Sultan Osman Gazinin dedesi, Ertuğrul Gazinin babası, Caber Kalesi’ne giderken Fırat’ın önünde şahadet şerbetini içen, Süleyman Sah’ın Türbesi, Suriye’deki vatan toprağından bir gece yarısı, operasyonu ile Türk Bayrağı indirilerek, naaşı alındıktan sonra, türbenin yeri imha edilerek, terör örgütü, PYD’nin kontrolünde ki, bölgeye getirilmiştir.

***

Operasyon kime karşı yapılmıştır? Yel değirmenlerine karşı mı? Yoksa IŞID adlı terör örgütünün tehditlerine karşı mı? IŞID adlı terör örgütü bu bölgeyi de boşaltın derse, naaşı oradan nereye taşıyacaksınız? Kaldı ki, naaşın taşındığı bölge artık Suriye’nin toprağı değil, PYD adlı terör örgütünün şimdilik toprağı oldu.

*** Türkiye Büyük Millet Meclisi, ülkemizin güvenliğini sağlamak, vatan toprağını ve Süleyman Şah’ın Türbe’sini korumak, bayrağımızı orada dalgalandırmak ve terör örgütleri ile mücadele etmek için AKP iktidarına, birkaç kez sınır ödetesi tezkere çıkararak, operasyon yetkisi vermiştir.

***

Gidin, terör örgütleri ile pazarlıklar yapın ve vatan toprağını terk ederek, Süleyman Şah’ın naşını alarak oradan geri çekilin ve terör örgününün olduğu bölgeye kaçırın diye yetki vermemiştir. Suriye’de ki vatan toprağını terk etmek demek, İsrail’in Nil nehrinden Fırat’a kadar uzanan, Orta Doğuda kurulacak Büyük İsrail’in önünü açmak demektir.

***

Osmanlı, tarih boyunca hiçbir vatan toprağını geride bırakarak kaçmamıştır. Adına çöl kaplanı denilen, Fahrettin Paşa, Peygamberimiz (s.a.v)’in Medine’de, kutsal emanetlerini kahramanca korumak için aç ve susuz kalmışlar, askerlerine ÇEKİRGE YEDİREREK kutsal emanetleri savunmuşlardır. Kutsal emanetleri alarak başka yere taşımamışlar, kaçmamışlardır.

***

Yine Gazi Osman Paşa, Plevne’yi kuşatmış, kendisine yardım gelmemesine rağmen, kahramanca savaşarak destan yazmıştır. Çanakkale’de 252 bin şehit verdik. Ama; Çanakkale’den kaçmadık. Çanakkale’yi başka yere de taşımadık. *** Hani “yeni Türkiye, yeni güç” olmuştu. Suriye’de Süleyman Şah Türbesi ve 10 bin metrekare olduğu belirtilen vatan toprağını, güvenli ve askeri bölge ilan edip etrafını çevirerek koruyamayan bir iktidarın ülkesi güçlü ülke olabilir mi? Güçlü olmak, reklam panolarında afişler asmakla olmaz. İcraatla olunur. Şimdi koskoca bir “Dünya Lideri” bir Süleyman Şah Türbesini koruyamadı da, naaşı terör örgütü PYD’nin bölgesine taşındı denilmesi, siz Ak-Partilileri rahatsız etmiyor mu?

***

Enerji bakanı,” Süleyman Şah Türbesi, Türkiye dışındaki Türk toprağıdır. Ankara, Sinop Hatay nasılsa, türbede öğledir” demişti. Sayın Davutoğlu, “Süleyman Şah Türbesi ve oradaki askerlerimizin güvenliği için ne tedbir alınması gerekiyorsa hepsini alırız” demişti. Denildi de ne oldu? Bunlar lafta kaldı.

***

Suriye’de ki vatan toprağını terk ederek, Süleyman Şah Türbesini imha ederek, naaşı ve Bayrağımızı gece yarısı bir operasyonla, terör örgütü. PYD’nin kontrolünde bulunan PKK paçavraları ve Öcalan’ın posterlerinin asıldığı bölgeye getirilmesi, MAT değil de nedir? Güneş balçıkla sıvanmaz. Her şey açıkça ortada değil mi?