Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son günlerde, "Türkiye yüzyılı" hedefinden bahsetmeye başladı. Erdoğan Meclis'teki konuşmasında, "Bir süredir etkisini hissettiğimiz enflasyon meselesinin de üstesinden gelerek inşallah 'Türkiye Yüzyılı'nı hep birlikte inşa edeceğiz." dedi.

Erdoğan"Son 8-9 yıldır Türkiye'yi yönetilebilir olmaktan çıkarmak için kumpastan darbeye her yolu denediler. Bu sinsi saldırıların son mermisi ekonomimize sıkıldı." diyerek sorunları yaratanların dış güçler olduğunu da iddia etti.

***

DEM Partili belediyenin ilk toplantısında İstiklal Marşı krizi! DEM Partili belediyenin ilk toplantısında İstiklal Marşı krizi!

Kumpas davalarının, bu iş için ABD'den gönderilen istihbaratçı, polis ve yargı mensuplarının soruşturmalara katkı sağlaması ile AKP iktidarı tarafından başlatıldığı çok iyi bilinmektedir. Yine darbe girişimini "Allah'ın lütfu" olarak görüp, hukuken geçersiz bir Meclis oylaması ve şaibeli bir referandum sonucunda sistemi değiştiren de Tayyip Erdoğan'dır.

Ekonominin çok kötüye gitmesinin asıl sebebi ise AKP kadrolarının devletin imkânlarını "savaş ganimeti" olarak görmesi ve her türlü yolsuzluğu "İslâm Hukuku"na dayandırmasıdır. Devlet alenen soyulmaktadır.

***

21. yüzyılın Türk yüzyılı olacağına dair devlet adına ilk görüşü, 1992'de Turgut Özal ortaya koymuş ve "Balkanlar'dan Orta Asya'ya kadar Müslüman ve büyük kısmı Türk olan yeni devletlerle birlikte kendi gücümüzü daha tesirli hale getirebiliriz. Ciddi hatalar yapmazsak, 21. yüzyıl, Türklerin ve Türkiye'nin yüzyılı olacaktır." demişti...

Eski ABD Başkanı Bill Clinton ise 15 Kasım 1999'da TBMM'de yaptığı konuşmada "Türkiye'nin geleceği, önümüzdeki binyılın ilk yüzyılının şekillenmesinde de son derece önemli bir rol oynayacaktır. Türkiye, dünyanın ilham kaynağı olabilir." ifadelerini kullanmıştı.

Macaristan ana muhalefet partisi Jobbik'in eski Genel Başkanı Gabor Vona da 2019 yılında, "Avrupa Birliği üyesi olsa da olmasa da Türkiye ve Türk kültürü Avrupa kültürünün önemli bir parçasıdır. 21. yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olacak." diye konuşmuştu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise 2017 yılında, "Bu asır Türk'ün asrı olacaktır, 21'inci yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olacak. Bunu bir kenara not edin, bunu hep birlikte hatırlayacağız." demişti.

Tabii "Türk yüzyılı" hedefinden esas olarak Türk Milliyetçileri bahsediyordu.

***

"Türk yüzyılı" denilince sadece "Türkiye" değil, bir bütün olarak "Türk Dünyası" akla gelir. "Türkiye yüzyılı" ise Türkiye coğrafyası ile sınırlıdır!

Peki nüfus yapısı değiştirilerek Türk devleti olmaktan çıkarılmakta olan bir ülkenin 21. yüzyılı Türkiye yüzyılı yapması mümkün müdür? Türk Milleti'ne dayanmayan bir Türkiye'nin 21. yüzyılın önder ülkesi olması bir tarafa, ayakta kalması mümkün müdür?

Erdoğan, ayrıca "Yeni dönem Meclisimizin, Türkiye'yi hakkı olan yeni anayasayla buluşturarak, darbe dönemlerinin son izini sileceğine inanıyorum." demeye başladı.

Ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da "Türkiye eninde sonunda yeni bir anayasayı yapacaktır, üzüntümüz bunun gecikmesi. Önceki anayasaların kimisi darbe döneminde, kimisi kurtuluş savaşı sonunda hazırlanmış. Olağan bir dönemde anayasa yapmaya ihtiyaç vardır. Anayasamızın 223 noktasına dokunulmuş, dil birliği bozulmuştur. 1982 anayasası millete güvensizlik üzerine kurulmuş." dedi.

***

Anayasada millete güvensizlik söz konusu değildir! Tam tersine, her türlü ihanete karşı Türk Milleti'nin geleceğini güvenceye alan hükümler söz konusudur

Sanki diğer devletlerin anayasaları, olağan dönemlerde hazırlanmış gibi konuşmalar yapmak, cahilleri kandırabilir; gerçekte bütün büyük devletlerin anayasaları, savaş, iç savaş, devrim gibi olağanüstü olaylardan sonra kabul edilmiştir. 

Burada asıl hedefin, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra devletin temelini oluşturan ilkelerin değiştirilmesi olduğu çok net anlaşılıyor. "Türk yüzyılı"ndan tamamen vazgeçerek "Türkiye yüzyılı"ndan bahsetmenin sebebi de bu olsa gerek...

"Türksüz anayasa" taslakları, "Türkiye yüzyılı" için olabilir mi?

Arslan Bulut / Yeniçağ

Editör: Kerim Öztürk