MARAŞ'IN BAĞLARI ÖKSÜZ KALDI! MARAŞ'IN BAĞLARI ÖKSÜZ KALDI!
Yozgat Valisi Abdulkadir Yazıcı, Türkiye’de her ilin kendine has kültür ve gelenekleri olduğunu belirterek, insanların bu değerleri kendi elleri ile yok ettiğini söyledi. Yazıcı, insanların kendi kültür ve değerlerine sahip çıkması ve koruması gerektiğini belirtti.

        Spor Toto 3. Lig 3. Grup'ta mücadele veren Yimpaş Yozgatspor Kulüp Başkanı Nurullah Nurdoğan, Yimpaş AVM Salonu'nda düzenlediği yemekli toplantıda il yöneticileri, milletvekilleri ve spor temsilcileri ile birlikte basın mensuplarına Yozgatspor'un durumunu değerlendirdi.
        
        Toplantıda konuşan Yozgat Valisi Abdulkadir Yazıcı, sporun önemini belirterek, ilde spor adına yapılması planlanan projelere değindi.

        Vali Yazıcı, ekonomik ve sosyal açıdan daha ileride olan gelişmiş illerin çoğunun birinci ligde top koşturan takımlarının bulunduğunu ve bu takımların illerine ekonomik anlamda katkı sağladığını belirtti.

        Yazıcı, "Ülkemizde bir il ekonomik güçlenmeye doğru gidiyor, istikbal vaat ediyorsa kenarda bekleyen insanlar, sermaye aynı noktaya hücum eder ve topyekûn bir kalınma içerisinde olunur. Yozgatsporumuz ilimizdeki diğer noktalarda olmasını umut ettiğimiz veya ayak seslerini duyduğumuz gelişmelere paralel olarak ilerleyecek başarılar üzerine başarılar katacaktır. Spor konusunda beni görev yaptığım yerlerden en az zorlayan yer burası olmuştur. Arkadaşlarımız belli fedakârlıkları belli emekleri sizlerle beraber veriyorlar öyle veya böyle profesyonel arenada bir takımımız var o da yoluna devam ediyor. Ben umuyorum ki gelecek günler inşallah lehimize olacak. Gelecek günler de hem spor açısında hem diğer konularda iyi bir ivmeyi iyi bir çalışma temposunu yakalayacağız.” dedi.

        Siyasette konumu itibariyle önemli mevkilerde Yozgatlı belli değerlerinin bulunduğuna dikkat çeken Yazıcı, "Gençlik ve Spor Bakanlığımızın ilimizdeki küçük hizmetlerinin dışında iki büyük gençlik merkezi, büyük bir kapalı yüzme havuzu ile 2013'ü boş geçirmeyecek. Nohutlu göleti diye tabir etmeyi düşündüğümüz o gölet havzasındaki 80-90 dönüm araziyi inşallah spor vadisi şeklinde Yozgat insanımıza hediye etmek istiyoruz." diye konuştu.

Halen fizibilite çalışması süren alanla ilgili bilgiler veren Yazıcı şöyle devam etti: "Biz bu alan içerisinde öncelikle spor vadisinde karasal bölümünde ferdi sporların tamamını yer alabileceği, klasik sporlarda voleybol, basketbol, kapalı veya açık tenis kortu gibi yine okçuluk gibi birçok açık alanda yapılabilecek sporların sentetik sahalar gibi tesisleri bu alana yapmayı düşünüyoruz. Yine ihalesi bitmiş olan, ancak işlemleri tamamlanamamış olan 35x 45 ebatlarında kapalı yüzme havuzunu da bu arazi içerisine yerleştirmeyi düşünüyoruz. O alanının tamamen göletin etrafını gezinti alanları ve yine göletin üzerindeki üç adet koy var. O koya ecdadımızın eserlerinden minyatür Mostar Köprüsü, Meriç Köprüsü ve Malabadi Köprüsü gibi belli simgeleri ve o vadi üzerine minyatür tarzda yerleştirerek, insanımız alana girdiği zaman yürümeye başlasın, bent seviyesine çıktıktan sonra da yine fantezi ışıkların altında düzgün gerek bisikletle gerekse koşacak tarzda yürüyerek turlaması tarzında bir alan yapmak istiyoruz. Gölet içerisinde kürek sporunun yapılacağı tarzda tedbirler almayı iskeleler yapmayı kayıklar gezdirmeyi ilimize minyatür göl ve deniz kazandırmayı özellikle şahin tepesinde bakınca hepimizin haz duyacağı sevineceği gurur duyacağı tarzda bir alan ihdas etmeyi düşünüyoruz. Bununla ilgili olarak önümüzdeki günlerde başbakan yardımcımıza müracaat ederek buraya belli ölçüde kaynak sağlamayı düşünüyoruz. Kendi içerisinde onlarca tür kaynak var. Bununla ilgili arkadaşlarımız çalışıyorlar. Umuyorum ki iki yıl içerisinde yoğun şekilde çalışarak bir güzelliği halkımızın hizmetine sunalım.”

