçme gafletinde olanlar ellerindeki kanlı kalemlerle talihimizi tarihimizi yazmaya çalışanlar kendi kalemlerinin bizim alınyazımız yanında kuru bir daldan ibaret olduğunu anladılar… Ana vatımızın bağımsızlık mücadelesinin liderliğini yapan Büyük kumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa, silah arkadaşları ve cefakar Türk milletinin şan ve şerefle dolu azmi ile cumhuriyetimiz kuruldu. Kurucu unsuru şanlı Türk milleti, kuruluş felsefesi tam bağımsızlık, Ruhu ise Türk milliyetçiliği olan devletimizi yeniden inşa ettik… Değerli dava arkadaşlarım, kıymetli misafirlerimiz… Topla tüfekle kirli amaçlarına ulaşamayanlar, önlerinde en büyük engel olarak gördükleri Türk milliyetçiliği ruhunu, devşirdikleri basiretsiz siyasetçiler eliyle devlet kademelerinden silme gayreti içerisine girmişlerdir… Şanlı Türk milletini, ruhumuz olan Türk milliyetçiliğini kendilerine bir engel olarak görmüşlerdir. Bedenimizi ve ruhumuzu tabutluklara hapsettiklerini düşünmüşlerdir. Yılmamışız, yıkılmamışız… En karanlık gecede tabutlukların mengenelerinde bedenlerimiz bir gül bahçesindeydi. Ruhumuzla hala afyon Kocatepe’de deli taylar üzerinde düşman üstüne yürüyorduk. Gözlerimizin taş duvarlarla bağlandığını sanırlarken biz İzmir’in dağlarından bakıyorduk Akdeniz’e.. İzmir’in dağlarında çiçekler açarken. Siyasi çalkantıların ve iktidarsızlıkların nefessiz bıraktığı memleketimize devletimize nefes olmuştuk… Aynı hıyanet sahipleri.  
 
Bizleri bu kez 12 Eylülün kara yüzlü cellatları ile imtihan etmeye kalktılar… Bizler işkence hanelerden, insanlığı utandıran çilelerden, darağaçlarından geçtik... Adımız Ertuğrul Dursun Önkuzu oldu, bisiklet pompası ile ciğer ciğer parçalandık... Recep Haşatlı olduk kadınımızla kızımızla kurşunlandık... Ali Bülent Orkan olduk sevdiğimiz yare bir kez sarılmaya bile çok görüldük.. Mustafa Pehlivanoğlu olduk; darağaçlarına koşarcasına giderken o gül bahçesinde bir mektup olduk. ‘Mustafalar ölür, Allah davası ölmez.. Türk milliyetçiliği yaşar’ dedik... Biz Başbuğ Alparslan Türkeş olduk... zindan zindan zalimlerin putlarını kırdık... Demir parmaklıklar ardında çile yüklü omuzlarımızla eğilmedik, bükülmedik.. Değerli dava arkadaşlarım, kıymetli misafirlerimiz Binlerce yılın yolcusu bizler var oldukça bizim ilimizi ve töremizi kim bozabilirdi ki. Başbuğumuz Alparslan TÜRKEŞ ve yiğit dava erleri ülkücüler yaşadıkça buna izin verilir miydi, verilmedi. Vermedik... Doğu Türkistan’ın feryadından, Karabağ’ın hüzünlü gözyaşına, Kerkük zindanlarından memleketimizin her çakıl taşına yüreğimizi koyduk.. Ülkü ocaklı olmanın gurur ve şuuru ile devletimizi yaşatacak ruhumuzla var olduk. Ebed müddet devletimizin her kademesini ipeğe sarılmış çeliklerle sarmalamaya yemin ettik.  
 
Dün Yunanlının, Fransız’ın, İtalyan’ın ve İngiliz’in bize yazdığı senaryoları İzmir’de denize döktük… Dün Moskova’nın çinin putlaştırdığı zulmü zindanlarda yıktık... Bugün; Habur sınır kapısından katilleri törenlerle karşılayanlar, babalar gibi satarım deme hayasızlığını kendilerinde en büyük hak görenler, bedenimizi ve ruhumuzu geçmişte olduğu gibi ihanet pazarlıklarına engel görenler şunu bilsinler ki… İpeğe sarılmış çelikler olarak, Ülkü ocaklılar olarak, Türk milliyetçileri olarak geliyoruz... Kendilerine ezber eyledikleri senaryolarını Tel Aviv’de, Erbil’de, Vatikan’da yazanların.. Yeni dünya düzeni haritasını okyanus ötesinde çizenlerin 2023 Türkiye’si hayali. Bizim ruhumuza işlenen tam bağımsızlık ruhundan büyük değildir... O ruh Anadolu kapılarında, İstanbul önlerinde Çanakkale’de, Afyon Kocatepe’de, tabutluklarda, 12 eylül zindanlarında eridi mi ki devletimizin ve milletimizin kaderini tayin edecek gücü kendilerinde görüyorlar.. Yine aldanıyorlar… Yine yanılıyorlar… Hanelerde annelerimizle babalarımızla, üniversitelerde ve liselerde ülkü ocaklarımızdaki ülküdaşlarımızla ipeğe sarıldık, geliyoruz... Değerli misafirlerimiz… Bize sordular, hiç yorulmadınız mı? Gemileri karadan çeken omuzlar yoruldu mu ki biz bir çile yumağı ile yorulalım dedik… Bize sordular, ardınızdakileri önünüzdekileri düşünmezsiniz? Bebeğini kundağında bırakıp Erzurum dağlarına çıkan nene hatun düşünmüş mü ki biz düşünelim dedik… Bize sordular, Bu memleketi niye siz seversiniz? Dedik ki... Kara toprak bizi bağrına basmak için vatan diye ayağa kalkmış. Sarılmayalım mı dedik.. sarılmayalım mı?.. 
 
