Adan, yaptığı yazılı açıklamada, AKP’nin 14 yıl boyunca içeride ve dışarıda yürüttüğü politikaların; Türkiye’yi birçok alanda zora soktuğu, çözümün yerini çözümsüzlük ve kaos aldığını belitti. Başbakan Davutoğlu’nun ‘sıfır sorun’ diyerek tedavüle soktuğu dış politika anlayışı iflas ettiğini ve yıldan yıla Türkiye’yi bataklığın içine sürüklediğini ifade eden Adan, AK Parti’nin içine düştüğü stratejik çukura milleti çekmeye başladığını kaydetti.
Adan, düne kadar teröristle pazarlık masaları kuranların, onları seyyar mahkemelerde aklayanların bugün aynı teröristlerle mücadele ediyor olmalarını samimi bulmadıklarını belirterek, “Nitekim Sayın Başbakan’ın bin bir siyaset mühendisliği oyunuyla ve reklamla Mardin’de paylaştığı eylem planı; hükümetin samimiyetsizliğini ve terörle mücadele edemeyeceğini net biçimde ortaya koymuştur” dedi.
Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanana terörle mücadele eylem planını ucube bir metninin tam bir romantik dram olduğunu öne süren Adan, şöyle devam etti: “Bunun adı terörle mücadele eylem planı değil ricat planıdır. Teröriste tıpkı sözde çözüm sürecinde olduğu gibi yeniden nefes aldıracak, onlara can suyu olacak bir teslimiyet belgesidir. Terör ve terörist karşısında romantik takılanlar, romantik paçavralarla meseleyi halledeceklerini düşünenler; artık bu romantik rüyadan uyanmalı ve gerçekle yüzleşmelidirler.
Saray ve sayın başbakan gerçeğin ne olduğunu görmek istiyorlarsa; dönsünler ve artık sadece istatistik birer rakama indirgenen şehit cenazelerine baksınlar. Şam’da Cuma namazı rüyasına dalanlar, dönsünler ve içerdeki, dışarıdaki 3 milyon mülteci gerçeğine baksınlar. Mezopotamya çocukları diyerek memleketi bir kez daha atomlarına ayıranlar, biraz da eğilip şehit çocuklarına baksınlar.”
Türkiye’nin içeride ve dışarıda mevzi kaybettiğine dikkat çeken Adan, açıklamasına şöyle devam etti: “İçeride bölücüler, dışarıda Türk düşmanları AKP sayesinde cesaret kazanmışlardır. Onurlu ve caydırıcı dış politika AKP ile birlikte tarihe karışmış, günü kurtarmaya çalışan ama geleceği ateşe atan kör bir diplomasi benimsenmiştir. Bunların körlüğü ve öngörüsüzlüğü yüzünden, 3 milyon Suriyeli mülteci sorunu 3 milyar eure pazarlığına indirgenmiştir. Türkiye bu akılla ve strateji fukaralığıyla hiçbir yere varamaz. Türkiye’yi yönetenler sadece bağırıp itiraz ederek, seslerini yükseltip sözlerini küçülterek bir yere varılmayacağını artık görmelidirler. Millet kan ağlarken, Türkiye her alanda gerilerken; Saray ve onun taşeronu AKP; başkanlık sistemi, yeni anayasa, muhtarlar, kaymakamlar vs gündemi ile kendi bireysel ikballerinin derdine düşmüştür. Fakat bu ikbal arayışları da beyhudedir, hayaldir.”
Editör: TE Bilisim
