MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında 3 PKK'lı kadın için Diyarbakır'da düzenlenen törene değinerek, "Sürecin "samimiyet testi' olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan ile yazar/çizer taifesi Diyarbakır'daki cenazelerde olay çıkmamasını barışın zaferi olarak nitelendirmişlerdir. Halbuki, cenaze töreninde PKK bayrak çıkarmış, güç gösterisinde bulunmuş ve devlete de meydan okumuştur" dedi.
"Diyarbakırlı olmayan üç PKK'lı için Diyarbakır'da cenaze töreni düzenlenmesine niçin izin verilmiştir?" sorusunu yönelten Yeniçeri, şöyle dedi:
"Diyarbakır'da tören özünde devlete meydan okuyan bir güç gösterisiydi. Bu törenin amacı bölge halkının hem BDP'nin hem de Öcalan'la yapılan görüşmelerin arkasında olduğu mesajını vermekti. Bu manzara Öcalan'ın liderliğini tartışmasız kılmak, onu güçlendirmek ve muhataplığına gerekçe yaratmak operasyonuydu. Bunu bizzat AKP iktidarı yapmaktadır.
Aslında Paris'te öldürülen bu üç kadının da -Sakine adlı teröristin Öcalan karşıtı olduğu biliniyor- Öcalan'ın karşıtlarına yönelik bir gözdağı mesajı olduğu açıktır. Paris cinayetleri de bu yönü itibarıyla Öcalan'ın nüfuz ve otoritesini kökleştirme operasyonuydu."
Diyarbakır mitinginin hemen ardından, AKP'li yetkililerin "ana dilde savunma hakkı"nı öngören yasa tasarısını TBMM'ye getirileceğini açıkladığını kaydeden Yeniçeri, "Terör örgütü yarattığı fiili durumlarla AKP hükümetiyle kedinin fareyle oynaması gibi oynamaktadır" diyerek şöyle devam etti:
"Başbakan Erdoğan iktidarı, sanal, sahte ve yalan bir barış uğruna ülkenin varlığını ve geleceğini tehlikeye atıyor.
Başbakan Erdoğan son zamanlarda bütün umudunu ve iktidarını Öcalan'ın iki dudağı arasına yerleştirmiş durumdadır."
-ANAYASAYA AYKIRI-
Anadilde savunma hakkına ilişkin tasarıyı eleştiren Yeniçeri, "Hükümet ana dilde savunma hakkı adı altında getirdiği ve ana dilde kamu hizmetlerine erişim adı altında da getireceği düzenlemeler milli ve üniter yapıyı bozucu niteliktedir. Bütün bu düzenlemeler doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aykırıdır" dedi.
"Bugün Türkiye'de anadilde savunma hakkı vardır" diyen Yeniçeri, şöyle devam etti:
"Bugün Türkiye'de Türkçe bilmeyen bir yurttaş "Ben kendimi Türkçe değil de bir başka dilde ifade etmek istiyorum' dediği zaman o kişiye bir tercüman atamak suretiyle o kişi o hakkı kullanabilmektedir. Peki bu anadilde savunma hakkı denilen kendisini daha iyi ifade edebileceği bir dilde savunma yapmasını öngören bir yasa tasarısının Meclis'e gelip, Meclis'ten geçirilmesinin anlamı nedir sorusunu sormak lazım. Bunun anlamı şudur, bazı insanlar diyor ki "Biz sizin yargınızı tanımıyoruz, yargı dilinizi de tanımıyoruz, biz Türkçe'yi çok iyi kullanıyoruz ama Türkçe konuşmak istemiyoruz, bizim ana dilimiz Kürtçe'dir, Kürtçe konuşmak istiyoruz'. Bu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı. Bu dünyanın hiçbir yerinde uygulaması olmayan bir taleptir, bu bir dayatmadır, bu dayatmayı meşrulaştıracak bir yasa bugün geçecek Meclis'ten muhtemelen. Bu Türk yargısını iki dilli hale adeta yargılananların mahkemeyi yargılaması gibi bir durum ve konuma ülkeyi getirecektir. Bu bir testtir, bunun arkasından diğer talepler birbiri ardına sökün edecektir. Bu Başbakan ve bu hükümet eğer bu taleplerle konuyu geçiştireceklerini zannediyorlarsa fena halde yanılıyorlar, ileri düzeyde saflar."
Milletvekillerine de seslenen Yeniçeri, "Yemin etmiş milletvekillerine yeminlerinin gereğini yerine getirmeye ve ayağa kalkmaya davet ediyorum" dedi.
Editör: TE Bilisim
