Yörükler - Kökeni ve tarihçesi Yörükler - Kökeni ve tarihçesi
 İşte o bölüm:

“Hz.Peygamber(sav)’in Müslümanlara aşıladığı fikir hürriyeti mefhumu Hicret’ten sonra 300 yıl kadar muhtelif şekillerde devam etti.

Müslümanların önemli bir bölümü ilk yıllarda siyasî ve diğer alanlarda, daha sonra ilmî alanda fikir özgürlüğü, araştırma, eleştiri ve yorum yapma haklarını kullanmaya devam ettiler.

Ne var ki, daha sonraki çağlarda, hâkim sınıfın baskı ve zulmünün giderek artması, aydın kesimin de ilmen hizmetten vazgeçip, menfaat ve ikbal için, takip ettikleri yoldan ayrılmaları yüzünden fikir hürriyeti kavramı havaya uçup gitti.

Düşünen kafalardan düşünme hakkı alındı, gören gözlerden görme kabiliyeti gasbedildi, konuşan diller de kökünden koparıldı. Saray ve divanlardan başlayarak medrese ve tekkelere kadar her yerde Müslümanlara, dalkavukluk, uşaklık ve kölelik dersi verilmeye başlandı.

Kalp, beyin, ruh ve beden hepsi zincire vuruldu. Sultan ve padişahlar, insanları kendilerine secde ettirmek suretiyle insanlara tapma geleneği getirdiler. Medreselerde büyüklere kayıtsız, şartsız itaat etme eğitimleri yapıldı. Tekkelerde “biat” sünneti tahrif edilerek kendilerini veli, sofu ve evliya ilan eden kişilere kölelik yapma devri açıldı.

Allah’tan başka kimselerin karşısında eller bağlı olarak durulmaya başlandı.

İnsanlar, insanın tanrısı oluverdi.

Kısacası, tevhid ve peygamberlikle ilgili getirilen bütün hükümler ve emirler bir tarafa itildi. Açıkça şirk gibi bir günah işlenmeye başlandı.

Netice itibarıyle, Müslümanlar, ilmî, ruhî, ahlakî, içtimaî, iktisadî, fennî ve siyasî hiçbir gelişme kaydetmeden hızla çöküşe sürüklendiler.”   




Editör: TE Bilisim