Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Türkiye’nin bir kukla başbakan zihniyetiyle yönetilemeyeceğini belirterek, “Emir komuta zihniyetiyle yönetilemez. Millet egemenliği vasilere bırakılamaz. Vasi yönetimi ile olmaz. Sorulması gereken sual, Başbakan'ın 'Attığı adımdan geri dönmez' dediği Hakan Fidan niye aday oldu, niye geri çekildi, niye geri adım attı, adaylık istifası neyin blöfüydü, neyin karşı restiydi. Adaylık ve karşı çekilmede hangi pazarlıklar yapıldı. Erdoğan-Davutoğlu arasındaki Hakan Fidan polemiklerinde kim kimi test etti. Gerçekten devlet geleneği açısından ve siyaset açısından utanç verici bir tablo ile karşı karşıyayız.” dedi.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Oktay Vural, eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan, milletvekili aday adaylığı başvurusunu geri çekmesi ve Başbakan tarafından tekrar MİT Müsteşarı olarak görevlendirilmesi konusunda değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin bir kukla başbakan zihniyetiyle yönetilemeyeceğini anlatan Vural, “Emir komuta zihniyetiyle yönetilemez. Millet egemenliği vasilere bırakılamaz. Vasi yönetimi ile olmaz. Sorulması gereken sual başbakanın attığı adımdan geri dönmez dediği Hakan Fidan niye aday oldu niye geri çekildi, niye geri adım attı, adaylık istifası neyin blöfüydü, neyin karşı restiydi. Adaylık ve karşı çekilmede hangi pazarlıklar yapıldı. Erdoğan Davutoğlu arasındaki Hakan Fidan polemiklerinde kim kimi test etti. Gerçekten devlet geleneği açısından ve siyaset açısından utanç verici bir tablo ile karşı karşıyayız.” diye konuştu.

İlk defa bir MİT müsteşarının siyasete girme kararı verdiğini, siyasete girme kararı sonrası bir partiye siyasi tercihini belirttiğini ve muhalefet partilerine karşı olduğunu belirttiğini anlatan Vural, “Bir MİT müsteşarı tekrar bu iradesinden vazgeçerek bugüne kadar siyasi partiler aleyhine kullandığı kurumu, yine seçimler döneminde kullanmak amacıyla tekrar dönme kararı veriyor ve Davutoğlu bununla ilgili Saray'da yapılan vasi toplantısında açıkçası böyle bir karar çıkıyor.” diye ifade etti. Davutoğlu’nun ‘hangi kararı alır, nerede bulunursa hakkını verir, cesurdur, yiğittir, attığı adımdan geri dönmez’ dediği Hakan Fidan’ın AKP milletvekili adaylığından çekildiğini anlatan Vural, “Çekilerek attığı adımdan geri dönmeyi başarmıştır. Davutoğlu, aldığı kararın bile arkasında duramamıştır. Attığı adımdan geri dönmez dediği Hakan Fidan’ın cesaretinin ne olduğu ve nasıl geri döndüğünü bu U dönüşü ortaya koymuştur. Hakan Fidan’ın cesurluğunu ve yiğitliğini biz bilmiyoruz ama bu U dönüşünden sonra bunu millet takdir edecek. Ancak Davutoğlu’nun cesur olmadığı sözünün hükmünün olmadığı sarayın tasallutunda olduğu ve vasi tarafından yönetildiğini açıkça ortaya koymuştur.” diye konuştu.

