Bolulu bir öğretmenin Malatya Pötürge’de yürek burkan hikayesi! Bolulu bir öğretmenin Malatya Pötürge’de yürek burkan hikayesi!
 Neerdeenn Nereyee?

Beş yaşında idim... 
Babaannem rahmetli, pirinç ayıklıyordu. 
Bir tanesi yere düştü. Babaannem eğildi, aramaya başladı. 
Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya çalışıyor. 
Çocukluk işte, 
"Aman babaanne dedim. 
Bir pirinç tanesi için bu kadar çaba harcamaya, yorulmaya değer mi?" 
Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı, öfkeyle doğruldu. 
"Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun." dedi. "Hiç pirinç üretilirken gördün mü? İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar. Bir pirinç tanesinde kaç insanın göz nuru, alın teri, emeği, çilesi var biliyor musun?" Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.
***
Aradan yıllar geçti. 
Hukuk Fakültesinde öğrenciyim. 
Alain'in proposlarını okuyorum. 
Birden irkildim. 
Babaannemi hatırladım. 
Alain, bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa,
bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur diyordu. 
İlave ediyordu. 
Bir iğnenin üretiminde binlerce insanın alın teri, göz nuru, el emeği vardır diyordu.
***
On dokuz yıl evveldi. Stockholm'e gitmiştim. 
Bir otele indim. 
Geceydi. 
Sabahleyin, traş olmak için lavaboya gittiğimde, aynanın yanında ilginç bir not gördüm. 
Lütfen diyordu, traştan sonra jiletinizi çöpe atmayın. 
Yanda bir kutu var, oraya bırakın. Bir tek jiletle dahi olsa, İsveç çelik sanayisine yardımcı olun. 
Doğrusu, hayretler içinde kaldım. 
Çocukluğumdan beri çelik eşya denince akla İsveç çeliği gelir. Birçok eşya üzerinde İsveç çeliğinden yapılmıştır diye yazardı. 
İşte o ülke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe gitmesini istemiyor, ona sahip çıkıyor, gelen turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu. 
***
İsviçre'de zaman zaman, belli periyotlarda, radyolar, televizyonlar, bir haberi duyurur. 
Şu tarihte, şu saatte, adamlarımız gelecek. Siz lütfen hazırlığınızı yapın. Okumadığınız, ilgilenmediğiniz, kullanmadığınız ne kadar kitap, dergi, gazete, kâğıt, ambalaj, kutu varsa, velev ki bir ilaç prospektüsü dahi olsa, kapının önüne koyun. İsviçre'nin kalkınmasına yardımcı olun. 
Fazla ağaç ziyanına engel olun.
***
Japonlar son derece sade, basit, yalın, mütevazı yaşayan insanlardır. 
Evlerini mobilya ile dolduranlar, Japonlara göre ruhen tekamül edememiş, hayatın manasını anlayamamış, zavallı kimselerdir. 
Böyleleri ile, "zavallı, evini mezat salonuna çevirmiş" diye eğlenirler. 
Bir insanın gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır.
***
Vaktiyle Japon ekonomisi bir darboğazdan geçer...
İç borçlar, dış borçlar gırtlağı aşar...
Zamanın başbakanı meclisi toplar...
Kürsüye çıkar... 
Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve der ki:
"Şu andan itibaren, Tanrı şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden, pirinçten başka bir şey yemeyeceğim... Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim..." Dediklerini de yapar, en üstten en alta kadar bir israftan kaçınma kampanyası başlatır. Japonya bütün borçlarını öder. 
Bu durumun toplumun bütün kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını söylemeye gerek yok sanırım...
Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm. Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mütevazı, ne kadar gösterişten uzaktı...
***
Gerekmediği halde elektriği yakmakla, suyu kapamadan boş yere akıtmakla, gece çamurlu ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla, yemek yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de zalimler sınıfına geçmiyor muyuz?
Hayat çok ince, akıl almaz incelikte ipliklerle örülmüş... 
Her şey o kadar birbirine bağlı ki... 
İlkokul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım:
"Bir mıh bir nalı kurtarır. 
Bir nal, bir atı; 
Bir at, bir komutanı; 
Bir komutan, bir orduyu; 
Bir ordu, bir ülkeyi kurtarır." yazıyordu...
***
Maddi durumumuz ne olursa olsun, ister zengin olalım, ister fakir, hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız. 
Bunda, parayı da, maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik vardır...
Hiç kimse ben hain değilim diye gezinmesin.
Boşa akıttığımız her su damlasında vatana ihanet ettiğimizin farkında mıyız?

(Yazarını bilmiyorum)

Ayşe Işık Pehlivanoğlu


Fotoğraf: 
Nezihe Ece Gül
30/04/2017 Bursa-Gölyazı
"Evinin önünde dinlenen teyze"




Editör: TE Bilisim