Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) dün ‘Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu koridoru’ olarak güzergahı açıklanan ‘Kanal İstanbul’ projesi için uyardı: “İstanbul lodos estiğinde dayanılmaz bir şekilde çürük yumurta kokusuna maruz kalacaktır.”

Fotoğraflar: DHA

Marmara Denizi ve Karadeniz’i birleştiren yapay su yolu projesi ‘Kanal İstanbul’, tanker ve yük gemilerinin yarattığı deniz trafiği yükünü İstanbul Boğazı’ndan alternatif bir güzergaha kaydırmayı amaçlıyor.

İnşaat çalışması Marmara Denizi’ne 1 kilometre uzaklıktaki Küçükçekmece Gölü’nün denizle birleşerek yok olması anlamına da geliyor. Ayrıca Sazlıdere Barajı da artık içini doldurduğu vadi, gemi güzergahı olduğu için ortadan kalkacak.

BAYBURT'TA HÜZÜN VERİCİ SAHNE... BU GİDİŞ NEREYE? BAYBURT'TA HÜZÜN VERİCİ SAHNE... BU GİDİŞ NEREYE?

Kanal, Marmara Denizi’ne Küçükçekmece Gölü’nden açılacak. Sazlıdere baraj havzası boyunca devam ederek Sazlıbosna köyünü geçecek, sonrasında Dursunköy’ün doğusuna ulaşıp Baklalı köyünü geçtikten sonra Terkos Gölü’nün doğusunda Karadeniz’e kavuşacak.

‘Mühendislik operasyonu’

Dernekten yapılan açıklamada, projenin İstanbul doğasının karşı karşıya bulunduğu en büyük ‘mühendislik operasyonu’ olacağı belirtildi.

Açıklamaya şöyle devam edildi: “Bundan 12 bin yıl önce bir tatlı su gölü olan Karadeniz, zamanla suların yükselmesi sonucu taşarak, Boğaz üzerinden Marmara’ya akmaya başlamıştır. İstanbul Boğazı’nın Karadeniz çıkışı Marmara çıkışından 30 cm daha yüksektir ve her gün yaklaşık 600 milyon metreküp su üst akıntılarla Marmara’ya doğu akarken, ters yönde ilerleyen alt akıntılar bunu dengelemektedir. Uzmanların dev bir havuza benzettiği Karadeniz’in tuzluluk oranı düşüktür. Tuna, Dinyeper, Dinyester nehirleri bu havuzu tatlı suyla dolduran, İstanbul Boğazı ise boşaltan musluklardır. Akdeniz, yazın sıcağı ve kışın rüzgarları ile sürekli su kaybederken Karadeniz’in fazla suyu boğazlardan geçerek bu su eksikliğini tamamlar. Karadeniz’i besleyen kaynakların tatlı su olmasına karşın suyundaki tuzluluk, boğazların altından ilerleyen ters yöndeki akıntılardan kaynaklanmaktadır. Böyle bir durumda İstanbul Boğazı’na paralel 25 metre derinliğinde yeni bir kanal açmak, havuza giren suyu arttırmadan ikinci bir musluk açmak anlamına gelir.”

‘Karadeniz’in de ekolojik yapısı bozulacak’

Projeyle, kanal içerisinde iki yönlü bir akıntı sistemi geliştirilemeyeceğini ve Karadeniz’in kirli sularının Marmara’ya dolacağını söyleyen WWF, Marmara Denizi’ndeki oksijenin hızla azalacağını belirtti.

Açıklamarda şu ifadelere de yer verildi: “Oksijen bitince, Kanal kapatılsa bile bir daha geri dönüş olmayacak ve oksijensizlik kimyasal dengeleri alt üst ederek, alt tabakadaki hidrojen sülfür yoğunluğunu hızla arttıracak ve sonuç olarak İstanbul lodos estiğinde dayanılmaz bir şekilde çürük yumurta kokusuna maruz kalacaktır. Zamanla Karadeniz’in de ekolojik yapısı bozulacaktır. Tuna Nehri’nin Karadeniz’i kirlettiğinden şikâyetçi olan Türkiye kendi eliyle yaptığı ikinci bir boğaz ile bu kirliliği kendi evinin içerisine, yani Marmara’ya taşınmış olacaktır. Bu durum Marmara’nın ölü bir denize dönüşmesi ile sonuçlanabilecektir.”

(Kaynak: Diken.com.tr)


Editör: TE Bilisim