Vural, hafta sonu Bayburt ve Erzurum'da temaslarda bulunduğunu anımsatarak, halkın, hükümetin terör örgütünü muhatap almasına, milletin şeref ve haysiyetiyle oynanmasına karşı olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in ve Erdoğan'ın siyasi başdanışmanı Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan'ın, çözüm sürecinde asıl amacın terör örgütüne silah bıraktırmak olduğunu, teröristlerin silahsız çekilmeleri yönünde açıklamalar yaptıklarını anlatan Vural, "Ne oldu- Dik durmayı bile beceremiyorsun. Acziyet ve teslimiyet içindesin. Recep Tayyip Erdoğan aciz bir başbakandır ya da ABD'nin görevlendirdiği BOP Eşbaşkanı sıfatıyla görevini yapmaktadır" iddiasında bulundu.
Başbakan Erdoğan'ın, TSK'nın silahla çekilen teröriste müdahale etmemesi halinde "yardım ve yataklık" suçu işlemiş olacağını ileri süren Vural, şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, terör örgütüne karşı söylediği bu sözleri tutamıyorsa, bu adamın Başbakan olma, milleti temsil etme hakkı yoktur. Erdoğan ve AKP kılavuzları, PKK'ya yardım ve yataklık yapıyorlar. Ey Cumhuriyet savcıları neredesiniz- Erdoğan'ın dediği suç, Erdoğan ve kılavuzları tarafından işlenmektedir. Tek misyonu vardır; Türkiye'de Kürdistan oluşmasını temin etmek üzere, üstlendiği görevi yerine getirmiş olmanın heyecanı içinde Obama'ya gidiyor. ABD ve PKK'ya verdiği yasal güvenceleri nasıl yerine getirecek diye yardım istemeye gidiyor."
Çözüm sürecinde yapılan pazarlığın ortaya çıktığını savunan Vural, Kürtler'e statü, terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'a özgürlük verileceğini öne sürdü.
Vural, Türkiye'nin geleceğinin terör örgütüne teslim edildiğini iddia ederek, şöyle devam etti:
"Erdoğan'ın içine sanki Öcalan girmiş. Erdoğan konuşmuyor, Öcalan konuşuyor. Ateist, din düşmanı, Zerdüşt, bebek katili, haşa kendini peygamber gösteriyor dediği Öcalan'ın ipine Recep Tayyip Erdoğan sarılıyor. Başbakan Erdoğan, 10 yıldır Türk milletine vermediği mesaiyi, PKK'nın taleplerinin yerine getirilmesi, Öcalan'ın özgürleşmesi için veriyor.
Sayın Başbakan ayranı milli içki tayin etmiş. Ayran içerek bu hale gelinmez. Eğer ayran içmişse, ayran içerek bir başbakanın PKK'nın hizmetkarı olmasını nasıl temin etmiş, bu mümkün değil. Anlaşılan Başbakan, ayran değil, ihanet iksiri içmiştir. Başbakan'ın milli içeceği baldıran zehridir. Bunu millete pazarlamakla meşguldür. Kandil ve İmralı'da yetişen baldırandan üretilen zehri, milletimize içirmekle, pazarlamakla meşgul bir Başbakan var."
Oktay Vural, terör örgütüyle yapıldığını iddia ettiği anlaşmayı "her şey dahil" şeklinde niteleyerek, "paketin içinde Türklük, Anayasa, milli devlet, Kürdistan eyaletinin kurulması, terör örgütü ele başına af, teröriste iş olduğunu" öne sürdü.
Süreçte MHP'ye saldırıldığını savunan Vural, "Diyorsunuz ki son 3-4 aydır şehit yok. Hani kandan besleniyordu MHP- Niye MHP yükseliyor, niye millet sürece isyan ediyor- Millet yaptığınız kirli pazarlıkların farkında. Madem PKK çekiliyormuş, terör olmayacakmış da MHP'ye niye saldırıyorsunuz- MHP'nin duruşundan ve yapılan pazarlıkları deşifre etmesinden AKP rahatsızdır" dedi.
Vural, yeni anayasa çalışmalarında TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in yarın Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleriyle bir araya geleceğinin ve çalışmaların bitirilmesinin planlandığı belirtilerek, MHP'nin tavrının ne olacağının sorulması üzerine, "Kaçmasın AKP. Neden Türk milletiyle bir anayasa yapmaktan kaçıyor da PKK ile anayasa yapma heyecanı içinde-" diye konuştu.
MHP'nin anayasa ile ilgili tavrının net olduğunu dile getiren Vural, milletin adının Türk, dilinin Türkçe, yargının bağımsız olduğu, parlamenter demokratik demokratik sistem ve denetleyen bir yasama ifade eden anayasa istediklerini söyledi. Vural, "PKK ile işbirliği yaparak millete baldıran zehri içireceğinize, milletin egemenliğinin olduğu Meclis'te anayasa için adım atalım diyoruz" dedi.
Editör: TE Bilisim