Bize en son dediler ki, siz kimsiniz? Bizler Türk dünyasının son Başbuğu Alparslan TÜRKEŞ’in evlatları, Türkmen Beyi Dr. Devlet Bahçeli Beyefendi’nin bozkurtlarıyız… 2023 Türkiye’sinin kaderini kendilerinde gören Tel Aviv’in, Erbil’in, Vatikan’ın Waşington’un uşaklarına diyoruz ki; Milletinin saadetini, devletinin yücelmesi, bayrağının dünya durdukça hep öyle nazlı dalgalanmasını hayat gayesi sayan, muhtaç olduğu kudreti damarlarında ki asil kanda bulan, karanlıkları aydınlatacak ışığı 9 Işık doktrinde gören Ülkücüler kutsal vatan toprağımızın, ebedi beka ve tam bağımsızlığının teminatıdır. Yurdumuzun üstünde tüten en son Ocak var oldukça TÜRKİYE CUMHURİYETİ ebediyen payidar kalacaktır. Hangi çılgın bize zincir vuracakmış şaşarız… Ne Mutlu Türküm Diyene” Sözleri ile açılış konuşmasını tamamlayarak, Türk Tarih Kurumu eski başkanı, MHP Kayseri milletvekili, Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU’ nu kürsüye davet etti. 

Konuşmasında, Osmanlı’dan günümüze petrol haritaları, Büyük Ortadoğu Projesi, hükümetin İmralı görüşmeleri, Milliyetçi Hareket Partisi ve siyasetine karşı olan önyargılar, hareket içindeki gençlik ve izlemesi gereken yol dahil bir çok konuya değinen Halaçoğlu, soru cevap şeklinde seyreden konferansta halkı bir çok konuda aydınlattı. Ana Hatları ve Başlıkları ile değinilen konular Ortadoğu Türk’ün hayat alanıdır, Balkanlar Türk’ün hayat alanıdır, Kafkaslar ve Orta Asya Türk’ün hayat alanıdır. ”ABD, BOP İLE ÇİN’İ KONTROL ALTINA ALMAK İSTİYOR” Büyük Orta Doğu Projesi (BOP)’un temelinde ABD’nin büyüyen Çİn’i kontrol altına almak için enerji ve petrol kaynaklarını ele geçirme arzusunun yattığını ”Mesele, Abdülhamit’in Alman mühendislere çizdirdiği Ortadoğu petrol haritasıdır. Aslında 100 yıllık bir projenin devamını izliyoruz. ABD’nin nın Afganistan’da ne işi vardı. Türk dünyasında çıkan petrollerin ve doğalgazın dünyaya sevkini nereden sağlayacak. Afganistan olmazsa Pakistan üzerinden çıkması lazım. İran’ı bölmezse nerden geçecek. Irak’ı Suriye’yi halletmezse Orta Asya’dan gelen petrol nereden geçecek Akdeniz’e. Türkiye’den geçmemesi için PKK ile meşgul edildi. Çin’in nüfusu 1 milyar 400 milyon insanı barındırıyor. En çok kullandığı ve dışarıdan aldığı şey enerjidir, petroldür. Nereden alıyor Ortadoğu’dan. Orta Doğu’ya hakim olan bir Amerika Çin’i kontrol edebilir mi. Eder. İşte size Büyük Orta Doğu Projesi’nin özeti. Asıl mesele, ABD’nin Ortadoğu’ya hakim olmasıdır. Buraya hakim olup İran’ı parçaladığınızda aslında ABD arzusuna ulaşmış olacak. Yeni Dünya Düzeni, Ortadoğu, Ermeni ve PKK gibi birçok konularda konuşan MHP Kayseri Milletvekili Halaçoğlu, yaklaşık 3.saat boyunca belgeli slayt görüntüleri ile konuklara anlattı. Daha sonra Dinleyenlerin de sorularını tek tek cevapladı.

Editör: TE Bilisim