Tolunay, İstanbul’da imzalanan ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ olan 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Sözleşmenin taraf devletlere fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet türlerini önlemek için gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü getirdiğini vurgulayan Tolunay, metnin genel hatlarıyla önleme, koruma, kovuşturma ve politikalar üretme ana başlıklarıyla şiddete karşı topyekûn bir mücadeleyi hedeflediğine dikkat çekti.
Tolunay, “Bu sözleşmenin diğer metinlerden farkı taraf devlet sorumluluklarını yerine getirmediğinde parasal tazmin yükümlülüğünün getirilmiş olmasıdır. Bir yıllık süreç değerlendirildiğinde ülkemiz sözleşmenin ilk imzacısı olmasına rağmen şiddet giderek artmış ve bu sürede 258 kadın cinayeti yaşamıştır.” dedi.
Uygulanan kadın politikaları, kullanılan ayrımcı ve aşağılayıcı dilin şiddeti artırdığını, cinayetleri adeta teşvik ettiğini ifade eden Tolunay, “Toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesi ve şiddetin önlenmesi için öncelikle bu fikre inanmak gerekir.” şeklinde konuştu.
Editör: TE Bilisim