Gümüşhane’nin tek kadın İl Genel Meclis üyesi adayı Sonel Yaşar’a yoğun ilgi Gümüşhane’nin tek kadın İl Genel Meclis üyesi adayı Sonel Yaşar’a yoğun ilgi
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, son büyüme rakamlarını değerlendirdi. Tanrıkulu, “2023 yılında dünyanın en büyük on ekonomisi içersinde yer almak ve 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalanmak isteniyorsa, 10 yıldır ithalat ve tüketime dayalı büyüme modeli yerine, yerli girdili üretim, onun içinde yer aldığı ihracat ile yatırım ve istihdam artışına dayalı yeni bir büyüme modeli biran önce ülkemizde hayata geçirilmelidir.” dedi.

MHP’li Tanrıkulu, yaptığı yazılı açıklama ile büyüme rakamlarını değerlendirdi. Ekonomide bugüne kadar dile getirilen başarı hikayelerinin, aslında birer masal olduklarını Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıklamış olduğu 2012 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) sonuçlarından anlaşıldığını kaydeden Tanrıkulu, “Türkiye ekonomisi 2012 yılının 4’üncü çeyreğinde 2011 yılının aynı çeyreğine göre ancak yüzde 1,4 oranında büyümüştür. Büyüme rakamı; 2012 yılının tamamında ise yüzde 2,2 gibi tüm ekonomi çevrelerini adeta hüsrana uğratan bir değerle kapatmıştır. TÜİK geçmiş döneme ilişkin büyüme verilerini de revize etmiştir. Böylece 2011 yılı büyüme oranı yüzde 8,5’ten yüzde 8,8’e yükselmiştir. TÜİK’in tüm revize çabalarına rağmen ortaya çıkan bu büyüme rakamı ileriye dönük öngörülerin yeniden gözden geçirilmesini gerektirmektedir. 2001’den 2012’ye büyümede düşüş yüzde 6,6 olmuştur.” ifadelerini kullandı.

İktidar 2012 yılı büyüme hedefini Orta Vadeli Program’da (OVP) yüzde 4 olarak gösterdiğini hatırlatan Tanrıkulu, bu rakamı Ekim ayında revize ederek, yüzde 3,2’ye çektiğini, ancak açıklanan büyüme oranının revize edilen hedefin ve beklentilerin de çok altında kaldığını belirtti.

"CUMHURİYET DÖNEMİNDE YILLIK BÜYÜME ORTALAMA 4.7"

2012 yılında Uluslararası Para Fonu (IMF)'nun büyüme beklentisi, gelişmekte olan ülkeler için yüzde 5,1 dünya geneli için ise yüzde 3,2 olarak belirlediğini aktaran Tanrıkulu, cumhuriyet döneminde yıllık büyüme ortalamanın yüzde 4,7 olduğunu söyledi. Bu rakamlara bakıldığında 2012'de büyüme açısından elde edilen sonucu başarısızlık olarak değerlendiren Tanrıkulu, Merkez Bankası’nın Ağustos 2012’den itibaren uyguladığı destekleyici para politikalarının etkisinin sınırlı düzeyde kaldığını da öne sürdü.

Özel tüketim harcamalarındaki gerilemeye karşın kamunun tüketim harcamalarının artmasının da bir başka dikkat çekici durum olduğunu savunan Tanrıkulu, “Bu bağlamda; 2012 yılının son çeyreğinde kamu sektörünün tüketim harcamalarının büyümeye katkısı 0,9 puan ile 2012 yılının en yüksek seviyesinde gerçekleşmiştir.” diye konuştu.

Yatırım harcamalarında da 2012 yılının son çeyreğinde özel sektörün yatırım harcamalarının bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 9,2 oranında azalış gösterdiğini anlatan Tanrıkulu, toplam yatırımlarda yüzde 2,5, özel sektör yatırımlarında yüzde 4,5 oranında bir düşüş yaşandığını, bu çerçevede, yılın son çeyreğinde söz konusu harcamaların büyümeyi 1,9 puan azaltıcı etkide bulunduğunu ileri sürdü.

2012 'YUMUŞAK İNİŞ' DEĞİL, 'ÇAKILMA'

2012 yılında savunulduğu gibi bir ‘yumuşak iniş" değil, tam anlamıyla ‘çakılma’ yaşattığını iddia eden Tanrıkulu, sözlerine şöyle son verdi: “Burada ihracatın büyümeye yüzde 4.1'lik katkısı içersindeki 13.5 milyar dolarlık altın ihracatının pozitif etkisini çıktığımızda, 2012 yılı büyümesi yüzde sıfır seviyesinde ya da eksi olarak gerçekleşecekti. Bu nedenle 2023 yılında dünyanın en büyük on ekonomisi içersinde yer almak ve 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalanmak isteniyorsa, 10 yıldır ithalat ve tüketime dayalı büyüme modeli yerine, yerli girdili üretim, onun içinde yer aldığı ihracat ile yatırım ve istihdam artışına dayalı yeni bir büyüme modeli biran önce ülkemizde hayata geçirilmelidir.”

Editör: TE Bilisim