Montrö Sözleşmesinin önemi... Montrö Sözleşmesinin önemi...
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm sürecinin aynen devam ettiğini belirterek 'HDP ile sürekli görüşüyoruz' dedi. Akdoğan, “Bizim onlarla görüşmemiz bir hadise değil sürekli görüşüyoruz. Bugün Meclis'te mesela Genel Kurul'da birlikteydik. Bütün partilerden milletvekili arkadaşlarımızla beraber. Şimdi biz onlarla oturup çay içsek büyük bir hadiseye dönüşüyor. 'Bir araya geldiler, vesaire' sürekli rutin olarak, arkadaş olarak da görüşüyoruz. İlişkilerin kesilmesi gibi bir şey.” şeklinde konuştu.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM'nin açılışının 95. yılı dolayısıyla TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in ev sahipliğinde Meclis'te bir resepsiyon düzenlendi. Törene katılanlar arasında bulunan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, burada gazetecilerin sorularını cevapladı.

HDP HEYETİYLE SÜREKLİ GÖRÜŞÜYORUZ

Gazetecilerin kendisine çözüm sürecine ilişkin sorusuyla karşılaşan Akdoğan, “Süreç devam ediyor, aynen çalışmalar da devam ediyor. Arka planını açıklayamam ama normal süreç aynen devam ediyor. HDP'ye heyetiyle sürekli görüşüyoruz. Bizim onlarla görüşmemiz bir hadise değil sürekli görüşüyoruz. Bugün Meclis'te mesela Genel Kurul'da birlikteydik. Bütün partilerden milletvekili arkadaşlarımızla beraber. Şimdi biz onlarla oturup çay içsek büyük bir hadiseye dönüşüyor. 'Bir araya geldiler, vesaire' sürekli rutin olarak, arkadaş olarak da görüşüyoruz. İlişkilerin kesilmesi gibi bir şey.” şeklinde konuştu.

GAYET İYİ BİLİYORLAR KİMLERİN OLDUĞUNU

Ardından bir gazeteci Akdoğan’a “Dün HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Ağrı olayına ilişkin, öncesinde biz buna 2-3 kez engel olduk ama bu defa bize bilgi gelmediği için müdahale edemedik' diyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu yöneltti. Akdoğan, şöyle konuştu: “Yani onlar bilmiyor muymuş? Oraya bir takım aileleri falan bilerek götürmüyorlar mı onlarla buluşturmak için? Yani o onlarla buluşma etkinliği aslında. Gayet iyi biliyorlar orada kimlerin olduğunu. Şunu diyorlarsa 'bugüne kadar böyle yapıyorduk ses çıkmıyordu.' Bundan sonra çıkacak. İllegaliteye, bu tür buluşmalara izin veremeyiz. Seçim güvenliğini sıkıntıya sokacak, bir şekilde silahın gölgesinde propaganda izlenimi uyandıracak hiçbir etkinliğe de izin vermeyiz. Orada provokasyon devletin güvenlik tedbiri alması değildir. O adamların orada dolanmasıdır, onlardan uzak durmamalarıdır. Asıl sorun odur. Bunu kimse kanıksatamaz, normal bir şeymiş gibi gösteremez. Bunlar diyebilirler. Onların istihbarat paylaşımına ihtiyaçları yok. Kimlerle nasıl buluşuyorlar, buluşturuyorlar gayet iyi bilirler.” ifadelerini kullandı.

RUSYA'YA: BİZİ ÜZER AMA PRATİK KARŞILIĞI OLMAZ

Ardından 1915 olaylarına ilişkin olarak Avusturya ve Rusya'dan gelen açıklamalar hatırlatılarak, “Putin de yarın Erivan'a gidiyor. Bu konuyla ilgili düşünceleriniz nedir?” sorusu yöneltilen Akdoğan, şöyle konuştu: “Bunların pratik bir değeri yok, bir kıymeti harbiyesi yok. Bunlar bizi elbette üzer yani ikili ilişkilerimizin çok yoğun olduğu, derin olduğu ülkeler. Bizi elbette üzer ama pratik bir karşılığı olmaz. Buna bakarsanız bugün, yarın İstanbul'da 25'e yakın devlet, hükümet başkanı geliyor. Onlar da Türkiye'ye desteklerini ifade ediyorlar. Bu yüzden Türkiye dünyada yalnız değil. Türkiye'nin dostları da belli. Diğerlerine çok itibar etmemek lazım. Yani bunlarda kimse bir şey çıkaramaz. Bunların bu soruna bir faydası da olmaz. Yani bu sorunun çözümüne ne faydası var. Biz hep dostluk elini uzatıyoruz havada kalıyor. Ermenistan'la ilişkilerin normalleşmesinden tutun da ortak komisyon kurulmasına, bir takım çalışmalar yapılmasına hiçbirinde somut bir karşılık bulduk mu? Yani hep biz adım attık hep onlar geri adım attılar, köprüleri havaya uçurdular. İyi niyetli olarak birlikte geleceği dostluk üzerine kuralım diye çaba gösteren biziz. Onların bu tür kararlar alması sadece kin ve nefreti biraz daha derinleştirir. Kin ve nefret üzerine biz geleceği inşa edemeyiz. Nasıl biz bu işbirliğini, dostluğu geliştirebiliriz, ne yaparsak ona katkıda bulunuruz böyle bakarak hareket ederlerse daha sorumlu davranmış olurlar.”

Bu durumun somut anlamda Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilere bir etkisi olup olmayacağının sorulması üzerine ise Akdoğan, “Bizim çok boyutlu ilişkilerimiz var. Bunlar bizi üzen davranışlardır. Türkiye-Amerika, Türkiye-Rusya ilişkileri bu tür tarihi konulara endekslenecek konular değildir.” dedi.

Rusya’daki büyükelçinin çekilmesi gibi bir adımın düşünülüp düşünülmediği sorulan Akdoğan “Onu bilmiyorum, Dışişleri Bakanıyla konuşmak lazım. Yani böyle bir değerlendirme yapıldı mı? Ama bu ülkelerin çoğu bunları yeni söylüyor değil daha önce de bu ülkelerin benzer kararlar aldığını, açıklamalar yaptığını biliyoruz. Bugün bugüne kadar pratik bir karşılığı da değeri de olmadı. Bunları çok ciddiye de almamız lazım. Kendi kendimize bunları büyütmemiz sadece bu sorunun devamına hizmet eder.” diye kaydetti.

Editör: TE Bilisim