Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir! Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir!
 Kardeş kavgasını bitirme iddiası ile 11 Eylül 1980 tarihine kadar, oluk oluk kan akmasına seyirci kalan,direkt veya endirekt teşvik eden, askeri cunta, Diyarbakır ceza evinde bir başka gerçek kardeş kavgasının temellerini attığı artık kamuoyu tarafından biliniyor.
Yine başka bir seçilmiş cunta iş başına geldiklerinde,2001 yılında terör sıfırlanmış, PKK lideri içeride hapis iken, birden bire terör alevlenmeye başlamıştır.
Bu kez "sayın Öcalan" kasetleri patlayan,yeminle terör örgütü ile görüşmem diyen Erdoğan,Arınç birden masaya oturuyor veya oturtuluyordu.
Bu görüşmeleri itiraf ederek, bu irtibatları utanç verici biçimde kabul ediyor ve bunun adını artık,''barış süreci'' ve "Yeni Türkiye" diye dayatıyordu.
Aynı anlayışla kardeş kavgasını bitirme, duygusal zihin işgali tavan yapıyor, toplumsal tepki ve infial frenleniyor.Toplumsal mühendislik projeleri ülkenin her tarafından,dış destekte bularak, orkestra ahengi ile kendini destekliyordu. Ülke böyle bir sürece toplumsal psikolojik hareketle mecbur ediliyordu. Temelleri 1980 ihtilali ile Diyarbakır'da atılan PKK terör örgütü,yine aynı ilde, bu kez 34 sene sonra direkten bayrak indiriyor,asker şehit edilen Lice'de katilin heykeli dikiliyordu. Geçmişte Süleyman Demirel ve Mesut Yılmaz;Diyarbakır gerçeğinden bahsediyor.Özal ''federasyonu tartışalım'' diyor. Aynı izi süren BOP eş başkanıyım diyen Erdoğan, ''Diyarbakır BOP'un parlayan yıldızı olacaktır'' diye beyanat veriyordu.Sahi nedir bu Diyarbakır gerçeği işte bu gerçek ülkenin bugün diz çöktürülmesi midir?. Bayrak inerse heykel dikilirse daha ne geriye ne kalmıştır? Bayrak düştüğü yerden yeni yiğitler tarafından kaldırılır. Gerek askeri, gerekse sivil cuntanın ortak ifadesi, kardeş kavgasını bitirmekti.Aslında birincisi kardeş kavgasının temellerini atıyor,ikincisi kardeş kavgasını kalıcı hale getirmenin, Anadolu da gelecek kanlı boğuşmanın adını barış süreci koyarak, adeta tarihi milli hafıza ile alay ediyordu. 12 Eylül ihtilalini yapan cunta, görev süresince fidan gibi delikanlılara,Ülkücü ve solcu demeden, sıra sıra astı ve en çok vatan bölünmesin,bayrak inmesin diyen vatan kahramanı Ülkücüleri dar ağaçlarında idam etti. Bugünde tıpkı o günkü gibi Ülkücüler en çok suçlanmıyor mu ne garip tesadüf değil mi?
Yani o günkü darbenin hedefinde Ülkücüler vardı, bugünde etnik ameliyata karşı çıkan, ülkücüler insafsızca karalanıyor, itibarsız hale getirilmeye çalışılıyor ve hedef tahtasına oturtuluyor. ''Ülkücü kardeşlerim'' denilerek Milliyetçilikleri ayakları altına alınıyor.Kardeş kavgasının geçici durmasına, bu aldatma görüntüsüne rağmen, bu günkü kardeş kavgasının temelleri 12 Eylülde atıldı.
Şu kesin bir gerçek ki şehit gelmesin, insanlar ölmesin, kardeş kanı dökülmesin cümlesi, aslında kanlı bir ayrılığın, ayrışmanın, bölücülüğün temellerinin, kansız biçimde atılmasıdır.
Ülkenin kargaşaya, kaosa ve heykel diken, bayrak indiren, vatan topraklarında, yeni devlet kurmaya çanak tutmak, kilometre taşı döşemektir.
Anadolu da insanları yakın gelecekte biri birine boğazlatmak veya yarın kurulmaya çalışılan yapılarla yıllarca süren, Iran Irak harbi gibi, kan döktürmek, silah sattırmak ve Türk milletinin bölgede insiyatif almasına mani olmaktır.
ABD,AB ve İsrail kuklası yapılara mecbur olmak,emperyalist taşeron olmak, maşalarla taşeronlarla kanlı boğuşmaya tabi tutulmaktır.
Bunu bugünden görememek, yarın hane önlerine bu felaketin gelmesine, davetiye çıkarmak ve kolaylaştırmak kendi kedimize intihardır.
Şehit gelmesini isteyen alçaktır, ama bu ülkenin bir karış toprağını. devletini, otoritesini yeni ortakların olmasına izin vermek alçak oğlu alçaklıktır.
Bu ülkede otuz altı değil, tek millet tek,tek bayrak ve tek devletiz. Verilen her taviz Aksine, yeni tabutlara çivi çakmak, yakılan ağıtlara zemin hazırlamak,şehit gelmiyor diye ambalajlamaktır.
Bu ihanet sürecine karşı çıkanlara, kandan besleniyorlar demek, alçak bir şerefsizliktir.Bu emperyalist siyonist haçlı yeni kukla devletin yolunu dayatmalarla açmaktır.Bununla mücadeleden vaz geçmenin adı barış değil kanlı bir gelecektir.

Efendi EFE
Editör: TE Bilisim