Kur’an’da Araplara ait üç putun “ismi” özellikle veriliyor. Neden acaba?

Kuran nazilinde 6 yıl boyunca putların ismi hiç geçmiyor. İlk olarak Necm suresinde üç putun ismi verilerek şöyle deniliyor:

“Lât ve Uzza’yı ve diğer üçüncüsü Menat’ı gördünüz mü?” (Necm; 53/19-20)

Allah, “Aklını kullan” diyor biz hangi İslam'ın davasındayız? Allah, “Aklını kullan” diyor biz hangi İslam'ın davasındayız?

Sonra bunların aslında ne olduğuna geçiliyor.

Onlar gerçekte Sizin ve atalarınız taktığı bir takım isimlerden başka bir şey değildir.” (Necm; 53/23)

Yine onlar Zanna ve nefeslerinin arzularına tabi oluyorlar” (Necm; 53/23).

Kendi taktıkları bir takım isimler (esmâen semmeytumûhâ)…

Zan ve nefislerinin arzuları (tehve’l-enfüs) …

Demek ki “put” denilen şeyin insanın iç dünyasındaki kökü heva ve heves ve bunlar bir takım “isimler”den başka bir şey değil. İnsanlar o “isimlere” anlam yüklüyor ve prestij ederek yüceltiyorlar.

O “isimlere” dokundurtmuyorlar ve etraflarında atomu parçalamaktan da zor önyargılar oluşturuyorlar. Putları kırmak aslında bu “isimleri” alaşağı etmek ve etraflarında oluşturulan önyargıları kırmak demek oluyor.

Peki, madem putlar bir takım isimlerdir, taştan tahtadan yapılmış tasvirleri de nefislerin hevasının dışa vurmuş sembolleridir, dahası Lât, Uzza ve Menat’ın tahtadan taştan yapılmış tasvir ve heykellerinin şu an yerinde yeller esmektedir, o halde bu “isimlerin” hala Kur’an’da yer alıyor olmasının ve bizzat “isimlerin” anılmasının sebebi ne olabilir?

“Lât” kelimesi “ilah” kelimesinin bozulmuş hali ve mutlak otoriteyi ifade ediyor; El/Elot/Elat/Lat/Elohim/Allot//İlah…

Eski çağlarda Aramice/İbranice’ye kadar uzanan Arapça’nın kök dillerinde kişiyi “içeriden yöneten şey”, “mutlak itaat /otorite” kaynağı anlamında yukarıdaki kelimeler kullanılmaktaydı.

Demek ki Lât “isminin” bugünkü karşılığı “otorite” dediğimiz şeydir.

“Uzza” kelimesi bunu tamamlıyor. Kur’an’da kullanılan “Aziz” isminin daha değişik söylenişi. “Güç” “kuvvet” anlamına geliyor: Aziz/Mu’ız/Muaz/Izzet/Muazzez…

Demek ki Uzza isminin bugünkü karşılığı da “güç, kuvvet” dediğimiz şeydir.

Üçüncüleri olan diğer “Menat” ise yine çok tanıdık: Menna/Mamon/Money/Many/Menat/Manat…

O bildiğiniz “para” demek yani.

Çarlık Rusyası’nın para birimi: “Manat”

Bugünkü Azarbaycan’ın, Türkmenistan’ın hala para birimi; “Manat”

Lât: Otorite…

Uzza: Güç…

Menat: Para…

Şimdi ayeti yaşayan yorumu ile yeniden okuyalım:

“Otorite, güç ve üçüncüleri diğer para… Bunlar sizin ve atalarınızın takdığı bir takım isimlerden başka bir şey değildir… Onlar gerçekte zanna ve nefislerinin isteklerine/arzularına tabi oluyorlar…”

Nefislerinin istek ve arzuları otorite, güç ve para arzuluyor. Bunlara ulaşmak için, gözleri başka bir şey görmüyor, put gibi tapınç nesnesi haline getiriyorlar…

Otoriteyi, gücü ve parayı kendilerinde toplamak/biriktirmek istiyorlar. Bunları elde etmek için girmedikleri kılık, atmadıkları takla kalmıyor. Bunlar için savaşıyor, vuruşuyor, kan döküp fesat çıkarıyorlar…

Otorite: Devlet, saltanat, taht, lider, ecdad, egemenlik, sınır, ulus…

Güç: Silah, petrol, toprak, nüfus, nüfuz…

Para: Sermaye, banka, altın, gümüş, dolar, euro…

Yeryüzünde kan döküp fesat çıkarmak bunlar için olmuyor mu?

İnsanlığın ezelî ve ebedî sorunu bu üçü; Lât (otorite), Uzza (güç/kuvvet) ve Menat (para) başka bir şey değil.

Ne diyor Kur’an bu üçüne karşı?:

Allah’tan başka otorite yoktur (La ilahe illallah)

Güç ve kuvvet yalnızca Allah’a aittir (La havle ve la guvvete illa billah)

Ve üçüncüsü: Mülk Allah’ındır (Lehu’l-Mülk).

Şimdi bunların isminin neden Kur’an’da verildiği anlaşılıyor.

Çünkü bunlar insanlıkta ölmeyen “isim”ler.

Yok olup gitmiş taşlar, tahtalar değil.

Bunlar yaşayan putlar: Lât, Uzza, Menat…

Allah muhafaza buyursun ...

İhsan Eliaçık / İlahiyatçı yazar

Editör: TE Bilisim