Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı
  Yıllarca irtica yaygarası ile mübarek dinimize saldıran koro yeniden işbaşındadır. Bugün elbirliği, ağız birliği, güç birliği etmiş Türklüğümüze saldırıyorlar. Bay, baykuşlar irtica tehlikesi geçti mi? Tehdit bertaraf edildi mi? Siz hiç utanma arlanma bilmez misiniz? Yüzünüze tükürülse Yarabbi şükür diyecek kadar ar damarı çatlamış ikiyüzlü insanlarsınız. Bu tutkunuzun ve azgın iştahınızın kaynağı ve sebebi nedir? Bu iki değerde bu topraklarda varlık sebebimizdir. Bu oyun elbette bozulacaktır.

  Anadolu insanı akın akın ezanlarla uyanıyor. Türküm demek milli, Müslümanım demek dini kimliğin  gururla, onurla şükürle ifadesidir. Türklük milli kimliktir, üst kimliktir. Bu ülkede yaşayan, kıblesi Beytullah olan herkesi kapsar. Azınlık olanlar için de gerek milli gerekse dini kültürümüzdeki zorlamasız müsamaha ikliminde sonsuz bir güvencede yaşamayı ifade eder. Herkes etnik kimliğini, mezhebini, aidiyetini dayatmadan her türlü zengin birikimini bu ülkede özgürce yaşamalıdır. Bunun önündeki engelleri bertaraf etmek, insani, milli, dini bir vecibedir.

  Bu ülkede müşterek değerlerimizi, milli kimliğimizi korumak; birlikte yaşamanın en büyük dinamiğidir. Dilimiz ve teklerimizi savunmak, yüceltmek, gelecek kuşaklara aktarmak; bu toprakların ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını teneffüs eden herkesin şerefidir. Bu ülke dünyanın kalbidir. Dünya tek devlet olsa İstanbul başkent olabilecek stratejik öneme sahiptir. Bu ülke şehit kanları ile sulanarak vatan yapılmış, kutsal, cennet bir ülkedir. Bu topraklar bunun birkaç katı insanı besleyebilecek, adeta cennetten parça bir ülkedir. Her karış  toprağı ülkede yaşayan herkesindir. Ülkemizde, dünyadan pek çok istihbarat teşkilatlarının beşinci kollarının cirit attığını söylemek için kahin olmaya, özel bilgiye ihtiyaç yoktur. Bunu, bu milletin gözüne bakarak her türlü yalan, yönlendirme ve çarpıtmayı yapanların beyan, davranış ve ifadelerinden anlamak mümkündür.

  Bu özgürlük ve etnik kimlik dayatanların dili bizim dilimize hiç benzemiyor. O yüzlerde, dillerde bizim türkülerimiz söylenmiyor. Onlar ayrılık, aykırılık zihniyetiyle bir gün dinime, bir gün milliyetime küfretmek için nöbetleşe saldırıyorlar. Bu takım dün irtica adı altında mübarek dinimize saldırıyor, oradan besleniyordu; azgın kar ve reyting iştahlarını tatmin peşinde koşuyorlardı. Bugün artık nöbet değişimi oldu ve görev konuları değişti. Artık milliyetimize, Türklüğümüze saldırı başlamıştır. Belki bunu belirli kamufle ile gizleyebilirler ama maskeleri sırıtıyor. Hak talebi adı altında dünyanın hiçbir tarafında örneğine rastlanmayan coğrafi aidiyetle kimlik tanımlaması, özerklik, federasyon yaklaşımı, bölücülük yolunun kilometre taşlarını döşemektedir. Türk kimliğini içine sindiremeyenlerin, şuur altı küreselleşmenin şehir devletleri planının hayata geçirilmesinin ayak sesleridir.

