Kalp ameliyatları “Küçük Kesi Yöntemi” ile kâbus olmaktan çıkıyor Kalp ameliyatları “Küçük Kesi Yöntemi” ile kâbus olmaktan çıkıyor
Kış mevsiminde hareketsizlik, depresyon ve toplu alanlarda bulunmanın grip gibi hastalıkların daha sık geçirilmesine ve kilo alınmasına sebep oluyor. Uzmanlar kışın hareketi artırmak için, işyerinde, evde, dışarıda yapılabilecek bazı aktivitelerin bulunduğunu söylüyor. En önemlisi de beslenmeye dikkat etmek.

Acıbadem Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülay Hamzaoğlu Öztürk, kışın beslenmede en sık yapılan 3 hatayı şöyle sıralıyor: "Mevsiminde yenilmeyen sebze ve meyveler. Yaz sebze ve meyvelerini kışın yemek, hormonlu yiyecek yemek anlamına geliyor. Bu da vücudu olumsuz etkileyebiliyor. Meyveyi bütün olarak yemek yerine çok sayıda meyveyi sıkarak elde edilen meyve suları ve hazır meyve sularıyla çok yüksek oranda kalori almak. Yüksek kalorili yiyecekleri gündüz az miktarda tüketmek yerine uzun kış akşamlarında, metabolizmanın en yavaş olduğu saatlerde tüketerek aşırı kalori almak."

Tekrarlayan kronik enfeksiyonlar ve hafif soğuk algınlıklarının bağışıklık sisteminin zayıflığının göstergesi olduğunu kaydeden Öztürk, "Bağışıklık sisteminin zayıflamasının en önemli nedeni de besin yetersizliğidir. Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için oksijenli ortamdaki hareketimizi artırmak zorundayız. Dışarıda veya salonda spor yapamıyorsak, evde koşu bandıyla da spor yapabiliriz. Dans etmek de çok kalori harcanmasına neden olduğundan oldukça yararlı bir egzersiz olabilir." diyor.

Sadece diyet yapılarak kilo verilemeyeceğine dikkat çeken Öztürk, şunları söylüyor: "Öncelikle kişi diyet kelimesini doğru kullanmayı öğrenmeli. Dönemsel diyetler yerine kişiye özel diyet programlarının planlanması gerekiyor. Bir de doğru gıdaları, doğru miktarlarda tüketmek önem taşıyor. Günlük beslenmemizde sık sık kaçamak yapmamız çok kalori almamıza neden olacağından dikkatli olmalıyız. Örneğin bir kase sütlü tatlı yediysek, o günkü beslenmemizden bir su bardağı süt, bir porsiyon meyve ve bir dilim ekmek hakkımızı yemememiz gerekiyor. Bu nedenle herkesin bir kez dahi olsa beslenme eğitimi almaları bu değişim kavramını öğrenmeleri ve uygulamalarını mümkün kılacaktır. Kaçamaktan kastımız her şeyi yiyelim ertesi gün hiçbir şey yemeyelim olmamalı. Menü dışında yenen gıdayı hangi grup olduğunu düşünerek bir sonraki öğün o grubu kısarak ve eksik grubu tamamlayarak bu dengeyi korumalıyız. Mantı yediysek, o gün ekmek tüketimini azaltmalı, takip eden öğünlerde yağdan zengin başka yiyecek tüketmemeli, süt veya yoğurt hakkımızı da eksiltmeliyiz."

Kışa özel beslenmeye dikkat edilmesini isteyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülay Hamzaoğlu Öztürk, "Günlük olarak tüketilenlerin değerlendirilmesi yapılmalıdır. Günlük miktarlar kişiye ve kaloriye göre değişim göstermektedir. Besinlerin termik etkisinden faydalanmalıdır. Yani açlığı uzatmamalıdır. Ara öğünler ile kan şekeri dengede tutulmalıdır. Ara öğünler, yemek yeme atağını da engelleyeceği için mutlaka yapılmalıdır ara öğün alternatifleri mutlaka lifli ve kana karışma hızı düşük gıdalar olmalı. Meyve, yoğurt, ayran, lifli çubuklar, tam tahıllı ürünler tüketilmelidir. Sindirim sisteminizin hareketi metabolizma hızınızın göstergesidir. Ananas, kivi, elma, armut gibi meyveleri küp küp doğrayarak, içine bir miktar ılık süt, bir veya iki yemek kaşığı kadar kepek ilave edilmiş bir karışım olarak tüketirsek, kabızlık sorununa karşı da önlem almış oluruz." şeklinde konuşuyor.

Fazla kiloların verilmesi için doktor ve beslenme uzmanı takibinde program uygulanmasını öneren Gülay Hamzaoğlu Öztürk, sözlerini şöyle tamamlıyor: "Bu uygulamada yaşanan problemlerin birlikte ele alınarak zamanında çözüm yaratılması önem taşıyor. Kilo kontrolünde ve sağlığı korumada bir diğer çevresel etmen düzeli bir egzersiz rejiminizin olmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü, haftada en az 3 kez, 45-60 dakika aralıksız spor yapılmasını öneriyor. Sadece diyet yaparak kilo vermek mümkün olmadığından, doğru beslenme kuralları ve sporu birlikte uygulamak kilo vermeye yardımcı olacaktır."

Editör: TE Bilisim