Son yıllarda dünya genelinde yaygınlaşan, kurumsal, bireysel ve toplumsal hayatımızı derinden etkileyen, yönünü belirleyen öğelerin başında sosyal medya gelmektedir. Bu nedenle her ne kadar yazımızın başlığını teknoloji ile imtihan koymuş olsak da aslında sosyal medya ile imtihan da diyebiliriz.

İşin bir önemli yanı da sosyal medyanın getirdiği değişim ve dönüşümden hem nasibini almayan kalmadı hem de geri dönülmez bir yola soktu.

            Sosyal medyanın getirdiği değişim ve dönüşümü hangi alana bakarsak bakalım görürüz. Varlığını ve gerçekliğini asla inkar edemeyiz. İşin bir önemli yanı da sosyal medyanın getirdiği değişim ve dönüşümden hem nasibini almayan kalmadı hem de geri dönülmez bir yola soktu. Bu anlamda mesele teknoloji bilimi ile uğraşanların, geliştirenlerin bir ürünü iken etkileri bakımından da sosyoloji (ilm-i ictimaiyat) ile uğraşanların konusu olmuştur.

            Artık elimize aldığımız her cihazın dünya ile bağlantısı var. içlerinden bazılarının internetle bağlantısı olmasa bile bir şekilde internet üzerinden satış, servis gibi bağlantıları artık olmazsa olmazlar arasındadır. Öyle ise her cihazın kullanımını azami fayda üzerinden değerlendirmeliyiz. Peki ama neden? Çünkü insanoğlu tarih boyunca iletişim ve etkileşim içinde bulunduğu “şeyi” azami oranda kullanmıştır. Örneğin en eski çağlarda avladığı hayvanın etini tüketmiş, derisini giyisi ve eşya olarak kullanmış, boynozundan bıçak sapı, tırnağından süs, yününden yastık, yorgan yapmıştır. Aynı onun gibi elimize aldığımız cihaz artık bizim âdeta bizim bir parçamızmış gibi elimizden düşürmüyoruz. Özellikle mobil telefonları. Sonra her şeyi mobil telefonlara bağlayıp, telefonun dektifleri ile yaşıyoruz. Tam bir emret komutanım durumu. O ne derse o oluyor.

Siz orada durdukça “gönüllü tutsak” haline gelmiş oluyorsunuz. Peki kendilerinde tuttuklarında bizden ne alıyorlar diye şöyle bir baktığımızda gördüğümüz manzara korkunçtur. En başta zamanımızı alıyorlar.

            Günümüzde sosyal ağlar “dikkat ekonomisi, uyarı ekonomisi, algı ekonomisi” gibi adlarla ifade edeceğimiz sistem üzerinden çalışmaktadır. Görünürde bila-bedel sunulan bir çok hizmet aslında sizi orada daha fazla tutmanın hesabı üzerinden çalışmaktadır. Siz orada durdukça “gönüllü tutsak” haline gelmiş oluyorsunuz. Peki kendilerinde tuttuklarında bizden ne alıyorlar diye şöyle bir baktığımızda gördüğümüz manzara korkunçtur.

Bize ne veriliyorsa değerlendirme, muhakeme etme gücümüz gittikçe kayboluyor, daha sığ, daha yoz hale geliyoruz. Değerlerimizi alıp kendilerinin ne idiği belli olmayan değerlerini empoze ediyorlar.

En başta zamanımızı alıyorlar. Eğer dünyada nefesi, sayısı sayılı sanileyerle yayıyorsak daha değerli ne olduğunu iddia edebiliriz. Zaman kadar değerli olan ikincisi ise aklımızı, muhakeme yeteneğimizi alıyorlar. Bize ne veriliyorsa değerlendirme, muhakeme etme gücümüz gittikçe kayboluyor, daha sığ, daha yoz hale geliyoruz. Yine bu iki unsurla doğrudan bağlantılı olarak aldıkları üçüncü şey değerlerimizi alıp kendilerinin ne idiği belli olmayan değerlerini empoze ediyorlar. Hal böyle olunca da dörüncü olarak bizden alacakları şey paramız oluyor. Artık onlar için yürüyen dolar, euro haline dönüşüyoruz. Bu dört unsur birleşince de beşincisi, altıncısı, yedincisi çorap söküğü gibi geliyor. Artık liste daha kolay uzatılabilir. Listeye isterseniz birkaç bir şey daha ekleyelim, dikkat bozukluğundan, obeziteye, trafik kazalarından, sırt ve boyun ağrılarına, görme ve işitme kaybından, konuşma bozukluğuna, agresif depressyondan, pasif kişiliğe kadar listeye istediğiniz şeyi de siz ekleyebilirsiniz.

            Müzikal bir ifade ile “yok mu çaresi dostlar fe sübhanallah” demiyorsak eğer. Yukarıda meselenin minnacık boyutlarının ifade edildiğini kabul edemiyorsak, günümüz teknoloji çağı, bilgi çağı, bilim çağı bunlar tabii şeyler diyorsak, dünya nereye gidiyor sen ne diyorsun diyorsak eğer, bir problem yok. Amenna günümüzde bunlar zaten var olan gerçekler bizde bu gerçeği kabul ediyoruz zaten.

