Rusya ile stratejik yakınlaşma siyasetinin izlendiği bu günlerde yanlış anlaşılmalara izin vermemek için ufak bir açıklama yapmak gerekiyor.

-Osmanlı'nın Deniz Kuvvetlerini 4 büyük baskınla yok edip, sonra da Doğuda Erzurum'a Batıda da o zamanın Başkenti İstanbul'a kadar gelip bayrak diken Ruslar demiştik...

-Cumhuriyeti kuran Türkçü kadronun lideri Mustafa Kemal Paşa ile zamanın Rus lideri Lenin 1920-1923 yıllarında Türk Rus dostluğunu kurarak, Kurtuluş Savaşımız için gerekli stratejik destek köprüsünü de kurmuşlardı...

- Türkiye ye yapılan techizat ve silah yardımları için Buhara Emirliği ve Azerbaycan lideri Nerimanof'un Moskova'yı fonlaması sözkonusuydu lakin o dönem Kremlin sarayını yönetenlerin ve hatta görevlendirdiği Generallerin de bir kısmının Soydaşımız olduğunun da altının çizilmesi gerekir. 
Stalin gelince işlerin aynı şekilde yürümemesinin altında da özde bu yatar.. yani Soydaş dayanışmasını Stalin bitirmişti...

-Stalin Gürcü'ydü ve Azerbaycan'dan Kazakistan'a, Tataristan'a kadar zor bela hayata geçirilen latin alfabesini değiştirmiş, Soydaşlarımızla dil ve alfabe birliği zincirimizi de kırmıştı....

-Son 250 yılda Ruslarla sadece Atatürk ve Lenin döneminde barış çubuğu içmiştik ve lakin devamı gelemedi işte... çünkü çıkarlarımız çakışıyordu hep...

- Son 250 yılda neden sadece kısacık Lenin dönemi derseniz o zaman Lenin' in köklerine bakıp soydaşlık bağını bulabiliriz...
Lenin iddia edildiği gibi Türk kökenlidir. Kazan ( Tataristan'ın 1000 yıllık başkentidir) doğumlu ve Çuvaş'ça ve Tatarca bildiği çeşitli kitaplarda yazıldı çizildi. ( arama motorlarında bu kitaplar var) 
Yine lenin in anneannesi Kalmuk Türküymüş. Ve yine Lenin'in 1921'de Ankara da yapılan Sakarya Meydan Muharebesinin öncesinde Ankara'ya gönderdiği iki general vardı bunlar Ukrayna Karahim asıllı Varaşilov ile Bişkek doğumlu Kırgız general Firunze'den başkası değillerdi.

- Rusya tarih sahnesine 7. Yüzyılda çıkmış ve çevredeki Türk boylarına yapmadığı kötülüğü bırakmadığı için sonunda hepsini dağıtmayı ve Hazar İmparatorluğunu da dağıtarak büyük Rusya İmparatorluğunun taşlarını döşemiş.... bunun içinde ne gerekiyorsa yapmıştı... 
Sadece Çar l. Nikolay döneminde (1826-55) 1.3 milyon kişiyi "büyük çoğunluk soydaşlarımızı" katletmişti... Osmanlı da bu dönemlerde pert edilmişti... sonraki Stalin döneminde (1923-53) 
5.3 milyon sürgün ve ölüm vardı ve yine; 786.587 de idam vardı.. 
soydaşlar için tam bir felaket yani...

- 1955' ten itibaren Menderes- Kruşçev döneminde ki yakınlaşma, Türk ağır sanayisinin kurulmasına yol açmıştı ama, Menderes de 27 Mayıs 1960 da bir Amerikan darbesiyle yok edilmişti... sonra yine Rusya'ya yanaşan Demirel'lerin de hep darbelenip durdurulduğunu biliyoruz artık...

- Şimdi yeniden Rusya ile balayı yapmak, başta ortak uçak- füze -nükleer tesis işine girip, batıya meydan okumak üzere olduğumuz şu günlerde en kritik soru şu; Rusya ya ne kadar güvenebiliriz??...

Öyle ya artık 1920'LERDEKİ gibi bir soydaş dayanışması da yok artık,
Yine 1960 daki idamların ve sonraki darbelerin asıl sebebini de biliyoruz ...

Yıllardır "Kahrolsun Amerika" diyoruz, Nato'dan çıkalım diyoruz ya...
Yağmurdan kaçarken bir başka fırtınaya tutulmayalım sonra.......
Ne dersiniz?

Bahtiyar Aydın
Haziran 2017