İstanbul gibi dünya kenti bir milyondan fazla insanın iskan, seyahat veya iş için ilçede hayatı paylaştığı Ümraniye ilçesinden belediye başkan adayı olarak seçim sürecinde yaşadıklarımızla ilgili birkaç tespitte bulunmak istiyorum.
Bir defa şunu belirtmekte fayda vardır. Burada seçim adına yüzkarası adamlığı delikanlılığı rafa kaldıran, adına demokrasi ve millet iradesi demekten çok seçkinlerin kazanma adına her yolu mubah gördüğü adaletsiz haksız insafsız merhamet yoksunu bir seçim yaşadık. Hükümet, Büyükşehir, ilçe belediye personeli, imkan ve bütçeleri ile yarıştık. İşinden olmak istemeyen işe girmek isteyen iş ve aş umudu istismar edilen insanlarla paralı neferlerle yarıştık.
İmar lobilerinin finanse ettiği trilyonluk bütçelerle adeta ezilmek istendik. Böyle bir anti demokratik seçim yarışı tiyatrosu milli irade olur mu? Mazlum edebiyatı ile yeri göğü yıkanların gerçek yüzlerini servet saltanat şah padişah dayatmalarını iliklerimize kadar yaşadık. Böyle bir seçimi kazansan ne yazar! Böyle bir seçim yarışını kim kazanırsa kazansın yarın evlatları bile kendilerini hesaba çekecektir.
Allah bana böyle mertçe yapılmayan seçim galibiyeti yaşatmasın. Rakiplerinden bile helallik alan bir seçim yarışı sonucunda ancak adaletle ilçe veya ülke yönetilir. Adaletli seçim yarışında kazananının elini de öperiz ayağını da ve o eli kaldırırız. Cami minberlerinden mihraplarından Müslümanlık vicdanımız kanatılarak peygamber kürsüsünden Allah kelamı ve onun Resulünün sünneti dışında dünya kelamı ve şahsiyetlerinin dayatılmamsı gereken yerde AKP’li belediyelere siyasal teşrifatçılık yapılmıştır. Kafanızı yastığa koyun ve bir düşünün şayet o vicdanlar rahatsa artık sözün bittiği yerdeyiz.
Böyle bir seçim dünyada eşine ancak üçüncü dünya ülkelerinde ve henüz demokratikleşme sürecini tamamlayamamış İslam inancının pınarlarından nasibi alamamış ülkelerde görülür. Mazlum edebiyatı ile mahalleyi ayağa kaldıranların kendi ellerine fırsat geçtiğinde rakiplerini insafsızca nasıl parayla servetle imkanla ezip hakkı adaleti rafa kaldırdıklarını esefle üzülerek ibretle seyrettik yaşadık ve kahrolduk.
Sahi siz kimi kandırıyorsunuz? Seçim almak haklı olmak anlamına gelir mi? Toplum vicdanı haksızlıklar karşısında bir gün mutlaka kanayacak akan gözyaşları temiz dürüst yarışları gelecek kuşaklara armağan edecektir.
Bu dönemin yerel ve genel siyasi aktörlerinden bir gün mutlaka utanılacaktır. Adaletin bumudur adalet ve kalkınma partisi diye hesap sorulacaktır. Bu seçimi gizli mezhep oylaması, etnik kaşıma, inanç sömürüsü, gerilim ve mazlumlar oluşturma düzlemine taşıyarak halka hesap vermekten kaçıranlar halkada Hakka da bir gün mutlaka hesap vereceklerdir.
Seçim kampanyası ve öncesinde yaşadığım kente ve ülkeme sorumluluklarımın gereği olarak onlarca TV radyo ve gazetede Ümraniye’yi sorunlarını ve yapılması gerekenleri konuştuk. Halka tepeden bakan insanların şikayet ederek bazen yanlışlıkla bizden hesap sormaya çalıştığı yöneticileri demokrasinin gücü ve yaptığımız muhalefet karşısında sahaya inmek halka yeni vaatler vermek zorunda kaldılar.
Bizler ülkemiz ve milletimize sevdamız gereği çalıştık seçim sürecinde dertlere derman olmaya çalıştık. Üzülerek gördük ki hırsızlık yolsuzluk vurgun soygun iddiaları ile yargılanan iktidar mensupları, kanlı asker, polis, öğretmen ve hemşire katilleri işbirliği ile ülkenin geleceği tasarlanırken bu anlayış reklam bombaları altında itibar gören bir hale getirilmiştir.
Bugün bu gerçekleri halktan kaçıranlar bunu nereye kadar başaracaklardır. Bu gerçekleri bu millete sonuna kadar anlatmaya çalışarak asla unutturmayacağız.
Hukuk, ahlak, edep kuraları, Müslümanlık ve vatandaşlık vicdanı mutlaka er veya geç harekete geçecek adalet tecelli edecektir. Gerçeklerin güneş gibi doğma mecburiyeti vardır. Allahtan başka buna asla kimse mani olamayacaktır.
Türk milliyetçilerinin birinci görevi bu gerçeklerle bu milleti buluşturmaktır. Bizim için en büyük görev ve makam kazanmak budur. Bu asil milleti mutlaka kendi meselelerine taraf yapacağız. O zaman gerçek milli iradeyi herkes görecek ülkede sevgi kardeşlik baharı gelecektir.
Bu gönül fetihleri başlamıştır.”Seferle emir olundunuz zafer Cenab-ı hakkın takdiridir.” Allah isterse sandıklardan üç hilalli oyları doldurur taşırır buna ne AKP nede CHP nede hiç kimse mani olamaz. O samimiyet gayret ve fedakarlık süreçle beraber zaferde getirir. Bu topraklar haklı adaletli doğru dürüst yöneticilerin iktidarına gebedir. Zaferle değil seferle süreçle adaletle sınanıyoruz.