        "KENDİ DEĞERLERİMİZİ KENDİ ELİMİZLE YOK EDİYORUZ"

        Bozok diyarı olarak bilinen Yozgat’ı Bozok kelimesinin kültürüne, geleneklerine göre yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiğinin kaydeden Yazıcı, “Ülkemizde her ilin kendine has farklı kültür ve gelenekleri vardır. Bu kapsamda geleneklerimize ve kültürümüze bağlı olarak yaşantımızı sürdürmeliyiz. İlimizde bizler tabiri caizse labirentlerde sıkışmış gibi duruyoruz. İnsanımız sokağa çıktığından her hangi bir şekilde sosyal manada topluma adapte olamıyor, sıkıştırılmış zaman dilimleri içerisinde bir araya geliyor o da normal bir hareket tarzı, sosyalleşmiş bir hareket tarzı şeklinde içerisinde birbirlerine yaklaşmasına mani oluyor. Bizim bu insanları oyalamamız lazım, bizim bu insanları spor dalları içerisinde meşgul etmemiz lazım, bir araya getirmemiz lazım sosyalleşmeleri konusunda bizim bu insanlara bir yön vermemiz lazım. 'Bozok' kelimesi bu memleket için biçilmiş çok kaliteli çok vasıflı çok manidar kavramlardan birisi. Biz 'Bozok' ismini niye kendimize tam yakıştırmıyoruz, niye kullanmıyoruz? Ben Bozok Yaylası'nda Bozok kelimesinin her Yozgatlı için göğsüne gururla takacağı boynuna yakıştırarak asacağı ve içine sindireceği güzel bir kavram olduğunu düşünüyorum. Ancak Bozoklu olmak, daha doğrusu Bozok olmayı kendi çevresinde kullanıyoruz ne de memleket sathına bunu yayabiliyoruz, anlatabiliyoruz. Sordukları zaman diyoruz ki Üçoklardan Bozoklar'dan Kayı boyundan gelmişiz diyoruz. Süleyman Şah'ı anlatıyoruz Alparslan’ı anlatıyoruz geriye doğru Selçukluları anlatıyoruz belli bir yere kadar soyumuzu neslimizi götürüyoruz. Hem bunu bir marka olarak kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. İkincisi de ilimizde büyük küçük ilişkilerin noktasında ebeveyn evlat ilişkileri noktasında hoca öğrenci ilişkileri noktası bizlerin yeterli ve doyurucu olamadığımızı düşünüyorum. Babasına itaat eden evlat, öğretmeninin dinleyen öğrenci, imamı dinleyen cemaat olma noktasında biraz noksanlarımızın olduğunu düşünüyorum. Bazen de kendi değerlerimizi kendi elimizle yok ediyoruz. “ şeklinde konuştu.

        "SABREDEREK ÇALIŞMAK İNSANA BİR ŞEY KAYBETTİRMEZ"

        Birçok sektörün üretim yaparak hem il ekonomisine hem ülke ekonomisine hem de istihdama katkı sağlamaya çalıştığını vurgulayan Yazıcı, ”Bu gibi firmalarında zaman zaman sıkıntılı dönemleri olabilir. Esas olan bu dönemde işçisi işvereni kenetlenerek sıkıntı ve zorlukları birlikte sabrederek aşması gerekir. Örneğin, ilimiz Organize Sanayi Bölgesi'nde bir firma belli zorluklar içerisinde faaliyetini sürdürmeye çalışıyor. Ama biran da bakıyorsunuz ki 15 gün çalışmış bir gencimiz sigortadan bahsediyor, maaşından alamadığından, mesaisini alamadığından bahsediyor ve her tarafa yaymak suretiyle 'bizler soyulduk, bittik' diye bir takım iddialarda bulunabiliyor. Hâlbuki bir insan iki kazanamazsa bir veremez, iş sektöründe esnaflıkta sermaye sektöründe insan kazanacak ki sürdürülebilir bir hale gelebilsin, kazanamayan da kazancını veremez, her şeyin göz önünde olduğu bir dünyada, ben bu gençlerimizin insanımızın iş ahlakı içerisinde işçi-işveren ilişkisi içerisinde bir taban tutturamadığını görebiliyorum." ifadelerini kullandı.

        "Birçok noktada darlık içerisindeyiz, bunları inşallah aşacağız." diyen Vali Yazıcı, şunları kaydetti: "Eğer ufkumuzu genişletir biraz daha güzel düşünebilirsek, inşallah hızlı trenle, havaalanıyla, termal kaynaklarımızın kullanılmasıyla, duble yollarımızın bitmesiyle üniversite hastanesini, devlet hastanesi, spor merkezleri ve birçok ayak sesi duyulan yatırımların tamamlanmasıyla biraz da insanlarımızı birbirine kaynaştırıp muhabbet ortamını tesis etmek suretiyle, göç etmiş hemşerilerimizi ilimizde ağırlamak suretiyle çok daha farklı günlere ulaşırız. Bunun gayreti içinde hepimiz üzerimize düşen görevleri yerine getirerek çalışmalıyız."

Editör: TE Bilisim