Dün basında “Milli yüzücüler ABD’ye kulaç açtı” “36 Milli yüzücü gitti” gibi başlıkları okuyunca bir spor adamı ve bilim insanı olarak irkildim. Sonra geçen yılda basına yansıyan başka bir haber aklıma geldi. O haberde de bir yıl içinde 160 bin öğrencinin eğitim için ABD ve Avrupa üniversitelerine gittiğini yazıyordu. Bunlar bizim geleceğimiz olan akıllı çocuklarımız. Bunlar bilimsel açıdan kromozomlarında on bin yılların insanlığının güçlü genlerini taşıyorlar. Bu gen yapıları ile yarının Amerika’sının, Aziz Sancar’ları veya Almanya’nın Uğur Şahin veya Özlem Türeci’leri olacaklar. Halbuki bu beyinlere batılı ülkelerin tanıdığı koşullar Türkiye Cumhuriyeti Devletince de tanınabilir. Tanınan olanaklar doğrultusunda da mesleklerinde veya bilimsel yaşamlarında başarının zirvesine ulaşırlar.

Tüm bilimsel, sportif veya iş yaşamının çatısını Türkiye’de kurmuş ve çalışmalarını sürdürmekte olan nice başarılı insanlar var. Dünya çapında doktorlar, mühendisler, mimarlar, hukukçular var.

Bugün yüzücüler, yarın güreşçiler, öbür gün atletler, yani alt yapısı spor ile güçlenmiş gençler, yani sağlam vücutlu ve sağlam kafalı gençler, yani yarını kuracak beyinler.

Bu beyinler yurt dışına gider veya kaçırılırsa, Türkiye Ay’a nasıl gidecek? Bu durumda karşımıza birçok sorumlu faktör çıkıyor;

İzmit Belediyesi’nden Türk kültürüne manidar bir hizmet! İzmit Belediyesi’nden Türk kültürüne manidar bir hizmet!
  1. Anneler babalar çocuklarım daha iyi eğitim alsın düşünceleri ile geçimlerini zora sokarak çocuklarını pahalı kolejlerde okutuyorlar.
  2. Kolejlerde çocuklara yabancı ülkelerdeki başarılı üniversiteler hedef gösteriliyor ve beyinleri yıkanıyor.
  3. Kolejlerde Türkçe düşünme yeteneğinin yerini İngilizce, Almanca düşünme yeteneği, kültürü ve ideolojisi alıyor.
  4. Kolejler ve eğitimcileri, öğrencileri yurt dışına gönderme yarışı içine giriyorlar. Böylece Türkiye’ye değil batılı ülkelere hizmet etmiş oluyorlar.
  5. Devletimizin ve Milli Eğitim Bakanlığımızın sunacağı eğitim olanaklarını; burs, oturum ve yabancı dil gibi bazı özendirici hizmetleri başkaları sağlıyor.

2000 li yılların başında Birçok spor federasyonunun ülkemizde ve dünyada federasyon başkanı olarak, defalarca Orta Asya Türk devletlerine gittim. Gözlemlerim arasında bana mihmandar olarak veriler öğrencilerin çok güzel Türkiye Türkçesi ve İngilizce konuştuklarını gördüm. Onlarla yakın ilişkiler kurdum. Yeni açılan özel Türk okullarına, yani onlar için kolejlere gittiklerini söylediler. Bunlar o ülkelerin zengin çocukları veya yöneticilerin çocuklarıydı. İlk yıllarda görgü ve bilgilerini artırmak için Türkiye’ye getirildiklerini ve Türkiye’yi çok sevdiklerini söylediler. Bizim Amerika’yı Avrupa’yı sevdiğimiz gibi bir ruh kazanmışlardı. Birkaç yıl sonraki gidişlerimde, bu öğrencilerin Türkiye’ye değil de Amerika’ya yönlendirildiklerini öğrendim. Türkiye devreden çıkarılmıştı.

O öğrenciler Amerika’da üniversite eğitimi veya daha yüksek eğitimler görecekler, süper olanlar Amerikanlaştırılacaklar, diğerleri ise Amerikan sempatizanı olarak veya Amerikan çıkarlarına hizmet için ülkelerine gönderileceklerdi.

Yurt dışında eğitim görülmesin demiyorum. “İlim Çin’de de olsa gidin onu alın” gibi bilime ve bilimde evrenselliği açık bir kültürden geliyoruz. Çocuklarımız bir an evvel alt yapısını ve üniversite eğitimini Türkiye’de alacağı bir sisteme ve koşullarına kavuşmalıdır. Daha sonra dallarına göre bilgi görgü artırımı ile yüksek medeniyetlerin çağdaş ve evrensel gelişimini yakalamak için, bu yüksek seviyeli ilim nerede ise orada kendini geliştirmelidir. Fakat verebileceği hizmetleri de ülkesine yönlendirmeli, gittikleri ülkelerde kalmamalıdırlar.

Çocuklarımızın orta ve yüksek eğitimleri acilen dünyadaki tanınmış eğitim kurumlarının düzeyine yükseltilmeli, Çocuklarımıza onların sağladığı olanaklar sağlanmalı ve beyin göçü engellenmelidir.

Prof. Dr. İbahim Öztek / Üsküdar Üniversitesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Başkanı Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı

 

Editör: TE Bilisim