Türkiye'nin nereye sürüklendiği, yarın ne olacağı, bizi daha hangi felaketlerin beklediği sorularına cevap aramak, akıl ve vicdan sahibi herkesin ortak gündemidir. Bu soruları haklı çıkaran ve endişeleri daha da arttıran iktidar partisinin, yanlışlarına, yetersizliklerine ve teslimiyetlerine kendi iç çekişmelerinin de eklenmesi, hatta bu durumun her şeyin önüne geçmesidir.

                             

AKP'Yİ KORKULAR İDARE EDİYOR

Bugün AKP'nin en büyük meselesi, partinin nasıl ayakta tutulacağı, kurulan bu kirli düzenin nasıl devam ettirileceği ve dehşet dengesinde hangi tarafın daha ağır basacağıdır. Dolayısı ile gelinen ortamda AKP'yi korkular idare ediyor, vehimler yön veriyor. Millete vereceği bir şey kalmayan, kendi kendini tekrarlamaktan öteye geçemeyen, siyasetine temel teşkil eden bütün argümanların çöktüğü ve bedel ödettiği bir yapıdan söz ediyoruz. Heves ve heyecanı eriyen bir iktidarın ülkemizin ve milletimizin kalkınma ve gelişme yolunda öncü olması, liderlik yapması hayal ötesi bir beklentidir. 

 

YENİ TÜRKİYE'NİN YENİ BELALARI

Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar, etrafının amansız bir şekilde kuşatılmış olması, yalnızlık ve itibarsızlık, çöküş ve çürümenin tek bir izahı vardır: AKP, Türk milletini kandırmış, aldatmış ve güvenini suiistimal etmiştir. Sözde çözüm sürecinde, PKK, AKP'ye silah çekmiş ve rehin almıştır. Dünya lideri olacağız denilerek çıkılan yolda, dünyadan uzaklaşıp içimize kapanmak zorunda kaldık. Bunun adına da "yeni Türkiye" diyorlar. Gerçekten de böyle bir durum 93 yıllık Cumhuriyet tarihinde hiç yaşanmamıştı. İçinde bulunduğumuz şartlar çok yenidir. Türkiye yeni belalarla, yeni sorunlarla, yeni kuşatmalarla karşı karşıyadır ve bu çok acı bir durumdur. Her ne kadar son zamanlarda artık Yeni Türkiye lafı etmiyor olsalar da, bir rejim ve sistem değişikliği dayatması bütün hızıyla devam etmektedir. Devletin kuruluş felsefesi ağır yaralıdır. Bilerek ve isteyerek azdırılan terör bir isyan noktasına ulaşmıştır.

                                 

BİR SİLKİNİŞ ŞART

           Türkiye'nin bir yenilenmeye, silkinmeye, meselelerin yeni baştan yorumlanmaya ihtiyacı olduğu kesindir. Yeni bir Türkiye, yeni bir adalet, yeni bir ahlak, yeni bir şahlanış şarttır. Ancak, çift başlı, birbiriyle mücadeleden ülkenin ve milletin derdiyle meşgul olmaya fırsat bulamayan, ön yargılı, özel hesapları olan, geçmişle kavgalı, iradesi ipotekli bir yapı ile bırakın şahlanmayı, bir millim ileri gitmek dahi mümkün değildir. Eğer bir silkiniş ve yenilenme olacaksa, bunun yolu önce bu güdük zihniyetten, 14 yıllık bu derin karanlıktan kurtulmaktan geçiyor. Türk milletini kandırmış, aldatmış ve güvenini suiistimal etmiş bir zihniyetten, iyi, faydalı, doğru bir sonuç çıkmasını beklemek beyhudedir. 