Türkiye’nin bir kukla başbakan zihniyetiyle yönetilemeyeceğini anlatan Vural, “Emir komuta zihniyetiyle yönetilemez. Millet egemenliği vasilere bırakılamaz. Vasi yönetimi ile olmaz. Sorulması gereken sual, başbakanın attığı adımdan geri dönmez dediği Hakan Fidan niye aday oldu, niye geri çekildi, niye geri adım attı, adaylık istifası neyin blöfüydü, neyin karşı restiydi. Adaylık ve karşı çekilmede hangi pazarlıklar yapıldı. Erdoğan Davutoğlu arasındaki Hakan Fidan polemiklerinde kim kimi test etti. Gerçekten devlet geleneği açısından ve siyaset açısından utanç verici bir tablo ile karşı karşıyayız. Adalet ve Kalkınma Partisi ve bakanlar kurulu ne yapacağını bilmeyecek dudrumdadır, koalisyon, iç koalisyon çatırdamıştır. Alabildiğince birbiri ile açıkçası kavga içindedir böyle bir yapının Türkiye’ye hayır getirmesi mümkün değildir.” şeklinde konuştu.

Vesayet ilişkisi ile milletin hukukunun ayaklar altına alınarak devletin yönetilemeyeceğini ifade eden Vural, şunları söyledi: “Bu devlet, hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Milletin hukukuna uymayan bir devlet milletin devleti olmaktan çıkmıştır, artık bu parti devleti, kişi devleti haline dönüşmüştür. Devlet personel başkanlığının MİT Kanununun 13-14. maddesi. Böylesine önemli bir kurumu siyasi tercihini belirleyerek ayrılmış birisinin tekrar buraya dönmesini sağlamak, MİT’in bundan önce yaptıkları ve bundan sonra yapacaklarının muhalefete ve millete karşı bu kurumu kullanmak amacı taşıdığını gayet açık ve net ortaya koyuyor. Bu bir hukuk tanımamazlıktır. Türkiye Cumhuriyeti devleti tam bir baas rejimi anlayışı ile yönetilmek istenmektedir.”

"SEN ACZ İÇERİSİNDE BİR BAŞBAKANSIN"

Cumhurbaşkanı'nın bir partiden aday adayı olmuş bir kişi ilgili olarak kullandığı yetkinin, aynen Evren Paşa’nın Milli Güvenlik Konseyi döneminde veto yetkisinden öte bir anlam taşımadığını ifade eden Vural, “Sen cumhurbaşkanısın, bu nasıl bir zihniyettir. Bir partinin aday adaylığı sürecine nasıl müdahale edersin. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 4. katında temayül yoklamaları ile ilgili eş terminal sarayda bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı aday adaylarını ve adaylıklarla ilgili veto hakkını kullanarak bunlarla ilgili irade beyanı yapıyor, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni yönetiyor. Yazıktır, günahtır, bu millet size cumhurbaşkanı olmanız için size oy verdi. Aday adaylığı sürecine müdahale edin diye size oy vermedi. Ey Başbakan, ey Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, kurultay sana, genel başkan ol diye, Meclis sana Başbakan ol diye güven oyu verdi. Sen kalkıp MİT Müsteşarı ile ilgili istifayı adaylık sürecini kabul edeceksin, ondan sonra bu söylediğini arkasında duramayacaksın, sen acz içerisinde bir başbakansın. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi'nin grubu varmış, konuşsa ne yazar konuşmasa ne yazar Başbakan varmış, başbakan olsa ne yazar, olmasa ne yazar. Türkiye’de başbakan yoktur, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı yoktur, Türkiye’de bir siyasi ve idari bir boşluğu söz konusudur. Gerçekten Türkiye, bir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır, bir parti devleti ve dikta devleti, 12 Eylül'ün Evren Paşa'larının dönemindeki gibi doğrudan doğruya partilere müdahale eden bir cumhurbaşkanı millete ve devlete zarar verecek bir duruma gelmiştir. Yapılması gereken iş; açık ve nettir, böylesine önemli bir kurumla ilgili iradesini kullanamayan Başbakan, başbakanlık görevinden ayrılmalıdır. Ve bu konuda böylesine bir siyasi tercih yapmış Hakan Fidan MİT Müsteşarlığı ile ilgili bu görevi üstlenmemeli ve ayrılmalıdır.” açıklamasında bulundu.

Editör: TE Bilisim