Küresel sistemin çöküşü ve Sinan Ateş... Küresel sistemin çöküşü ve Sinan Ateş...
 Türkiye'nin ABD ve Rusya'nın oluruyla Cerablus'a girmesinin ardından, nereye kadar ilerleyebileceği tartışılıyor.

The Guardian için yazan David Owen, Türkiye'nin 2012-2014 yılları arasında Suriye'de mülteciler için güvenli bölge kurmak istediğini, ancak NATO'nun çeşitli nedenlerle buna yanaşmadığını söyledi.

Türkiye'nin bu işi tek başına yapmaya gönülsüz olduğunu kaydeden Owen, Rusya'nın müdahalesi, düşürülen Rus uçağı, sonrasında Ankara ile Batı ülkeleri arasındaki gerginlik ve Ankara-Moskova yakınlaşması ile birlikte durumun değiştiğini savundu.

Yazar, yalnızca Türkiye'nin siyasi ve askeri olarak Halep'e müdahale edebilecek konumda olduğunu iddia etti. 

Yazara göre Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin reddi hâlinde dahi, BM Sözleşmesi uyarınca Suriyeli mülteciler için önlemler alma hususunda bölgesel konuma ve meşruiyete sahip.

Owen, doğrudan NATO askerlerinin Suriye'ye konuşlandırılmasının akıllıca olmayacağını, NATO tarafından desteklenen Türkiye'nin bu işi yapmasının daha doğru olacağını yazdı.

Yazıda, Erdoğan'ın bir uçuşa yasak bölge (NFZ) ve insani yardım koridorları ilân etmesini ve bunun ardından Suriye ordusunun da Hama ile Halep arasındaki bir bölgeye çekilmesini önerdi.

15 Temmuz'un ardından bazı askeri liderlerin bu çapta bir operasyona pek heves etmediğini, ancak bu operasyonun TSK'nın "saygınlığını" artıracağını belirten Owen, NATO kuvvetlerinin Suriye içinde "insani yardım faaliyeti" yürüten Türk askerlerini havadan koruyabileceğini kaydetti.

Yazara göre, NFZ dışında kalan bölgelerde hava saldırıları ABD, Rusya ve Suriye tarafından icra edilmeye devam edecek.

Owen, de facto Kürt bölgesinin süreceğini, ama bunun hukuki bir statüye hemen kavuşmaması gerektiğini söyledi.

Owen, Suriye'nin "etki alanları"na bölünmesi konusunda Irak, Ürdün ve Suudi Arabistan'ın da devreye girebileceğini yazdı.



(Kaynak: Gazeteturk.info)


Editör: TE Bilisim