                             

MİLLETİN İNTİHARI

MHP lideri sayın Devlet Bahçeli, bir röportajımızda aynen şöyle demişti: "Akıl sır almıyor, milli değerlerimizi ve milli varlığımızı imha etmek için fütursuzca mücadele veren AKP'ye Türk milleti ne zamana kadar destek verecektir? Birkaç silahlı ile bir dağ başını tutan herkes Türk devletine ve Hükümeti'ne kök mü söktürecektir? Biz böyle bir mantıkla bu coğrafyada nasıl yaşayacağız? Bilen varsa beri gelsin. Bana kalırsa, AKP baş aşağı sallanan bir gerçekliktir." İşin temeli burasıdır. Milli değerlerimizi ve milli varlığımızı imha etmek için nasıl mücadele verildiği bütün yönleriyle ortaya çıkmıştır. İşte bugün bu kadar ananın ağlaması, bu kadar kanın akması, bu kadar şehidin gelmesi ve ülkenin bir bölgesinden iç savaş görüntüleri gelmesi bu fütursuzluğun sonucudur. Bu AKP'ye destek vermek ne yazık ki, bu milletin intiharı olmuştur ve bedeli hep birlikte ödüyoruz. 

                                       

MHP HEP HAKLI ÇIKTI

            Allah korkusu herkes şahittir ki, bu kirli düzenin karşısına dikilen tek parti Milliyetçi Hareket olmuştur. AKP istemeye istemeye kısmen de olsa, MHP'nin söylediklerini yapmaya mecbur kalmıştır. Ancak, geçmişi ve kimyası inandırıcı olmasına, sonuç almasına yetmiyor. İşin ehline verilmesi gerekiyor. İşte MHP üzerinde neden operasyon yapılmaya çalışıldığı, neden içeriden karıştırılmak istendiğini görmek ve anlamak için buralara bakmak gerekiyor. Daha önce başka yöntemlerle MHP'ye yönelik operasyon yaptılar, bir siyasi tanzim ve tasarımın gerçekleştirmeye çabaladılar, fakat başaramadılar.  Bugün başka yöntemler deniyorlar. MHP'nin bütün söylediklerinin haklı çıktığı, siyasetinin zemin ve imkan kazandığı, milletten takdir ve onay almasının önünün açıldığı bir ortamda, bir kurultay dayatması yapmanın iyi niyetle izahı mümkün değildir. 

HERKES AKLINI BAŞINA ALMALI

Dileğimiz ve beklentimiz herkesin aklını başına alması ve bu tuzağa düşmemesidir. MHP'nin içine çekildiği tuzağın sadece iktidar sahiplerinin, ülke üzerinde hesabı olanların işini kolaylaştırmaktan başka bir sonuç doğurmadığının görülmesidir. Eğer MHP'yi daha iyi yöneteceğini, iktidara taşıyacağını iddia edenler varsa, bunun yolu ve yöntemi bellidir. Olağan kurultay takvimi yapılmış ve tarih açıklanmıştır. Kimden neyi kaçırıyorsunuz? Bu acelenin sebebi nedir? MHP'nin en uygun siyasi zemini bulduğu, herkesten çok söyleyecek sözünün olduğu, tek ve değişmez alternatif haline geldiği bir ortamda, kişisel hırsları, özel hesapları her şeyin önüne geçirmeye kimin ne hakkı var? Partiyi mahkeme kapılarında süründürerek, enerjisini kendi içinde tüketerek, kime hizmet etmiş olduğunuzu görmüyor musunuz? AKP'nin yanaşma ve beslemelerinin nasıl ellerini ovuşturduklarını, "tavşana kaç tazıya tut" diyerek, nasıl gaz verdiklerinin anlaşılması için daha ne olması gerekiyor? Paralelcilerin niye bu kadar müdahil, niye bu kadar heyecanlı, niye bu kadar saldırgan oldukları sorusu hiç kafanızı kurcalamıyor mu? 

Bu soruları ciddiyetle ele alıp, dürüstlükle cevap arayanların nasıl bir oyun oynandığını göreceklerine inanıyoruz. MHP bu ülkenin tek ve son şansıdır. MHP'ye yapılan kötülük, bu ülkeye ve millete yapılmıştır.