“Su felsefesi” Su gibi aziz ol! “Su felsefesi” Su gibi aziz ol!
3 saat önce zil çaldı. Alt kattaki bizim yaşlı teyze ’’Torunumu sizde yıkasam kızar mısınız’’ diye sordu. İçimden ne alaka dedim. Çok şaşırdım, o an hayır diyesim geldi ama siz geçin buyurun ben kombiyi açayım dedim. Biz de birkaç önce taşınmıştık. Eşim de ben de öğretmeniz, pek vakit olmadı kim kimdir pek bilmeyiz. Teyzeye denk geldikçe kapı önünde selam verip geçmekteyiz. Kız çocuğu olduğu için eşim ‘’Ben markete varayım alacaklarımı alayım’’ deyince, pek sevindi 9 yaşındaki Ayşe. Bir çırpıda torununu yıkadı teyze. Havlu diye yanında getirmiş eski bir kumaş gibi bir şey. Onu bırak teyze al bu el havlusu ama hiç kullanılmadı deyip verdim. Hazır olan sofraya buyur ettim. Biz tokuz dedilerse de dinlemedim. Teyze pek bir şey yemedi ama Ayşe hem çorbayı içti, hem de pilavdan iki tabak yedi. Açmış benim yavrum, yemeğin üstüne masaya meyva da koydum.

Ayşe’nin babası başka bir kadın eve getirmiş, annesi de evi terk edip a.annesinin evine yerleşmiş. İşe de girmiş. Ama daha ilk haftası imiş. ‘’Maaşa çok var daha, torunum da üzüntüden olunca çok hasta, ilaç parası doktor derken su faturası kaldı diğerlerini öderken. Ben de 3-5 kuruş her ay onlara verdim, su faturası kaldı da kaldı. Bugün hastanede test yaptıklarında saçlarına jel krem sürmüşler. Şimdi evde yıkasam hasta olur diye düşündüm ’’ diye anlattı. Bir poşet aldım, içine dolaptan yiyecek bir şeyler koydum. Bize müsaade dedi. Ben de sizinle geleyim poşeti getireyim deyince buyur dedi. Annesi gelmiş yatıyor, beni görünce utandı ayağa kalktı. Belli ki çok hastaydı. Kadın üzüntüden, onca saat işte çalışıp eve ve hastaneye yetişmekten bitmiş. Yatacak yerleri var, götürdüm hemen elimdekileri buzdolabına kadar. Bir kutu salça, beş yumurta, birkaç salata ve üç patates gördüm dolapta. Bence bu akşam ekmek bile olmayacaktı sofralarında. Müsaadeniz ile dedim, hemen eşime telefon ettim. Arabayı yanaştır kapıdan beni al dedim. Durumu anlatınca; çok üzüldü. Büyük bir markete gittik. Etinden, çamaşırına kadar hallettik. Sonra doktor arkadaşımıza telefon da ettik. Sabah hastane de olsunlar saat dokuzda, tüm masrafları benden ne gerekirse bundan sonra dedi. Eve getirip verdiklerimiz Ayşe’yi de, annesini de çok mutlu etti.

Şimdi whatsaptan da yazdık herkese. Onlara bir sene yetecek para toplandı neredeyse. Hem de 1 saat içinde… 21 yıllık evliyiz. Ama hiç evlat sevemedik ve sevemeyeceğiz. Ne yapalım olmadı. İki maaş alıyoruz galiba ilk defa bir işe yaradı. İsmim siz de kalsın ama yayınlarsanız insanlar örnek alsın. Çünkü ben sizin paylaşımları okuduğum için, bu akşam o yüzden dedim Ayşe’ye buyurun içeri geçin. Yoksa eve sokulur mu, kimseye güven olur mu?

Neyse kısmetmiş, ayağımıza gelmiş. Size de teşekkür ederiz, sayeniz de bize bir evlat sevdirdiniz. Yavrum benim küçük Ayşe. Bırakmayacağım artık onu Rabbim ömür verdikçe…

ALINTI

Editör: TE Bilisim