            Ammaa evet bunlar bir problem ne yapmalıyız, zararı nasıl tahfif ederiz diye düşünmeye başlarsak bir çıkış yolu bulma imkan ve ihtimalimiz olabilir. Birkaç basit tavsiyelerimizi şöyle sıralayabiliriz.

            -- Aile ve topluluk içinde iş ve ihtiyaç dışında mobil telefonlarımıza mümkünse ilişmeyelim, interneti ve batarya ömrü uzasın.

            -- Tv, Radyo, tablet gibi cihazlar oyun ve eğlence aracı değildir. İş ve ihtiyaç için kullanılır. Onların da kapalı durma hakları vardır.

            -- Piyasaya yeni sürülmüş cihazlar, aynı cihazın önceki modeline göre sadece bir yönü ile üstündür. Bir yönü ile üstün olan bir şeye her yönü ile üstün bedeli ödenmez. Hayatımızı elinoğluna taksitlerle geçirmeyelim.

            -- Kul yapısıdır. Eşyalar bozulur. Eğer ihtiyacımız yoksa tamir ettirmeyelim. O cihaz artık hayatımızdan çıksın. İhtiyacımız varsa tamir ettirelim. Yenisini almak en son tercih olsun. Eğer yenisini alıyorsak kısa vadeli planlardan uzak duralım.

İnternette her şeyi bulacağımız fikri doğrudur. Ancak her şeyin doğrusunu bulacağımız fikri yanlıştır.

            -- Bir şeyi bilmek ve yapmak için internete ihtiyacımızı doğru zamanda doğru yerde kullanmalıyız. İnternette her şeyi bulacağımız fikri doğrudur. Ancak herşeyin doğrusunu bulacağımız fikri yanlıştır.

            --  Akıllı aletler/cihazlar dediğimiz nesne aslında internet üzerinden sürekli bilgi alan ve veren nesnelerdir. Dolayısı ile sizden aldığı ve verdiği bilgiler hususunda mutlak sınırlama koymalıyız. Bu nesneler ucube değildir. Ama doğru kullanılmadığında ucube kelimesi bile az kalır.

Elon Musk, Bill Gates’e çattı: İkiyüzlü biri… Elon Musk, Bill Gates’e çattı: İkiyüzlü biri…

Her şeyden, her yerden, herkesten haber almak haber vermek durumunda değiliz. Mahremiyet olgusunu ve duygusunu kaybetmemek gerekir.

            -- Her şeyden, her yerden, herkesten haber almak haber vermek durumunda değiliz. Mahremiyet olgusunu ve duygusunu kaybetmemek gerekir.

            -- Akıllı cihazları kullanım amacının dışında elimize almalıyız. Örneğin cep telefonu oyun aracı değildir.

            -- Akıllı cihazların size sunduklarından özellikle uzak durun. Özellikle cep telefonundan gelen bildirimleri kapalı tutun. Sizin aklınızı, konuşmanızı, yaptığınız işi bölmesine izin vermeyin. Bu bildirimler acil değildir. Sadece bildirimdir.

            -- Akıllı cihazlar olmadan öğrenmeyi, iş yapmayı, vakit geçirmeyi, haz almayı öğreniniz. Örneğin navigasyon cihazı olmadan da trafik levhalarını takip ederek gideceğiniz yeri bulabilirsiniz. İhtiyaç başka bir şeydir.

            -- Beyninize olabildiğince çok izin veriniz. Günümüz şartlarında evde, iş yerinde, sokakta, çarşıda o kadar çok uyaran var ki. Beyin artık bu uyaranları bilerek görmezden geliyor. Ne evimizin, ne etrafımızın, ne çevremizin farkına varıyoruz.

            -- Sosyal medya ya da dijital dünya olmadan yaşanabileceğinin, dijital alışkanlıklar nedeni ile unuttuğumuz değerlerin, yargıların, nezaketlerin de uygulanabileceğinin farkına varmaya çalışın.

Yukarıda bazı yön ve hususlarına temas ettiğimiz teknoloji ile başa çıkma hususu bir karşı savaş ve saldırı değildir. Mümkün olanı yakalamaktan, makul çerçeveyi yakalamaya çalışmaktan, bizi, işimizi, aklımızı, zamanımızı, kişiliğimizi, kimliğimizi, gelişmemizi engellemeyen hususlar olmasına dikkat etmekten ibarettir.

            Yukarıda bazı yön ve hususlarına temas ettiğimiz teknoloji ile başa çıkma hususu bir karşı savaş ve saldırı değildir. Mümkün olanı yakalamaktan, makul çerçeveyi yakalamaya çalışmaktan, bizi, işimizi, aklımızı, zamanımızı, kişiliğimizi, kimliğimizi, gelişmemizi engellemeyen hususlar olmasına dikkat etmekten ibarettir.

            Tabii olarak ilk insan Adem atamızdan bu yana dünyada olan biten her türlü gelişme tabii olarak, kaçınılmaz olarak vuku bulmuştur. Bunun karşısında duramayız. İnancımız gereği ilim Çin’de de olsa almamız lazım ve şarttır. Ancak o ilmi/bilgiyi hayra yormak şartıyla. Vesselam …  

Editör: TE Bilisim