Çamlar Altında Türk Milliyetçiliğini Söylemek,

Ekonomik kalkınmışlık, bir milletin ve  bir devletin refahı, mutluluğu,  gücü ve milletler ailesindeki itibarın en önemli unsuru haline gelmiştir.

Bütün Dünyada olduğu gibi sermayenin zirvesinde olan bu üst sınıf, milli mefkureler  ve milli devleti oluşturan temel değerlerle ilgilenmezler.

Türk Milliyetçileri tüm iktisadi ve ekonomik zorluklarına rağmen, gelenek ve milli mefkurelere sahip çıkan kodlarını hiç kaybetmemiştir,  değerlerini korur ve yaşatır,

Günümüzde ise, Türk Milliyetçiliğini savunan ve onun icracı kuvveti olan Ülkücü Hareket ise yoksullar sınıfındadır. Bu sebeple siyasetle,kültürle, sanatla, şiirle ve estetikle  uğraşacak ne motivasyonu vardır nede moral değerleri yeterlidir ! Bu sebeple Türk Milliyetçilerinin o zengin entelektüel birikimi yüz yıl sonra sınıfta kalmıştır.

Bu ara dönemde sınıfı geçenler  (1940-1980) lı yıllara kadar sosyal halkçı ve Kemalist  kimlikler bu alanı ele geçirmişlerdir.

Diğer bir güç olan, cemaatler ve  onun uzun süre ortaklık yaptığı gayri milli görüşçüler, natotürkler iktisadi imkanlarını hızlıca iyileştirmişlerdir, öyle ki  son kırk yıldır Türkiye’de orta  sınıfa yükselmiştir. Bunlar ve avareleri iktisadi zenginleşmeyle beraber siyasette, bürokraside ve iş dünyasın da  kendi etkinliğini göstermeye başlamıştır.  Oysa  yeni oluşan ve gittikçe aşırı sermayeye ulaşan bu  sınıfının  entellektüel ve kültürel mirası yok denecek kadar azdır. Milli mefkure ve hasretler hiç ilgilerini çekmez, sürekli milli devlet karşıtlığı, ümmetçilik  ve vahhabilik öğretisiyle yetişmişlerdir.

Hükümetse, Türk Milliyetçilerinin uyarılarına kulak tıkamış, yetmemiş ayaklar altına almıştır

Çok şükürkü Hükümet  15 Temmuz  öncesi ve sonrası olanlardan sonra  net bir şekilde  anladı. Bu terör yapısı uzaktan kumandalıydı ve kimin kumanda ettiğini yedi düvel de biliyordu da bizim yetkililer nedense hep sağırdı. Bu gün kü savunmaları da çok komik oldu, “ALDATILDIK”.yerseniz!

Gelelim biz neler yaptık, Türk Milliyetçileri kısıtlı imkanlarla az bir eğitimle yetinmek zorunda kalmışlardı. Ülkücülerin kaynağı kırsal kesim  ve küçük dereceli kamu ve özel sektör çalışanlarının evlatlarıydı. Elbette çok azınlıkta olsa bile ekonomik imkanları  iyi dereceye gelenlerde vardı, ne yazık ki bu kesimde kültür ve ideolojiden bi haberdi.

Şimdi gelelim saadete, Küresel Kapitalizmin ve onun hainlerinin önünde duracak temel doktirin  Türk Milliyetçiliğidir.Türk Milliyetçileri ,Anadolu Topraklarında, Balkan Coğrafyasında,  Turan’da ve Ortadoğu’da yeni bir Medeniyet mefkuresi geliştirmek zorundadır. “Omurgalı Medeniyetin adı Büyük Türkiye Projesidir”.

Bu proje siyasi kurumların değil Türk Aydınının projesi olursa, devlet te destek verirse  yaşama imkanı vardır.

Sözün kısası İKTİSADİ MİLLİYETÇİLİK olmadan bu yolculuk çok zor olacaktır.

İyi Pazarlar Fahri Yağlı