Rus savaş uçağının düşürülmesi ile birlikte, başımızdaki belalara çok daha büyümüştür. Türkiye'ye açık ve aleni şekilde meydan okuyan ve Türkmen katliamı yapan Rusya'ya, bir yerde "dur" demek gerekiyordu. Angajman kurallarının lafta kalmaması ve Türkiye'nin kararlılığının gösterilmesi bakımından da, yapılanda bir yanlışlık yok. Bütün mesele, bu duruma nasıl geldiğimizde ve niçin bu kadar bedel ödemek zorunda kaldığımızdadır.
ŞİMDİYE KADAR Kİ YANLIŞLARIN BEDELİ
          Yanlış ve kayıp BOP Eşbaşkanlığının gereklerinin her şeyin önüne geçirilmesi ve bu yolda herkesten önce koşulması ile başlamıştır. Bunu söylenenle yapılanan birbirine tam ters olması, dünya ve bölge şartları dikkat alınmadan yapılan afaki ve fevri çıkışlar izlemiştir. Bu durum saygınlığı ve itibarı düşürdüğü gibi, inandırıcılık ve etkiyi de azaltmıştır. Gelinen yer, yalnızlık ve Türkiye üzerinde yapılan hesapların öne çıkması olmuştur. Kabul edilemez bu durumu aşmak için, yeni yanlışlar yapılmıştır. Sonuç ortadadır. İçeriden ve dışarıdan amansız bir kuşatmaya alındık. İçeride PKK ihaneti, dışarıda Suriye bataklığının girdabında çırpınıyoruz.
BOP HESAPLARI TÜRKİYE İLE KESİŞİYOR
          Rusya ile yaşadıklarımız ve uçak düşürmeye varan gelişmelerin kaynağı da AKP'nin bu yanlışları, yetersizlikleri, iş bilmezliği ve teslimiyetidir. Arap baharını başlatıp Ortadoğu'yu kan gölüne çevirenlerin hesabının her şeyin önüne geçirilmesinin ve Esad saplantısın can yakan sonucudur. Ülke menfaatleri, dünya gerçekleri bir kenara bırakılmış, ucuz kahramanlık her şeyin önüne geçirilip, tribünlere oynanmıştır. Ancak, gerçek hayat AKP'nin bildiği ve düşündüğü gibi değil.Avrupa'da, ABD'de, Rusya'da ayrı hesaplar yapıyor. Bu hesapların hepsi de Türkiye ile kesişiyor. ABD yapacağını yaptı, yapamadıkları için de yeni oyun kuruyor. Bu oyunun figüranı da ne acıdır ki AKP oluyor. Avrupa ülkeleri işin ucunu kendilerine dokunduğunu görünce, hemen pozisyon değiştirdiler. Ne yazık ki, onlar da AKP üzerinden hesaplarını yenilediler ve bedeli Türkiye'ye yüklediler.
DEHŞET DENGESİ
          Rusya'da arkasına İran'ı da alarak bu dehşet dengesi içinde kendine yer aradı ve buldu. Esad'ın arkasına geçip, oyunu yeniden kurdu. Ve yine yollar yine nerede duracağını, nerede harekete geçeceğini bir türlü kestiremeyen AKP ile kesişti. Yapılmak istenen çok net ve açıktır. Daha önce uçaklarımıza füze kilitleyerek, sınır ihlalleri yaparak meydanın boş olmadığı mesajı verdiler.AKP bu gelişme karşısında aklıselim hareket etmek ve bu dehşet dengesi içinde yerini sağlama almak yerine, NATO'nun ve ABD'nin gazına geldi. Daha çok kan aktı, daha çok Müslüman öldü. Belirsizlik daha da büyüdü. Bu da yetmedi AKP'nin yanlışlarının bedelini Türkmenler ödemeye başladı. Böyle gidemezdi. Uçak düşürme bu yanlışların son halkası ve belki de en haklı ve doğru olan yerdir.
RUSYA'NIN TAVRI
          Bundan sonra ne olacağını kestirmek çok kolay değildir. Söz konusu olan AKP'dir. Yarın çıkıp Rusya'dan özür mü dileyecekler, yoksa bu haklı ve doğru tavrı sürdürecekler, kestirmek imkansızdır.Rusya'nın açıklamaları gerginliğin tırmandırılabileceğini gösteriyor. Genelkurmay'ın muhtemel gelişmeleri dikkate alarak, çok dikkatli ve tatmin edici açıklamalar yapması ve meseleyi bütün yönleriyle ortaya koymuş olması, son derece isabetli olmuştur. Kesin olan tek şey, bizi çok daha zor ve sıkıntılı günlerin beklediğidir ki, AKP'ye yeniden tek başına iktidar verilmesiyle birlikte bu zaten kaçınılmaz hale gelmişti.
KABİNE
          Düşürülen uçağın tozu-dumanı arasında ne olup bittiğini ve ne olacağını anlamaya çalışırken, yeni kabine açıklandı. Seçimin üzerinden 24 gün, sayın Davutoğlu'na hükümet kurma görevi verilmesinden sonra tam 7 tam gün geçti. Bu kadar süre içinde bırakın tek başına iktidar olmuş bir partiyi, çok parçalı bir koalisyon hükümeti dahi rahatlıkla kurulabilirdi. Bu gecikmenin sebebi gayet açıktır. AKP'deki iki başlılığın beklenen sancıları yaşanıyor. Herkes çok iyi biliyor ki, kimin bakan olacağına, hatta yarın hükümet programında nelerin önceliğe alınacağına sayın Başbakanın tek başına karar vermek gibi bir imkanı yok. Eğer bu ülkede hür ve tarafsız bir basın olsaydı, neler olup bittiği ve bu iki başlılığın hangi bedeller ödettiği tefrika edilir ve gökkubbe çoktan yere indirilirdi. Bütün bunlar basın üzerinde niçin bu kadar baskı kurulup, hara havuzlarıyla satın alındığının da izahını kolaylaştırıyor. Gizleyecekleri çok şey olduğu için önce delikleri tıkıyorlar.
ÖZEL HEDEFLER
          Sonuçta bir kabine açıklandı. Bizi şaşırtan hiçbir şey yok. Büyük ihalelerin döndüğü icracı bakanlıklar garantiye alınmış. Kimin garantisine alındığını Türk milleti çok net bildiği için uzun uzun yazmayacağız. Milletin beklentileri ve ülkenin şartları yerine, parti içindeki dehşet dengesi ve özel hedefler her şeyin önüne geçirilmiş. Cemil Çiçek, Burhan Kuzu, Ali Babacan gibi isimler dışarıda kalmış. Bizim gördüğümüzü, herkes görüyor. AKP içinde bu durum kolaylıkla hazmedilir mi, zaman gösterecek. Bildiğimiz tek şey bu kadar devasa sorunları olan bir ülkedeki yüksek beklentilerin, bu kadar özel hesaplara dayalı bir kabine ile karşılanamayacağıdır.