  Bu suskunluk, Kürt etnik ırkçılığını, Marksist Öcalan hareketinin dayatmalarını kabul etmek anlamına gelmez. Sıraya girerek Türk milletinden aşağılık kompleksi duyan milliyet özürlülere kendi etnik kimliklerinde mikro milliyetçilik hakkı verilemez. Bunu üzülerek izliyoruz ve görüyoruz. Bu etnik mikro milliyetçilik teşebbüsleri geri tepecektir. Türk milliyetçilerini ırkçılıkla, kafatasçılıkla suçlayanların bir çoğuna bakın, onların etnik mikro milliyetçi olduklarını anlamak çok zor değildir. Bu necip milletin mübarek ismi, sizi niçin bu kadar rahatsız ediyor? Kendi milli kimliğinden rahatsız olan devlet yöneticilerinin örneği, dünyanın herhengi bir ülkesinde var mıdır? Türküm demek bu ülkede niçin itilme kakılma nedenidir? Kürtlerle başlayan 36 etnik kimlik tartışması ile hak verme adına etnik ırkçılık salgını yayılmış, mikro milliyetçilik hortlamıştır. Bu etnik tuzak mikro milliyetçilik şizofreni, sosyal maraz değil midir? Bu fitne koca Osmanlıyı batırdı, tarih tekerrür mü ediyor? aynı sürece mi giriyoruz? Büyüklük iddiasında 2023 vizyonundan bahseden ülke yöneticilerinin çözümü, mikro milliyetçiliğe geçit vermek, ona sarılmak mıdır? Türkiyelilik, coğrafi dayanaklı kimlik tanımlaması yarın hayata geçirilse bile yaşama, savunma ve uygulama sahası ve şansı bulunmayan hayali bir fantezidir. Bunu yalakalık olsun diye destekler gibi görünenler anında çark eder, ortada kalırsınız. Çünkü şu anki iktidar destekli takımı biz dünlerde hep birlikte farklı atış alanında aynı misyona hizmet ederken gördük ve bugün yine onları ibretle izliyoruz.

  Sahi bu ülkede yarın batılı ülkelerin istihbarat arşivleri açıldığında onlar adına iş veren medya mensubu yazar çizerleri hiç merak ediyor musunuz? Mezarlarına torunları bile gelmez ama adına çalıştıkları ülkelerde kendi gelecekleri hazırdır. Biz, bu ülkenin insanları, bu topraklarda doğduk, burada öleceğiz. Hakikatleri dillendirmek atalarımıza, tarihe, millete ve ümmete vicdan borcumuzdur. Osmanlı yadigarı zenginliği bünyesinde barındıran bu ülke; mazlumların sığınağı, ana kucağı, baba otağıdır. Kapımızı, gönlümüzü, soframızı, evimizi açtığımız, kardeş olduğumuz bu halklarla dün Osmanlıydık bugün birlikte milli kimlik olarak Türk’üz. Kimse bu nimetin, imkanın, fırsatın, kadrini, kıymetini unutmasın. Bu millet misafirperverlik, yardımseverlik, mazlumun yanında olma konusunda ilahi misyon sahibidir.

  Şu yanlış anlaşılmasın; suskunluk, ilgisizlik, çaresizlik kader sanılmasın. Bu devlet dünya durdukça Türk devleti olarak kalacaktır. Belki belli mevzi ve imkanları eline geçirenler arkadan atış, satış, hançerleme ve fitne ile belirli mevzi kazanabilir, lokal imkanlar elde edebilirler ama şurası unutulmasın: bu milletin sembolü bozkurttur, kara toz duman olan günlerde bu millet bozkurt olur, yıldırım olur, şimşek olur; kızıl elmaya yürüyüşünü devam ettirir. Bu günler zifiri karanlık kara günler olsa da mazide kalmaya mahkumdur. Gün, güneşe gebedir; karanlık gecenin sabahı elbet nurlu olacaktır.

 Türk kültür ve medeniyeti geleceğin ufkundan güneş gibi parlayacak,  21.asır Türk asrı olacaktır.
Editör: TE Bilisim