Bu gün dışarı çıkıp evdeki bazı  eksiklikleri  gidermek ve ikindi namazını sitemize yakın Birlik Camiinde kılarak devamlı cemaatle namaz kılmaya gayret eden değerli ağabeyimiz Mehmet Elmas Beyle sohbet etmek istedim. Namazdan çıktıktan sonra Eski Yurt-Kur  Marmara Bölge Müdürü Mehmet Elmas Beyle buluştuk. 

Mehmet Ağabey başladı anlatmaya: 1977 yılıydı ve Ankara Site Öğrenci Yurdu Müdürlüğü yapıyordum. Müstahdem odama gelerek tanımadığımız bir kişi sizinle görüşmek istiyor demesiyle içeriye çağırmasını söylediğimde genç ve yağız bir delikanlı içeri geldi ve oturdu. Beni tanıyordu ki adımla hitap ederek:

-“Mehmet Ağabey ben İstanbul Site Öğrenci Yurdu Müdür yardımcısıydım istifa ettim” dedi.

-Hayırdır neden istifa ettin dedim.

-“Siyasete atılıyorum ağabey” onun için istifa ettim” dedi.

-Yaşın genç  seni vekil yapmazlar dedim

-“Ağabey vekil olmaya yaşım tutmuyor ama Belediye başkanı olmaya uygundur” dedi

-Hangi partiden aday olacaksın diye sordum.

-Milliyetçi Hareket Partisinden aday olacağım ağabey dedi.

-Orada MHP’den seçilebilir misin diye sordum.

-“Ağabey, bizim aşirette beni çok severler. Hangi partiden aday olursam olayım bana destek verirler ve seçilirim” de dedi.

Başarılar diledim. Ve seçimin sonucunda Bingöl Belediye başkanı seçildiğini televizyondan öğrendim. Çok ta sevinmiştim. Fakat o zaman telefon ağı fazla gelişkin olmadığı için onu tebrik edemedik. Ama daha sonra basından Belediye Başkanı Hikmet Tekin Beyi tehdit etmeye başlamışlarını öğrendim. Daha sonra ilk silahlı saldırı yapıldı ve evi kurşunlandı. Yara almadan kurtuldu. Daha sonra CHP’nin iktidar olduğu ve solun her türlüsünün gemi azıya aldığı o yıllarda  26 Ekim 1978 yılında yine silahlı saldırıya maruz kaldı ve ağır yaralandı. Önce Bingöl Devlet Hastanesine daha sonra Elazığ Devlet hastanesine kaldırıldı. Yapılan ameliyatta bilinçli olarak yanlış kan verildiği anlaşılınca Türkeş Beyin Müdahalesiyle  Ankara Tıp Fakültesine kaldırıldı. Tedavisi yapıldı ve burada böbreğinin birini kaybetmiştir.

Mehmet Ağabey hemen hemen her gün ziyaretine gittiğini  ve  onu  hiç  yalnız bırakmadığını söylüyor. Mehmet Ağabey sözüne  şöyle devam ediyor.

Artık kısmen iyileşip taburcu olacağı için bütün resmi işlerini takip ettim. Gereken prosedürleri tamamladım. Eşya ve valizlerini topladım  çıkmaya hazırlanırken bulunduğumuz yere polisler gelmeye başlayınca ne olduğunu sorduğumda Eski Başbakan Yardımcısı Alparslan Türkeş  buraya geliyor dediler. Ben de Başbuğu tanıdığım ve oda beni tanığı için sevinçle bekledik…

Biraz sonra Başbuğ Alparslan Türkeş Bey içeri geldi. Hikmet Tekin Bey’in yanına geldi ve aralarında şöyle bir konuşma geçti:

-“Evladım nasılsın”?

-“İyiyim Albayım”

-“Evladım Bingöl’e dönme artık. Durum çok tehlikeli seni yaşatmazlar. Sana bir şey olacağından, korkuyorum”.

-“Albayım, Ben gideceğim ve gitmeye mecburum. Çünkü bu bölücü hainlerin yaptıkları karışında sessiz durmayız.  Ben öldürürlerse bizi idare edenler gaflet uykusundan uyanırlar belki. Yoksa yıllarca ekilen ayrılık ve bölücülük tohumları çimlenirse devlet bu durumla başa çıkamaz sonumuz çok daha kötü olur dedi… Ve BİR HİKMET TEKİN VATANA  FEDA OLSUN ALBAYIM” diye sözünü bitirdi.

İstirahat raporu bitmeden Bingöl Belediye Başkanlığı görevine başladı. Tehditler devam ettiği için defalarca devletten hem koruma hem de silah ruhsatı talep etmesine rağmen  devleti yönetenler ona ne koruma ne de ruhsat verdiler.

Seçim yasakları perşembe günü başlıyor! Seçim yasakları perşembe günü başlıyor!

12 Ağustos 1979 tarihinde Genç ilçesinde oturan ablasına iftara gitmiş dönerken bölücü Marksistlerce pusuya düşürülüp kendisiyle birlikte  Annesi Hamdiye Tekin, Kardeşi  İngilizce Öğretmeni Ahmet Tekin’in şehit olduğunun haberini televizyonlardan öğrendik. Çok üzüldük dedi.

Mehmet Elmas Ağabey daha sonra Hikmet Tekinin Şehit edildiği zaman  Bingöl Emniyet müdürlüğü görevini yürüten  kişiyle sohbetinde kurulan pusuda şehit edilen  Hikmet Tekinin annesinin başının gövdesinden  başka bir yerde bulunduğunu söylemişti…

Mehmet Ağabeyle  bu hikayenin bitişinden sonra başımız üzgünce öne  eğip  içimizden “Ahh ulan  ahhhh” geçirerek geçmişimizdeki samimiyetin zamanımıza yansıyan samimiyetsizlikleri  affetmeyeceğimizi söyleyerek üzgün bir halde evlerimize döndük.

Yusuf Ziya Arpacık’tan bir hatıra: Atatürk Öğrenci yurdunun bir kısmı ülkücülerde bir kısmı bölücü ve kızıl Marksistlerdeydi. Yurdun tamamını  sahiplenme adına yapılan üç gün üç gece devam eden ve ağır silahların kullanıldığı bu çatışmanın orta yerinde Hikmet Tekin ve başkan konumunda ki bir kaç kişiyi, açtığımız bir güvenlik koridorundan lojmanların olduğu arka tarafa geçirmek istediğimizde hepsi buna karşı çıkmıştı. Hikmet Tekin kavga gürültüyü sevmeyen ama inadına cesur ve yiğit bir ülkücüydü. Bize ;

-"Siz burada ateş yağmuru altında iken ben nasıl bırakıp giderim, binlerce can verdiğimiz bu yüce vatan toprağına bir de Hikmet Tekin verseniz ne çıkar".

Mehmet ARSLAN Eğitim Yönetimi Ve Planlama uzmanı

Editör: TE Bilisim