Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde kömürü bulan Uzun Mehmet’in madenci olarak tasvir edildiği heykeldeki bir metrelik demir kazma çalındı. 

Şaka değil gerçek! 
Anadolu Ajansı muhabiri Mustafa Kemal Bektaş’ın haberine göre Ereğli Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Baki Karaarslan, heykele uygun yeni bir kazma siparişi verdiklerini bildirdi. 
Uzun Mehmet, 8 Kasım 1829’da Ereğli’ye bağlı Neyren köyündeki dere civarında ilk tez taş kömürünü bulmuştu.
*** 
Ne bekliyorduk? Bir ülkede milletin adı sanı çalınmak istenirken gök gürültüsüne benzer sesler çıkmıyorsa, Uzun Mehmet’in kazması çalınmış çok mu? 
Bir ülkenin yönetimi, rejimi değiştirmek isteyen bir kadro tarafından, yabancılarla iş birliği, din istismarı ve yardım dağıtmak suretiyle ele geçirilmişse Uzun Mehmet’in kazması çalınmış çok mu? 
Bir ülkede bakan çocuklarının yatak odalarındaki kasalardan veya bir genel müdürün evindeki ayakkabı kutularından çıkan kayıt dışı paralar mahkeme kararıyla iade edilmişse, Uzun Mehmet’in kazması çalınmış çok mu? 
Bir ülkede Başbakan’ın, oğluna talimat vererek evindeki kayıt dışı paraları sıfırlamasını istediği, oğlunun da  akşama kadar paraları taşıma işini bitiremeyip kalan 30 milyon Euro ile beş-altı daire satın aldığı iddiaları,  “Bunlar şantaj montaj”  denilerek geçiştirilmişse, Uzun Mehmet’in demir kazması çalınmış çok mu?
***
Bir ülkenin yargısı çalınmış ise Uzun Mehmet’in kazması çalınmış çok mu? 
Üstelik bu durum Adalet Bakanı ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı Kenan İpek tarafından da şöyle ifade ediliyor:  
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yargı kuvveti içinde, organizasyonu ve hiyerarşik yapısı bulunan, devlet yargısına alternatif olarak ve örgütlü biçimde faaliyet gösteren, kendinden olmayan veya kullanamadığı ya da farklı düşünen kişileri yargı kararları ile operasyonların hedefi haline getiren, emniyet ve yargı üzerinden toplanan istihbarata göre örgütün üst düzey yöneticilerinin verdiği kararları icra eden, suç faili veya masum olduğuna bakılmaksızın birçok kişiyi yargı eliyle mağdur eden, abartılı, ayrıntıya boğulmuş, gerçeklerin gizlendiği, kasıtlı, taraflı ve delilsiz davalar açan, topluma yönelik algıyı yöneten paralel devlet yapılanması terör örgütü isimli yapının yargıdaki uzantıları olarak paralel bir yargı gücü oluşturdukları iddiasıyla ihbar yapılmış ve konuyla ilgili bir dosya açılmıştır...” 
Bu ihbarda ele geçirilmiş yargının, Emniyetin ve algı operasyonlarını icra eden medyanın masum insanlara iftira atarak onları mağdur ettiği iddiası var. 
İddianın gerçek olduğunu de hepimiz biliyoruz; yaşadık, tanık olduk!
İnsanların hayatı çalınan yerde Uzun Mehmet’in demir kazması çalınmış çok mu? 
*** 
Uzun Mehmet’in kazmasını çalan bir azizlik yapmış; herhâlde düzenin hırsızlık düzeni olduğunu, kafalara dank ettirmek için kazmaya el koymuş! 
Uzun Mehmet’in kazmasını çalan, milletin üretim kabiliyetinin de çalındığını, buğday, pancar gibi ekim alanlarının IMF talimatları ile sınırlandırıldığını, çalışmayana para verilerek herkesin tembelliğe alıştırıldığını, buna karşılık Meclis’in yabancı şirketler için yasa üstüne yasa çıkararak meselâ tatlandırıcıların kotasını yükselttiğini anlatmak istemiş olmasın!  
Uzun Mehmet’in kazmasını çalan, partiden torpili olmayanın devlet dairesinde işe giremediğini, milletin çocuklarının geleceğinin çalındığını anlatmak istemiş olmasın!
Bütün bu çalma-çırpma operasyonları, başörtüsü, imam hatip gibi sorunlar üzerinden; milletin dini duyguları kullanılarak ve fakir fukara ianeye bağlanarak yapıldı. 
Hani Tuncay Özkan,  “Allah’ımızı çaldılar”  diyordu ya Uzun Mehmet’in demir kazması çalınmış çok mu? 
Sahi, Uzun Mehmet’in demir kazmasını kim çaldı?