LAVANTA KOKULU KÖY LAVANTA KOKULU KÖY
 Akçaabat’ın Ağaçlı Mahallesi’nde, 10 Şubat'ta, bir ilçe sakininin hastalanan ineğini keserek, etini dağıtması ve mahalleden 4 çocuk annesi Fatma Çakır’ın (39) hayatını kaybetmesinin ardından ortaya atılan ‘şarbon’ iddiası paniğe neden olmuştu. Mahalleden 73 kişinin halsizlik, mide yanması ve yüksek ateş gibi şikayetlerle aynı hastanenin acil servisine başvurup, tedavilerinin ardından taburcu edilmesi ve kesilen hayvanın şarbon mikrobu taşıdığının tespit edilmesi üzerine İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ve İlçe Sağlık Müdürlüğü ekiplerince çalışma başlatılarak, mahalle karantinaya alınmıştı. Bölgede tedbir alan ekipler, karantinadaki mahallede yaklaşık 600 küçükbaş ile büyükbaşı koruyucu aşıyla aşılamıştı.

HAYVAN DERİLERİ AYNI MAHALLEYE GÖMÜLDÜ


Şarbon hastalığı mikrobu taşıdığı belirlenen büyükbaşa ait deriler, ilçede daha önce biriktirilen 10 tona yakın diğer hayvan derileriyle olayın meydana geldiği Ağaçlı Mahallesi’nde ilaçlanarak, toprağa gömüldü. Hayvan derilerinin yerleşim yerine yakın alana gömülmesi nedeniyle yöre sakinleri de tedirgin olduklarını belirterek, duruma tepki gösterdi. Mahalle sakinleri, şarbon mikrobu şüphesi üzerine İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekiplerince başlatılan çalışmalar kapsamında karantinaya alınan mahallede, gece apar topar gömüldüğünü öne sürdüğü deriler hakkında kendilerine yeterince bilgi verilmediğinden ve uyarılmadıklarından yakındı.


‘ÇOÇUKLARIMIZ BURALARA GELEMİYOR'


Hayvan derilerinin yerleşim yerlerinin yakına gömülmesiyle tedirginlik yaşadıklarını belirten mahalle sakini Murat Aslan, “Akşam namazı ve yatsı arası çarşıdan geliyordum. Duman vardı. Buraya geldim, burada birkaç kişi vardı. ‘Ne yapıyorsunuz burada?' dedim ‘Derileri gömüyoruz' dedi. ‘10 ton 300 kilo deri getirdik buraya' dediler. 2 kamyon deri getirmişlerdi. Onları buraya gömdüler. ‘Bunları neden buraya gömdünüz? Başka yere gömemez miydiniz?' dedim. ‘Bunların bir zararı yok. Başka imha edecek yerimiz yok. Fabrika yok imha için' dediler. Burada çayır çimen olacak, hayvanlarımız burada otluyor. Çocuklarımız burada geziyor, suyumuz da buradan geçiyor. Bu durum çok tehlikeli. Çocuklarımız buralara gelemiyor. ‘Orada şarbon var, zehir var' diyorlar” dedi.

‘ÖNLEM ALINMAYACAKSA BU KÖYDEN ÇIKALIM’

Yörede çaresiz kaldıklarını anlatan Yakup Şahin ise rahatsızlık duydukları derilerin gömülmesiyle ilgili şöyle konuştu:


“Burada olay olmuş, 1 kişi ölmüş. Madem burada bir rahatsızlık var, neden buraya gelip, gömdüler derileri? Daha çok kişi mi ölecek? Bu hastalık için bu köyde herhangi bir önlem alınmamış. Devlet görevlileri geliyor, hepsi galoşlu. Biz elimizi kolumuzu sallaya sallaya geziyoruz. Burada biz insan değil miyiz? Sadece bunların buradan kaldırılmasını istiyoruz. Buradan su kanalı, dere geçiyor. Yaz gelince çocuklarımız burada oynayacaklar, dereye girecekler serinlemek için. Devlet bunlara bir önlem alamayacaksa biz bu köyden çıkalım. Köy, devlet ve yetkililer tarafından kaderine terk edildi. Kimse ilgilenmiyor, kimse bilgi vermiyor bize.”


‘ÇOK TEDİRGİNİZ'


Hayvan derilerinin gömüldüğü alandan geçmeye korktuklarını anlatan Neşat Aslan da “Komşularımızın suyu buradan geçiyor. Çocuklarımız tatile geliyor, burada yüzüyorlar, oynuyorlar. Buradan şimdi yaya geçmek istemiyor. Aşağıda değirmen var, dere var biz ve çocuklarımız çok tedirginiz” dedi.


‘PİSLİĞİN KALDIRILMASINI İSTİYORUZ’


Yetkililere seslenen ve derilerin gömüldüğü yerden çıkarılıp, götürülmesini isteyen mahalle sakinlerinden Süleyman Şahin, şöyle konuştu:


“Şarbon olayında vatandaşımız bilgilendirilmediği gibi bir de gelmişler, tonlarca deriyi imha etmeleri gereken zehri getirip, köyümüze gömdüler. Burası çöp mü? Bu deriler, çöplüğe de atılmaz. Direkt imha edilmesi gerekiyor; ama yetkililer, geldiler köyümüze dere yatağına bunu gömdüler. Buradan sular akıyor, tarım arazisinin beslendiği su var. Geldiler, bunu buraya bir akşam vakti gömüp, gittiler. Böyle bir şeyi kabullenmek mümkün değil. Kimse de şarbon ve bu gömü ile alakalı bilgilendirilmedi. Gerekli işlemlerin yapılmasını devlet büyüklerimizden ve yetkililerimizden bekliyoruz. Tedirginlik büyük. Çocuklarımız ‘Süt içmeyeceğiz' diyor. Artık ben, içme suyumu çarşıdan hazır alıp, geliyorum. Vatandaş tedirgin. Bu pisliğin buradan kalkmasını rica ediyoruz.”

Kaynak: Sözcü, Fatih TURAN- Osman ŞİŞKO/AKÇAABAT (Trabzon), (DHA)





Editör: TE Bilisim